Altının Fed ile İmtihanı

ZEYNEP DUYAR - ABD'de makro ekonomik göstergelerin iyileşmesi ve Temsilciler Meclisi'nde bütçe anlaşmasının onaylanmasıyla ABD Merkez Bankası'nın (Fed) varlık alımlarını azaltacağı beklentisi altın fiyatlarını baskı altında tutmaya devam ediyor.

Yıl sonuna çok az bir zaman kala ABD'de aralık ayı ekonomik göstergelerin iyileşmesi ve Temsilciler Meclisi'nde bütçe anlaşmasının onaylanması, Fed'in 18 Aralık'taki toplantısında tahvil alımlarında azaltmaya gidebileceği beklentisini artırdı.

Fed belirsizliği emtia fiyatları üzerinde de etkili olurken, analistler, Fed'in aralık toplantısında tahvil alımlarında azaltmaya gidilebileceği yönünde bir karar çıkmaması durumunda dahi altın üzerindeki baskının sürebileceği görüşü üzerinde birleşiyor.

AA muhabirine konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Saxo Capital Menkul Değerler Ekonomisti Burak Demirpehlivan, yeni yılın altın için ilginç bir yıl olacağını dile getirdi.

Geçen yıllara bakıldığında, altının daha çok enflasyon korkusu ve düşük faizlerle oluşan reel getiri endişesiyle yükseldiğini ancak son gelişmelerle birlikte Fed'in varlık alımlarından çıkma ihtimalini ortaya koyduğunu belirten Demirpehlivan, alım programından etkilenmeyen düşüş trendindeki enflasyonla birlikte altına destek olan bu bacağın neredeyse ortadan kaldırıldığını söyledi.

Demirpehlivan, buna ek olarak Fed'in düşük faiz uygulamasının altını net bir şekilde çizmesine karşın, ABD'nin 10 yıllık faizlerinden algılanan fiyatlamanın gelecek yılda faiz ortamının eskisi gibi olmayacağını düşündürdüğünü belirterek, "Bu iki gelişme, altına temel anlamda destek bulunamayacağını düşündürse de ortamın artık eskisi gibi olmadığını ve tüm bu gelişmelerin yeni piyasa dinamikleri oluşturmaya başladığını unutmamak gerekir" dedi.

Kilit merkez bankalarının genişlemeci politikalarda birbirleriyle yarışa girmiş olmasının asıl düşündürücü nokta olduğunu vurgulayan Demirpehlivan, piyasadaki volatilite düşünüldüğünde kurlar üzerinde gözlemlenen dalga boyunun geçmişe göre fazla olmasının altının konvertibilite özelliğini ortaya çıkartabilecek ciddi bir gelişme olarak ele alınması gerektiğini söyledi.

Demirpehlivan, gelinen seviyelerin altının çıkartma maliyeti tartışmalarına konu olmasını da önemli bulduğuna dikkati çekerek, son opsiyon fiyatlamalarına bakıldığında artık net bir yönden bahsetmenin mümkün görülmediğini ifade etti.

Yıl sonu fiyatlamalarında aşağı yönlü baskıya karşın tutunmaya çalışan altının onsunun 1.200-1.250 dolar bölgesinde verdiği savaşın, konsolidasyon arayışında bir hareketi işaret ettiğine değinen Demirpehlivan, "Burada bir önceki dip olan 1.180 dolar bölgesinin üzerinde kalmayı başarabilecek seyir için yükselişten bahsetmek mümkün görünüyor. Burada 1250 dolar seviyesi birkaç denemeye sahne olarak kısa vadeli direnci gösteriyor. Ancak yükselişi teyit edebilecek asıl hareket 1.275-1.306 dolar bantları üzerinde tutunabilecek hareketlerle teyit edilebilecek" diye konuştu.

Altının oluşan yeni piyasada özellikle faiz oranlarındaki dalgalanmaya kırılgan bir hale geldiğinin altını çizen Demirpehlivan, burada da endekslerden gelen sert tepkilerin faizlerdeki sakin bir artıştan değil ancak faizlerde oluşacak ani dalgalanmalardan daha fazla etkilenebileceği gibi bir potansiyel bulunduğunu söyledi.

Demirpehlivan, bu durumun altını alternatif olarak yükselen faiz ortamında da potaya sokabildiğine işaret ederek, piyasa her ne kadar deflasyon endişeleriyle kaplanmış olsa da genişlemenin kısa sürede tamamen bitmesi gibi bir durum kolay görünmediğini ve altında olası bir yükseliş ihtimalini canlı tuttuğunu belirtti.

Yıl içerisinde enflasyon verileri öneminin bir kat daha artacağını ifade eden Demirpehlivan, bunun büyümeyle ilgili beklentilere de yön vereceğinden altının sert değil ama sakin, istikrarlı bir yükselişle işleme konu olabileceğini düşündürdüğünü anlattı.

"Altının onsunun 1.180-1.200 dolar üzerinde kalabilmesi yeni konsolidasyona neden olabilecek bir gelişme"

Burak Demirpehlivan, Fed'in sıkılaştırmaya gitmesi konusunda oluşan algının tek başına net bir etki yaratacağını düşünmenin doğru olmadığını vurgulayarak, "Son dönemde, özellikle Janet Yellen'in sahneye girmesiyle birlikte başlayan süreçte uygulamalarını varlık alımı ve faiz politikası olarak iki bacakta yürütüldüğünün altının çizilmesi önemli... Düşük faiz uygulamasında vurgunun biraz daha artabileceği bir döneme gireceğe benziyoruz. Zira Fed olası varlık alımı azaltımını düşük tutulan faizlerin de önünün açılacağı yönünde fiyatlayan ortamı dizginlemeyi istiyor" değerlendirmesini yaptı.

Bu tip bir algının endeksler üzerinde sert bir etkisi olabileceğini belirten Demirpehlivan, düşük faize yapılacak her vurgunun altını destekleyici bir etki yaratmasını beklemenin makul olacağını söyledi.

Demirpehlivan, yıl sonu dalgalanmaları sonrasında altının onsunun 1.180-1.200 dolar üzerinde kalabilmesinin yeni konsolidasyona neden olabilecek bir gelişme olduğunu dile getirerek, "Kısa vadede altının onsu 1.230-1.250 dolar olacak. Ancak bu arada 1.250 dolar kritik bir dönemeç olarak kabul edilecek ve bunun aşılmasından ziyade üzerinde kalıcılık önemli olacak. Sonrasında ise 1.275-1.306 dolar bandı takipte olacak" dedi.

Yatırımcıların dikkat etmesi gereken ana noktanın, altın yükselişini ani değil yavaş bir süreçle yapacağı için pozisyon büyüklüklerini iyi ayarlamaları ve tek kalemde pozisyon almak yerine piyasadaki dalgalanmaya göre parça parça pozisyon düşünülmesi gerektiğini bildirdi.

Demirpehlivan, buna ek olarak uzun vadeli pozisyonlar oluştururken, volatilitenin artacağı bir yıl olacağından opsiyon stratejilerinin değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizerek, bu ürünlerin giriş ve çıkış seviyelerini belirlemede daha etkin olabilecek bir yıl başladığını söyledi. - İstanbul