- Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Marketler halkı sömürmeye devam ederse hesabını sorarız"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:
"Kimseye zararına iş yap demiyoruz, kimseye kendini sıkıntıya sokma pahasına hareket et demiyoruz. Ancak faiz oranları düşmüş, enflasyon düşmüş, buna rağmen marketlerde sebze, meyve vesairede fiyatlar düşmüyor, hala yükseliyor. Bunu neyle izah edeceğiz? Bunun ahlaki bir temeli olamaz"
"Öyleyse bize düşen bu marketlerde benim halkımı sömürme mücadelesini devam ettirenler varsa bunun hesabını sorma göre bizimdir ve hesabını sorarız"
ANKARA - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Öyleyse bize düşen bu marketlerde benim halkımı sömürme mücadelesini devam ettirenler varsa bunun hesabını sorma göre bizimdir ve hesabını sorarız" dedi.
365 oda ve borsa yöneticilerinin katıldığı TOBB Ekonomi Şurası'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, piyasada yaşanan fiyat artışlarına ilişkin uyarıda bulundu.
" Hiçbir zaman layüsel davranmadık"
İş dünyasının görüşlerinin kendileri için daima yol gösterici olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz şimdiye kadar ekonominin mimarisini işte buradaki hazirunla istişare içinde inşa ettik. Hiçbir zaman layüsel davranmadık. Yeri geldi kendi gönül dünyamıza sığdırmakta zorlandığımız kimi adımları dahi buradaki istişareden çıktığı için atmaktan çekinmedik. 'Önce millet, önce memleket' ifadesi bizim için bir seçim sloganı değil, hayat felsefemizin ta kendisidir" diye konuştu.
Geçen Ağustos ayında döviz kurunda başlayan faiz ve enflasyona sirayet ederek ekonomiyi tehdit etmeye yeltenen sıkıntıların aşılması için gereken tedbirleri iş dünyasının taleplerine göre uygulamaya aldıklarını söyleyen Erdoğan,"2023 hedeflerimize de yine sizlerle birlikte ulaşacağız. Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sizlerle birlikte yükselteceğiz. Türkiye'yi orta üst gelir grubundan üst gelir grubuna sizlerle birlikte çıkartacağız" şeklinde konuştu.
"İnancı ve mücadele azmi olmayanlarla yürünebilecek hiçbir yol yoktur"
Ticarette, siyasette ve hayatın diğer alanlarında başarının sırrının önce inanmak, sonra harekete geçmek, ardından da yılmadan mücadele etmek olduğunu söyleyen Erdoğan, "İnancı ve mücadele azmi olmayanlarla yürünebilecek hiçbir yol yoktur. Türkiye'nin en büyük sorunu dışarıda rekabet ettiği güçler değil, kendi içindeki bir takı kifayetsizlerdir. Bunlar kendi ülkelerinin gücünü bilmedikleri. İnanmadıkları, kendi insanlarına güvenmedikleri için hep birilerinin gölgesi altında, birilerinin emrinde hareket etmişlerdir. Kendi tarihini, kültürünü, ecdadını ısrarla kötüleyen, küçümseyen karikatürize eden bir zihniyetin bu ülkenin geleceğine zerre kadar katkısının olması mümkün değildir. Bu kesimin sürekli diline doladığı hususlardan biri de bizim tarihimizde, medeniyetimizde, sanayinin, üretimin, teknolojinin olmadığıdır. Bunlar sanıyor ki, Türkiye cumhuriyeti gökten zembille indi, içindeki insanları ve insanları da öylece bir kaya kovuğundan çıktı, bunlar böyle zannediyor. Biz ülke ve millet olarak her alanda olduğu gibi sanayi ve ticarette de çok güçlü bir müktesebata sahibiz" ifadelerini kullandı.
Osmanlı döneminde yapılan ticaret hamlelerine ecdadın iktisadi sistemine ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Osmanlı'yı ve daha önceki ecdadı Avrupa kapitalizminin kriterleri ile değerlendirmeye kalkanlar orada aradıklarını bulamıyorlar. Çünkü bizim ecdadımızın her işinin merkezinde eşrefi mahlukat olan insan vardır. Avrupa kapitalizmi ise sadece sömürü üzerine kurulu. Osmanlı tüm iktisadi sistemini vatandaşlarının ihtiyacını en adil, ahlaki ve verimli şekilde karşılamak üzere kurmuştur" dedi. Erdoğan, "Bizde 2 bin 200 yıllık devlet geleneğimizin günümüz ihtiyaçlarına uygun yeni bir aşaması olarak gördüğüm cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile geleceğe büyük bir miras bıraktığımıza inanıyorum" diye konuştu.
