40 Milyon Dolarlık Proje Lefkoşa'da 'Gül, Cami İstiyor' Krizi Çıkardı

Sıdıka Atalay’ın belediye ile ortak Lefkoşa’da yapacağı 40 milyon dolarlık alışveriş merkezi için düşünülen arazi, "Cumhurbaşkanı Gül istiyor" diyerek cami yapımına ayrılınca, KKTC’de kriz yarattı. İki yıl süren tartışma, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi’nin "Cami projesi de yok, ödenek de" demesiyle sona erdi. 2 yılın sonunda ne alışveriş merkezi ne de cami projesi gerçekleşebildi.

ASLEN Kıbrıslı olan işkadını Sıdıka Atalay’ın Lefkoşa’da yapmak istediği 40 milyon dolarlık alışveriş merkezi cami krizi yarattı. İki yıl önce sunduğu projesini hayata geçirmeye hazırlanırken, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ada’ya yaptığı ziyaretin ardından aynı araziye cami-çarşı yapılmasının kararlaştırılması KKTC’yi karıştırdı. Kamuoyuna yansıtılmadan yaklaşık 2 yıldır süren kriz, Sıdıka Atalay’ın konuşma kararıyla ortaya çıktı. Atalay’ın "2 yıldır yaşanan süreci anlatmak" için düzenlediği toplantıya sürpriz bir şekilde katılan Lefkoşa Belediye Başkanı Cemal Bulutoğluları da anlatılanları doğruladı. Tarafların aktardığı bilgilere göre, olaylar şöyle gelişti:

Proje Atalay’dan çıktı

Mövenpick Oteli’ni sattıktan sonra daha çok KKTC’deki yatırımlarıyla kendinden söz ettiren Atalay, Lefkoşa’da Belça (Türkiye’deki Belpa benzeri) satış şubesinin üzerinde bulunduğu 7 dönümlük (KKTC’de 1 dönüm 1.317 m2) arazi için bir proje geliştirdi. 2006’nın ikinci yarısında Belediye Başkanı Bulutoğluları’na giderek anlattığı bu proje, Belediye ile Vadim Finans Proje şirketinin ortaklığı ile gerçekleşecekti. Başkan projeyi beğendi ancak arazinin kendilerine ait olmadığını, kullanıma tahsisli olduğunu söyledi. Yine de Atalay, içinde alışveriş merkezinin yanı sıra ofisler ve rezidans bulunan projesine ilişkin sunumunu, 2007’nin ilk aylarında Belediye Meclis’ine yaptı.

Yazılı teklif istendi

Bu sunumun ardından, Başkan Bulutoğluları’nın "İktidar bu araziyi bize vermez" çekincelerine karşın (Başkan muhalefetteki Serdar Denktaş’ın partisi DP’den) Atalay’dan teklifi yazılı istendi. Atalay çekinceleri ortadan kaldırmak için, projesini Başbakan ve İçişleri Bakanı’na da sundu. Her ikisi de projeye sıcak baktı. İçişleri Bakanı "projenin örnek teşkil edeceğini, bu yöntemle belediyelere gelir yaratılabileceğini" söyledi. 3 hafta içinde de bir anlamda onay anlamına gelen T cetveli çıktı. Atalay, projeye başlamayı planlarken, Cemal Bulutoğluları’na ulaşamaz oldu.

Ziyaretle iş karıştı

Atalay, Başkan’a ulaştığında, işin ilerlemediğini tam tersine bambaşka bir boyut kazandığını öğrendi. Kendisine verilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Gül Ada’yı ziyaretinde (Eylül 2007) bir cami yapılmasını istediğini ve bunun için bir fon ayıracaklarını söylemişti. (Bu fondan 2.5 milyon dolar olarak söz ediliyor.) T.C Yardım Heyeti de cami için bu arazide ısrar ediyordu. Belediye Meclisi de, oy çokluğu ile bu arazi üzerinde cami-çarşı yapılması yönünde karar almıştı. Ancak iddialara inanmayan Atalay, "Her iki toplumun da hassas olduğu bir konuda taraflardan birine malzeme olmak istemiyorum. Cumhurbaşkanı da töhmet altında bırakılıyor" diyerek işin peşini bırakmadı. Taraflar isteklerinde ısrar edince, 2 yıl süren bir tartışma süreci yaşandı.

’İlle de bu araziye cami yapılsın’ diyen kim

KKTC’dekii cami krizi şimdilik aşılmış gibi görünse de, alışveriş merkezine ayrılan araziye cami yapılmasında kimin ısrar ettiği konusu netleşmedi. Sıdıka Atalay, ziyaretinin ardından Cumhurbaşkanı Gül’ün adınının burada kullanıldığını söylerken, Belediye Başkanı Cemal Bulutoğluları cami fikrinin kendisine ait olduğunu söylemekle birlikte, o arazide ısrar edenin kendisi olmadığını vurguladı. Belediye Meclisi’nin cami yapımına ilişkin kararının nasıl alındığı sorusuna ise Cemal Bulutoğluları, "Meclis üyelerimiz bazı kişiler tarafından yanlış yönlendirildi" demekle yetindi.

Camilerimizin hepsi kiliseden bozma, fikir de zaten benden çıktı

SIDIKA Atalay’ın düzenlediği basın toplantısına katılarak, Sıdıka Atalay’dan özür dileyen Belediye Başkanı Cemal Bulutoğluları, "Lefkoşa’ya cami yapılması" konusuna açıklık getirdi. "Camiyi Sayın Gül değil ben istedim. Konuyu kendisine ilettim, o da ’bakarız, yardımcı oluruz’ dedi" diyen Bulutoğlulları, bu isteğini şöyle açıkladı: "Lefkoşa’daki bütün camiler dönme, hepsi eskiden kiliseymiş. Bugün birlikte yaşamaktan söz ediliyor ama, yarın Rum geldiğinde kiliselerini geri isteyecek. Bizim yaptığımız bir tane cami yok. O nedenle Lefkoşa’ya yakışacak, burada Osmanlı mimarisini yansıtacak bir camiye ihtiyaç var.

Saygım ve güvenim kalmadı, incindim

SIDIKA Atalay, ’Sadece 2 yıldır yaşadıklarımın bilinmesini istiyorum’ diyerek, bu aşamadan sonra projeyi yapıp yapmayacağına yönelik soruları şöyle yanıtladı: "Başkan, Meclis’in önünüzdeki hafta toplanıp karar alacağını söylüyor. Öncelikle bu kararı bekleyeceğim ama benim saygım da, güvenim de kalmadı. Sonuçta ben bir işkadınıyım, proje benim olduktan sonra istediğim yere yaparım. İsteğim Kıbrıs’ta bir ilki yapmaktı, ilkokula yürüdüğüm sokaklarda Kıbrıs’ta olmayan bir projeyi hayata geçirmekti. Ancak benim ticari projem açığa çıkarıldığı gibi benim üzerimden de politika yapıldı, incitildim."

Kıbrıslıdır, ben onu kandırırım

SIDIKA Atalay’ın sitemlerine karşılık kendi yaşadığı sorunları dile getiren ve yüzde 40’la seçildiği için elinin, kolunun bağlı olduğunu anlatan Başkan Cemal Bulutoğluları, bu aşamadan sonra alışveriş merkezinin yapılması için uğraşağını anlattı. Atalay’ın kırgınlığına karşın "Kıbrıslıdır, ben onu kandırırım" diyen Cemal Bulutoğluları, şöyle konuştu: "KKTC’de böyle bir alışveriş merkezi yok. Vatandaşlarımız bunun için Rum kesimine gidip, alışveriş yapıyor. Üstelik bu merkez, belediyemize de önemli bir gelir kapısı olacak. Orada hem dükkanlarımız olacak hem de otoparkın yüzde 50 mülkiyet ve işletim hakkı bizde olacak. Böyle 10 tane daha yatırım olsa, bütçemiz önemli ölçüde rahatlar."

Büyükelçi son noktayı koydu:

Cami projesi de yok, ödenek de

SIDIKA Atalay ile Lefkoşa Belediyesi arasında yılan hikayesine dönen arazi meselesi, Başbakan, İçişleri Bakanı, Başsavcı, Sayıştay derken, Lefkoşa’nın Türkiye Büyükelçisi Turkekul Kurttekin’e kadar ulaştı. Atalay’dan "Türk Yardım Komisyonu bu arazide ısrar ediyormuş" bilgisini alan Büyükelçi, kendisine bağlı çalışan bu komisyonun böyle bir dayatması olamayacağını söyledi. Ancak bu sözlerine karşın, "Gül öyle istedi, yardım komisyonu ısrarlı" iddialarının önününe geçemeyen Büyükelçi, geçtiğimiz günlerde Belediye Başkanı Cemal Bulutoğluları’nı aradı. Büyükelçi, "Cami projesi de yok, ödeneği de" diyerek, "cami mi, alışveriş merkezi mi" tartışmalarına son noktayı koydu. Bunun üzerine Belediye Başkanı Meclis’i acil toplantıya çağırdı. Meclis de cami projesini rafa kaldırdı.

97 arazinin tapusu belediyeye devredilecek

SIDIKA Atalay’ın Cevahir’den ilham alarak KKTC’de gündeme getirdiği belediye-özel sektör işbirliği modeli, daha işin başında Lefkoşa Belediyesi’nin yararına oldu. Belediye, Belça arazisinin dışında 97 arazinin daha tapusunu alma aşamasına geldi. Bu gelişme, belediyeye yeni gelir kaynakları kazandıracağından Başkan’ı memnun ederken, Atalay tepkisini şöyle dile getirdi: "İyi ama bunun yolunu ben açtım. Tapu belediyeye geçince, önce ’ihaleye çıkalım’ dendi, sonra ’cami yapacağız.’ Madem durum böyleydi neden benimle pazarlık yapıldı. Bu durumda beni kullandınız" diyerek şikayetini dile getirdi.

60’ında

psikoloji

okuyor

İŞ hayatına öğretmenlikle başlayan ardından tekstil, kozmetik, turizm derken hızla yükselen Sıdıka Atalay, iş hayatında olduğu kadar özel hayatıyla da dikkat çekiyor. Maslak’ın ilk 5 yıldızlı oteli olarak yaptığı Mövenpick’i Sudi Özkan’a sattıktan sonra, bir süre Kıbrıslı işadamı Asil Nadir ile ortak çalışan Sıdıka Atalay, KKTC’de de önce Denizbank’ı, ardından da Karpaz’da kurduğu turizm kompleksini satmıştı. Son olarak Lefkoşa’daki arazi krizinde karşımıza çıkan Atalay’ın, bir yandan da yeniden üniversite öğrenciliğine döndüğünü öğrendik. Yakın Doğu Üniversitesi’nde psikoloji eğitimi gören Atalay, "İlgilendiğim bir alandı, 60 yaşında okuluna gitmeye karar verdim. 2 yıl sonra psikolog olacağım. Bu dönemde işime yarayacağını da düşünüyorum" diye konuştu.

Nilgün KARATAŞ