Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün Açıklaması

Hasan Arslan - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, hedeflerinin Türkiye'yi ilaç üretiminde ve ihracatında küresel ölçekte bir Ar-Ge ve üretim üssü ve bölgesel bir yönetim merkezi haline getirmek olduğunu bildirdi.

Ergün, 2012 Uluslararası Biyoteknoloji Konferansı'nda (BIO International Convention) "Global Teknoloji Forumu"nda katılımcılara Türkiye'ye ekonomisiyle ilgili bilgiler verdi.

Geçmişte, krizlerle, risklerle, belirsizliklerle anılan Türkiye ekonomisinin, bugün artık güven ve istikrar ile anıldığını dile getiren Ergün, 2002 yılında iktidara geldikleri günden itibaren özellikle kamu maliyesi ve bankacılık sisteminde attıkları adımların ne kadar önemli ve değerli olduğunu küresel kriz ortamında gördüklerini anlattı.

Ergün, Türkiye'nin, dünyada krizden en az etkilenen ve kriz sonrası dönemde ise dünyada en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olduğuna işaret ederek, Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa ülkelerinde ciddi sıkıntılar yaşanmasına rağmen, ekonomisinin, reel sektörünün, üretim ve ihracatının büyümeye devam ettiğini söyledi.

Bu başarıda Türkiye'nin yüksek potansiyeli kadar, doğru ekonomi politikalarının da büyük rolünün büyük olduğuna işaret eden Ergün, "Mesela Cuma günü açıklanan verilere göre, Türkiye bu yılın ilk 5 ayında, sadece 432 milyon lira bütçe açığı vermiştir. Sadece bu rakam bile, Türkiye ekonomisinin nasıl bir ciddiyetle yönetildiğini göstermek için yeterlidir" dedi.

Bakan Ergün, Türkiye'nin, bugün tüm dünyada yatırımcılar için en önemli adreslerden biri olarak dikkati çektiğine işaret ederek, yarısı 28 yaşın altında olan 74 milyonluk nüfusu ve sürekli artan milli gelirinin Türkiye'yi dünyanın en önemli iç pazarlarından biri haline getirdiğini söyledi.

Türkiye ilaç sektörünün, 2010 yılındaki 10,4 milyar dolarlık ilaç piyasası ile dünyada 12'nci sırada yer aldığını ifade eden Ergün, ilaç sektörü pazarının genişlemeye devam ettiğini belirtti.

Bakan Ergün, ilaç sektöründe de bu yılın ilk çeyreğinde AMGEN ve Pfizer'ın yatırımlarıyla önemli bir hareketlenme yaşandığını anımsatarak, "Yeni bazı yatırım kararı alınmaktadır. Bugün Türkiye, birçok sektör için bölgesel operasyonların yönetim merkezi haline gelmiştir. Özellikle İstanbul, her geçen gün bir finans merkezi olma yolunda ilerlemektedir. Dünya Bankası'nın bir kuruluşu olan Uluslararası Finans Kuruluşu, ABD dışında ilk defa İstanbul'da ofis açmıştır" diye konuştu.

Türkiye'deki Ar-Ge desteklerini hem nicelik hem de nitelik olarak geliştirecek adımlar attıklarını ve atmaya devam edeceklerini ifade eden Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son teşvik programımızı da, yüksek katma değer üreten sektörlere daha fazla destek sağlayacak bir anlayışla kurguladık. Buradaki bütün girişimcilere, yatırımcılara, firmalara, Türkiye'nin teşvik programını yakından incelemelerini tavsiye ediyorum. Çok önemli teşvikler göreceksiniz.

Dünyada uygulanan en radikal, en kapsamlı teşvik programlarından birisi hazırlanmıştır. Özellikle Ar-Ge projeleri sonucunda ortaya çıkmış ürünlere, yüzde 40 katma değer üreten ürünlere, ülkemizde üretimi yapılmayan ürünlere, bazı onkolojik ilaçlara, çok ciddi avantajlar sağlıyoruz."

-"İleri teknolojili ve yüksek katma değerli ürünler..."-

Bakan Ergün, 2023 yılına kadar Türkiye'nin üretim yelpazesi içinde ileri teknolojili ve yüksek katma değerli ürünlerin payını en az yüzde 20 seviyesine çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.

Bu hedeflere sahip bir ülkenin doğal olarak en fazla önem vereceği sektörlerin başında biyoteknoloji ve ilaç sektörlerinin geldiğini dile getiren Ergün, Türkiye'nin, bu sektörlerde gerçekleşecek yatırımlara çok önemli rekabet avantajları sağlayacak özelliklere sahip bulunduğunu söyledi.

Türkiye'de faaliyet gösteren yaklaşık 300 ilaç şirketinin 25 bin kişi istihdam ettiğine değinen Ergün, Türk ilaç sektörünün dünya ile rekabet edebilecek, yeni ilaç ve tedaviler için Ar-Ge ve yüksek katma değerli üretim ile artan sağlık ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir bilgi birikimine, altyapıya ve stratejik konuma sahip bulunduğunu anlattı.

Türkiye'nin, büyük iç pazarının yanı sıra yakın bir gelecekte, dünyada sağlık turizmi için de önemli adreslerden biri olacağına işaret eden Ergün, şunları kaydetti:

"Biz bu gelişmelerden hareketle, eylül ayında Bakanlığımız bünyesinde özel bir birim oluşturduk, ilaç ve tıbbi cihazlarla ilgili. Sektörün rekabet gücü kazanması için gerekli yol haritasını hazırlamak amacıyla çalışmalara da başladık, sanayicilerimizle birlikte 2 çalıştay gerçekleştirdik.

Bu yıl sonuna kadar Türkiye İlaç ve Biyoteknoloji Sanayi Stratejisi ve Eylem Planı'nı hazırlayacağız. Hedefimiz Türkiye'yi ilaç üretiminde ve ihracatında küresel ölçekte bir Ar-Ge ve üretim üssü ve bölgesel bir yönetim merkezi haline getirmektir. Türkiye'de ar-ge altyapısı ve ar-ge destekleri her geçen gün gelişmektedir. Bunun neticelerini biyoteknoloji sektöründe de görmek mümkündür. Ülkemizde 2002 yılında kurulu teknopark sayısı sadece 2 iken, bugün 32 tanesi faal olmak üzere 45 teknoparkımız mevcuttur."

-ABD'ye iki tane bilim ateşesi...-

Ergün, demokrasiden Ar-Ge altyapısına, ekonomiden yasal düzenlemelere kadar her alanda reformlara devam ettiklerini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Türkiye, bu yükseliş döneminde, partnerleri için de çok önemli fırsatlar oluşturacaktır. Ben buradaki tüm yatırımcıları, Türkiye'yi daha iyi tanımaya, Türkiye'deki fırsatları daha iyi araştırmaya davet ediyorum. Bizim Yatırım Destek Ajansımızın, bu konuda gereken her türlü rehberlik çalışmasını yapacağını hatırlatmak istiyorum.

Yine yakın zamanda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, dunyanın belli şehirlerinde ABD'de de San Francisco bilgi teknolojileri konusunda ağırlıklı çalışan ve diğeri Boston'da biyoteknoloji alaninda ağırlıklı olarak çalışan Bilim ve Teknoloji Ataşelikleri açacağız. Bu ataşeliklerimizle de yakın bir temas sağlayarak ülkemizdeki gelişmeleri takip etmek mümkün olacaktır."

Yayıncı: Affan Kulunyar - BOSTON