"Bunun ahlaki bir temeli olamaz"
Geçen sene yaşanan enflasyon-kur-faiz üçgenindeki dalgalanmada Türkiye'deki bazı kesimlerin iyi bir imtihan veremediklerini kaydeden Erdoğan, "Kur ve enflasyondaki dalgalanma ile orantılı olmayan, akıl ve mantıkla izah edilemeyecek fiyat artışları ile ilgili örnekler her gün karşımıza geliyor. Mal ve hizmet fiyatlarındaki bu akıl ve ahlak dışı artışların sebebi üzerinde hep birlikte düşünmeliyiz. Devlet teşviklerle, indirimlerle, yapılandırmalarla bu süreçte reel sektörümüzün ve milletimizin üzerindeki yükleri azaltmak için elinden gelini yapmıştır. Buna karşılık birilerinin piyasanın şartları kılıfıyla fırsatçılığa yönelmesi üzüntü vericidir. Madam ki biz 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' diyen bir idare anlayışına sahibiz, madem ki biz 'komşusu açken tok yatan bizden değildir' diyen medeniyetin mensubuyuz, madem ki biz komşusunun siftahını gözeten esnaf ahlakı ile övünüyoruz öyleyse son dönemde yaşanan hadiseler karşısında kendimizi sorguya çekmek zorundayız. Kimseye zararına iş yap demiyoruz, kimseye kendini sıkıntıya sokma pahasına hareket et demiyoruz. Ancak faiz oranları düşmüş, enflasyon düşmüş, buna rağmen marketlerde sebze, meyve vesairede fiyatlar düşmüyor, hala yükseliyor. Bunu neyle izah edeceğiz? Bunun ahlaki bir temeli olamaz. Öyleyse bize düşen bu marketlerde benim halkımı sömürme mücadelesini devam ettirenler varsa bunun hesabını sorma göre bizimdir ve hesabını sorarız. Her şey ortada, rakamlar ortada, üreticiden çıkışı ortada ama bunlarda en ufak bir düşüş söz konusu değil. Herkesi bu konuda insafa, vicdana ve ahlaka davet etme görevliliği noktasındayım. Milletimizin bu konuda dillendirdiği şikayetleri kulak arkası edemeyiz. Böyle dönemler dalgalanmayı fırsat bilip karı artırma değil, gerekiyorsa karı bir miktar düşürerek ülkeyi ve toplumu ayağa kaldırma dönemleridir. Anlaşılan bazıları "krizi fırsata dönüştürmek' sözünü yanlış anlıyor. Öyleyse bu yanlış anlayanlara doğruyu anlatmamız lazım. Bu sözden kast edilen elindeki mala ya da sunduğun hizmete olması gerekenden fazla fiyat istemek değil, boşlukları görerek yeni atılımlara girmektir. İhracatçılarımız ne demek istediğimi çok iyi anlarlar. Malum olduğu üzere ihracatta bir ara Rusya pazarında sorun çıktı, bir ara Avrupa pazarı sıkıntıya girdi, istikrarsızlıklar sebebiyle güney komşularımıza ulaşmakta zorluk çektik. Bu durumlarda ihracatçılarımız hemen kolları sıvadı Güney Afrika'ya gitti, Asya'ya yüklendi, diğer coğrafyaları araştırdı. Bununla kalmadı pazarlama yöntemlerini değiştirdi, ürün kalitesini yükseltti, böylece ihracatımız sürekli arttı. Göreve geldiğimizde 36 milyar dolar ihracatımız varken, bu yıl 168 milyar doları aşarak rekor kırdık. Hedefimiz 500 milyar dolar" şeklinde konuştu.
"İş dünyamızın yanındayız ama spekülatörlerin de karşısındayız"
ABD Başkanı Trump ile yaptığı son telefon görüşmesinde en az 75 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaşılması gerektiğini ifade ettiğini söyleyen Erdoğan, "Dün akşam yaptığımız görüşmede de bunu hatırlattı. 'Türkiye'den çok daha gerilerde, farklı olan ülkelerle, çok daha düşük bir ticaret hacmi değil, daha fazla ticaret hacmine sahip olmamıza rağmen Türkiye ile biz 10-15 milyar dolarlık ticaret hacmini yeterli bulmuyoruz, 75 milyar dolarlık ticaret hacmini yakalamamız gerekiyor' ifadesini tekrar kullandı. Ben açmadan şunu da açtı, 'tersanecilikte ne kadar güçlü olduğunuzu biliyorum, demir çelik konusunda da bu konuyu arkadaşlarımız çalışsınlar adımlarımızı atalım' dedi. Aynı mala, aynı hizmete kur ve enflasyonla izah edilemeyecek zamlar yapmak yerine işimizi geliştirip güçlendirerek kazancımızı artırmanın yollarını aramalıyız. Ekonomimizi büyütmek ve milletimizin refahını artırmak için doğru yolları takip etmeliyiz. İş dünyamızın yanındayız ama spekülatörlerin de karşısındayız. Ecdattan tevarüs ettiğimiz ve maalesef içimizdeki kifayetsizlerin bir türlü anlamak istemedikleri bir diğer önemli husus da güçlü olmadan güvende olamayacağımızdır" açıklamasında bulundu.
Son Dakika › Ekonomi › Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Marketler Halkı Sömürmeye Devam Ederse Hesabını Sorarız' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?