Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, yurt dışında açılan bir Türk markası, bir Türk restoranının çok büyük bir değer olduğunu belirterek, "Türkiye'nin adının dünya markalarıyla birlikte anılmasını sağlayan markalarımız var. Yurt dışında açılan bir restoran sadece Türk lezzetlerini değil, Türkiye'nin markalarını da tanıtıyor." dedi.
Turagay, Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği'nin (TURYİD) düzenlediği 2. Global GastroEkonomi Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin köklerinin ve geleneklerinin ortada olduğunu, geleceğin de umut vadettiğini kaydetti.
Türkiye'nin gastronomi alanında çok büyük potansiyele sahip olduğunu ifade eden Turagay, turist başına gelirin bin 200 dolara çıkarılabilmesinin mümkün olduğunu, bakanlık olarak ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.
Turagay, Türkiye'nin gastroekonominin ve gastronominin merkezi haline getirilmesi ve bunun için de toplumsal bilincin yerleştirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Türkiye'de birçok farklı yöresel lezzetin bulunduğunu ve bunların ortaya çıkarılması gerektiğini aktaran Turagay, şunları kaydetti:
"Yurt dışında açılan bir Türk markası, bir Türk restoranı çok büyük bir değerdir. Türkiye'nin adının dünya markalarıyla birlikte anılmasını sağlayan markalarımız var. Yurt dışında açılan bir restoran sadece Türk lezzetlerini değil, Türkiye'nin markalarını da tanıtıyor. Hedef aldıkları müşteri kitlesi aslında bizi turizmde hedeflediğimiz bin 100 dolar gelire çıkartacak kitle. Bunları Türkiye'ye çekmeliyiz ki turizm gelirlerimiz artsın, kültürel etkileşim olsun, Türkiye'nin dünyadaki imajı daha da perçinlensin. Bakanlık olarak tüm sektörlerimizin yanındayız. Ülkemizin çeşitli sektörlerinin tanıtımını yapacağımız bu platformları daha da etkin şekilde destekleyeceğiz."
"Markalaşma eksiği bulunuyor"
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan ise bu zirve vesilesiyle gastroekonominin bütün boyutlarıyla analiz edileceğini belirterek, bakanlık olarak buradaki değerli düşünce ve fikirleri gündemlerine alacaklarını kaydetti.
Alpaslan, Anadolu'nun kültürel zenginliğinin yanı sıra mutfağının da çeşitliliğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anadolu mutfağı bize dünyada gastronomi alanında birinciliğe oynama potansiyelini sunuyor. Bu alanda yeterince tanıtımın olmaması ve markalaşma eksiği bulunuyor. Sosyal medyanın en önemli kanallarına baktığımızda önemli veriler yer almakta. Bunları incelediğimizde dünyanın en iyi 50 yemeği veya içeceği arasında Türk yemeklerini, içeceklerini görememekteyiz. Önemli gastronomi festivallerimizi görememekteyiz. Bu durum bize, tanıtımda güçlü bir atağa kalkmamız gerektiğinin işaretlerini vermektedir.
Dünya çapında bu alanda yeni yeni oluşmaya başlayan, varlığıyla gurur duyduğumuz markalarımızın daha da fazlalaşması gerektiğini göstermektedir. Turizm Geliştirme Fonu çalışmalarımızda son aşamalara gelmiş durumdayız. Bu fonu en kısa zamanda hayata geçireceğiz. Çok kısa zamanda TBMM gündemine gelecek ve yasalaşacak bu fon, turizm sektörünün elde ettiği geliri turizmin tanıtımında ve markalaşmasında, atılması gereken adımların gerçekleştirilmesine önemli fonksiyon ifa edecek."
Alpaslan, bu fon ile turizmin daha da çeşitlenmesi, gastronominin iyileşmesi ve ürünlerin dünyada tanınır hale gelmesi için kalıcı bir güce kavuşulmuş olunacağını aktararak, turizm hedeflerine ulaşabilmek için fonun itici güç olacağını vurguladı.
Son Dakika › Ekonomi › 2. Global Gastroekonomi Zirvesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?