Sinema Bu Saygıyı Hak Ediyor - Son Dakika
Kültür Sanat

Sinema Bu Saygıyı Hak Ediyor

Sinema Bu Saygıyı Hak Ediyor

Yapımcı yönetmen Mehmet Tanrısever, vicdani sorumluluk hisseden bir sanatçı duyarlılığı ile gazetelere tam sayfa ilan verdi. Toplumda moral değerlerin yükselmesi için sanatın iyileştirici gücünü es geçmemek gereğini vurguluyan Tanrısever’in çağrısı, üzerinde düşünmeyi hakediyor.

12.07.2013 03:10

Geçenlerde gazetelere tam sayfa verilen bir ilanda, siyaset çevrelerine, sermayeye, kanaat önderlerine bir tür sinema ortaya konması üzerine davette bulunuluyordu. Çağrıyı yapan kişi, Minyeli Abdullah’tan Garip Bir Kolleksiyoncu’ya gibi özellikli filmlerin yapımcısı, Sürgün ve Hür Adam’ın yönetmeni, Feza Film’in sahibi ve aynı zamanda işadamı olan Mehmet Tanrısever’di. Tanrısever’in dahi meşakketli bir şekilde yol aldığı sinema yolunda yazıya döktüğü ilan metninde, sinemanın moral değerleri güçlendirmesi gerektiği; doğruluk, dürüstlük, sadakat, şefkat, merhamet, nezaket ve sevginin anlatıldığı filmler yapılmasına ihtiyaç duyulduğu ve sinemanın bir tefekkür olduğu belirtiliyordu. Böylesi vicdani sorumlulukla ortaya konan bu ilanın üzerinde düşünülmesi ve ilgili çevrelerde makes bulması kanısındayım.


Yeni bir site: CineMu


Öte yandan imdb’vari bir sinema sitesi olarak kurulan CineMu, filmlerin belli sakıncılar olmadan seyredilebilmesi için değerlendirme ve derecelendirme kıstasları ihdas ederek belli bir duyarlılığı öne çıkarıyor. Gerçekten de günümüzde birçok mahfilden üretilen filmlerin hepsine yetişilemiyor ve birçoğunun taşıdığı çeşitli mahsurlar nedeniyle seyredilmesinde güçlükler yaşanıyor. Çekilen ve gösterime çıkan bütün filmlerin değerlendirilmeye tabi tutulacağı bir platform şimdilik hayal olsa da, zamanla bu hedefe erişilecektir. Diğer yandan, bu filmlerin değerlendirilmesi kadar filmleri ortaya koyan odak ve kişilerin mahiyeti de aslolarak çok önemlidir. Her film belli bir zihni tasarrufun ürünüdür ve belli bir ekonomik temel üzerinde yükselir.


‘Güvenlik derecesi’


Aslında durmadan çalışan bir fabrika veya tezgah olarak görülmesi gereken sinema sanayiinin ne denli bir israf içinde olduğunu düşünmek yanlış olmayacaktır. Her filmle ayrı ayrı uğraşmak, devamlı ürün gelen bir tezgahın arzına cevap yetiştirmek pek de kolay olmasa gerek. CineMu, işte bu zorlu işe kalkışıyor ve değişik dillerde verdiği servisle, ‘güvenlik derecesi’yle, seyirciden aldığı değerlerle sinemayla ilgilenen kişilere olumlu bir kılavuz olmayı olabildiğince başarıyor. Benzer kaygılarda, yani özel bir duyarlılıkla film yapma işine girişmekle ve çekilen filmleri uygun standartlarla değerlendirmekle eş değerde önemli, aynı hissiyatla yapılan filmlerin seyirciyle buluşacağı festivaller, televizyon kanalları ve internet ortamlarında yer alacak eserlerin mahiyeti de son derece önemlidir.


Gelişen ülkeler sineması


İşte Eylül ayında yapmayı planladığımız ‘Gelişen Ülkeler Film Festivali’ de benzer kaygılarla yola çıkılarak düşünülmüş bir çalışma. D-8 ve ECO ülkelerinin sinemalarından seçme yapımların gösterileceği festival, ülke ve toplumların kültürel özelliklerini sergilemeyi hedefliyor ve toplum değerlerini gözeterek insani olanı öne çıkarmayı öngörüyor. Ülkemizde düzenlenen festivallerde pek gözetilmeyen bu duyarlılığın diğer festival girişimlerinde de neşet etmesi ve bir değerler anlayışının yerleşmesi herhalde öncelikle seyircinin ve sinemanın kendi hayrına olacaktır. Dünyadaki pek çok film yapım merkezini ve festival ortamını sarmış bu aslında insan ruhunu zedeleme potansiyeli taşıyan yönelimlerin zaman içinde dönüşmesi yolunda ve uğrunda çaba göstermek, öncelikle sinema sanatına gösterilecek saygıyla eş anlamlıdır.


Estetik rönesans arayışı


Böylesi bir haysiyetli ve ferasetli duruşla, sinemanın kendi saygınlığı yükselecek, insan imgeleminde hak ettiği noktaya ulaşacaktır. Sinema çerçevesinde düşünülen bu hassasiyetlerin, kültür ve sanatın diğer kollarında da vücut bulması yolunda öncelikle entelektüel çalışmaların çoğalması önemlidir ve gösterilecek bu çabayla estetik bir rönesansın da duygu ve ruh dünyamıza bir esenlik getireceği bir ortadadır. Ramazan-ı şerifiniz mübarek olsun.


Mehmet Tanrısever:  Benim ilanım bir tebliğdi


Türk sinemasında başka bir sektörden para kazanıp gönüllü olarak sinemaya yatırım yapan, filmler çeken ender şahsiyetlerden biri olan Mehmet Tanırsever, geçen hafta gazetelere verdiği tam sayfa ilanlarda, genelde sanatın, özelde ise sinemanın kitleleri etkilemedeki gücüne ve önemine vurgu yapıyordu. Tanrısever, ilanda, moral değerleri güçlendirecek filmlere ihtiyaç olduğunun altını çiziyordu. Kendisyle görüştüğümüz Tanrısever ilanın moral değerlere inanan sermayeye ve ilgili çevrelere bir ‘tebliğ’ mahiyetinde olduğunu söylüyor. Tanrısever,  ‘İslami camia olarak görsel sanatlara hak ettiği ilgiyi göstermenin vakti geldi de geçiyor bile’ dedikten sonra şu saptamayı yapıyor: ‘Çünkü iyi bir film çekersiniz, dünyanın dört bir tarafında filminiz gösterilir ve 90 dakikada fikriniz neyse, estetik bir dille insanlara anlatırsınız. Bu imkanı niye değerlendirmeyelim!’ Özel kurumlar, sponsorlar ve devlet olarak spora ve sporculara yapılan yatırımların, zihinsel kalkınmamızı sağlayacak sanattan ve sanatçılardan esirgenmemesi gerektiğinin de altını çiziyor Tanrısever. Ünlü yönetmenin gelecek planları arasında ise bir Çanakkale filmi var. Senaryosu hazır, ancak arka arkaya gösterime giren Çanakkale filmlerinden sonra çekimleri ileri bir tarihe ertelemiş. Şimdilik düşünce aşamasında da olsa Tanrısever’in yapmak istediği filmler arasında Hz. Hüseyin’in hayatı da var.

Kaynak: Star

Son Dakika Kültür Sanat Sinema Bu Saygıyı Hak Ediyor - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement