Finansal İstikrar Raporu'na göre finansal sistemin sağlamlığını arttırmak amacıyla uygulanan politikalar ve alınmakta olan tedbirler sonuçlarını gösterdi. Türkiye'de finansal istikrara ilişkin olumlu görünümün korundu. Türkiye, gelişmekte olan ülkeler içinde gerek 2009 yılından gerekse 2012 yılı son çeyreğinden bu yana kredilerin GSYİH'ya oranı en çok artan ve yıllık nominal kredi büyümesi en yüksek olan ülkelerden biri oldu. Küresel piyasalarda oynaklığın artış eğiliminde olduğu yeni dönemde, kredi büyüme hızının makul seviyelere gerileyeceği ve finansal istikrara katkı sağlayacağı düşünüldü. Bu bağlamda, kredi büyümesi ve dağılımına yönelik Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından alınmakta olan tedbirler olumlu karşılandı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Kasım 2013 Finansal İstikrar Raporu'nu açıkladı. Bu yılın ikinci Finansal İstikrar Raporu'nda, finansal istikrara yönelik güncel gelişmelere ve "Özel Konular" başlığı altında finansal sisteme yönelik araştırma çalışmalarına yer verildi. Rapora göre Finansal İstikrar Raporu'nun son sayısının yayımlanması sonrasındaki dönemde küresel piyasalardaki oynaklığın arttığı gözlendi. Finansal sistemin sağlamlığını artırmak ve döngüsel hareketlere duyarlılığını azaltmak amacıyla, Merkez Bankası ve diğer ilgili otoriteler gerekli görülen yapısal tedbirleri almaya devam etti. Bu doğrultuda finansman şirketleri zorunlu karşılık kapsamına alındı, ihracat reeskont kredilerinin kullanımını artıracak düzenleme değişikliklerine gidildi. Daha önce ilan edildiği üzere, mevcut durumda izleme evresinde olan kaldıraca bağlı zorunlu karşılık uygulaması da 2014 yılından itibaren hayata geçirilecek. Bu dönemde BDDK yurt içi tasarrufların artırılması ve tasarrufların üretken alanlara yönlendirilmesi amacı doğrultusunda bireysel kredilerdeki artışı sınırlayarak kredilerin dağılımını firma kredileri lehine çevirebilecek bir takım düzenlemeler yaptı. BDDK, yurt içi mevzuat ve düzenlemelerin Basel III'e uyumlaştırılmasına yönelik çalışmalarına devam etti. Bu düzenlemeler bankacılık sisteminin sermaye yapısının şoklara karşı dayanıklılığını artıran ve kredilerin döngüsel oynaklığını azaltan özellikleriyle finansal istikrar açısından önem taşıdı.
-KREDİ MEVDUAT ORANI YÜZDE 110'UN ÜZERİNE ÇIKAN BANKACILIK SEKTÖRÜ DIŞ BORÇLARINI UYGUN MALİYETLERLE YENİLEYEBİLDİ-
Finansal İstikrar Raporu'na göre mevduat dışı fonlama miktarını son dönemde önemli ölçüde artıran ve kredi-mevduat oranı yüzde 110'un üzerine çıkan Türk bankacılık sektörü, Mayıs sonrası süreçte dış borçlarını uygun maliyetlerle yenileyebildi. Sektörün yabancı para likit aktifleri, kısa vadeli dış borçlarının yarısına yakınını karşılayacak düzeyde bulunurken, bu durum sektörün kısa vadeli dış şoklara karşı dirençli bir mali bünyeye sahip olduğunu gösterdi. Bankaların güçlü likidite pozisyonlarını zafiyete uğratmayacak şekilde temkinli bir büyüme stratejisi izlemeleri sektörün görünümünü daha da iyileştirecek.
-KREDİLERİN GSYİH'YA ORANI EN ÇOK ARTAN ÜLKE TÜRKİYE-
Türkiye, gelişmekte olan ülkeler içinde 2009 yılından bu yana kredilerin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya (GSYİH) oranı en çok artan ülkelerden biri oldu. 2012 yılı son çeyreğinden bu yana bakıldığında da Türkiye yüksek kredi büyümesi ile benzer ülkeler arasında öne çıktı. Söz konusu artışta, özellikle yabancı para kredilerde, özelleştirme ve kamu altyapı yatırımlarına bağlı olarak kullandırılan proje finansmanı kredileri önemli bir paya sahip. Ayrıca, tarihi düşük seviyelere gerileyen faiz oranlarının ve vadelerdeki uzamanın, başta konut ve ihtiyaç kredileri olmak üzere kredi talebini artırdığı görüldü. Küresel oynaklığın artış eğiliminde olduğu yeni dönemde kredi büyüme hızının makul seviyelerde gerçekleşmesinin finansal istikrara katkı sağlayacağı düşünüldü. Bu bağlamda, kredi büyümesi ve kompozisyonuna yönelik BDDK tarafından alınmakta olan tedbirler olumlu karşılandı.
-BANKACILIK SEKTÖRÜ GÜÇLÜ YAPISINI KORUDU-
Aktif kalitesi ve sermaye yeterliliği açısından bankacılık sektörü güçlü yapısını korudu. Tahsili gecikmiş alacak oranları 2013 yılı boyunca yatay seyretti. 2011 yılından itibaren yükseliş eğilimindeki çeklerin karşılıksız çıkma oranı ise yıl içinde kademeli bir şekilde düştü. Sermaye yeterliliği rasyoları risk ağırlıklı aktiflerdeki güçlü artışa bağlı olarak yıl içinde 200 baz puana yakın azalmış olsa da, değişik şok senaryoları altında oluşabilecek zararları karşılayacak kadar yüksek bir seviyede.
Finansal İstikrar Raporu'nda firmalar kesiminin son yıllarda küresel likidite bolluğunun da etkisiyle gerek doğrudan yurt dışından gerekse yurt içi bankalardan sağlanan kredilere erişiminin kolaylaştığı değerlendirmesinde bulunuldu. 2012 yılı sonlarından itibaren, ticari kredilerde hızlı bir artış gözlendi. Firmaların yılın ikinci yarısında da yurt dışı borç yenilemede bir sorun yaşamamaları firmaların risk yönetimi açısından olumlu bir göstergesi olarak kabul edildi.
-HANEHALKI TASARRUFLARIN ARTMASI, TÜRKİYE'NİN EKONOMİK BÜYÜMESİNİN FİNANSMANINDA ÖNEM TAŞIDI-
Rapora göre hanehalkı tasarruflarının artması Türkiye'nin ekonomik büyümesinin sağlıklı bir biçimde finanse edilebilmesi için önem taşıdı. Veriler hanehalkı tasarruf oranının düşmeye, hanehalkı yükümlülüklerinin varlıklarına oranının ise artmaya devam ettiğini gösterdi. Bireysel emeklilik sisteminde tanınan teşvikler başta olmak üzere yapısal önlemlerle tasarruf oranlarının arttırılması hedeflendi.
-HANEHALKLARININ MALİ YAPISININ ŞOKLARA DAYANIKLILIĞI ARTTI-
Yabancı para cinsinden tüketici kredisi kullandırılamaması ve tüketici kredilerin tamamına yakınının sabit faizli olması hanehalkının mali yapısının şoklara dayanıklılığını artırdı. Bunların dışında hanehalkının mali durumu ve finansal sistemin istikrarı açısından en önemli parametre borçluluk düzeyinin gelire kıyasla makul bir seviyede bulunması oldu. Dolayısıyla borç-gelir oranının yakından izlenmesi gerek yurt içi tasarruflar açısından gerekse finansal istikrar açısından önem arz etti. BDDK, tarafından yakın zamanda kredi kartlarına dönük yapılan düzenlemelerin bu amaca katkı sağlaması beklendi.
-OLUMLU GÖRÜNÜM KORUNDU-
Merkeze yakınlaşma ilgili sektörün finansal istikrara yaptığı katkının olumlu yönde arttığını ifade etti. Analiz her bir alt sektörün kendi içinde tarihsel olarak karşılaştırılmasına yönelik. Sektörler arası karşılaştırma, yalnızca merkeze göre bulunulan konumda meydana gelen değişimin yönü çerçevesinde yapılabilecek. Yapılan değerlendirmeler çerçevesinde, ülkemizde finansal istikrara ilişkin gelişmelerin şematik yansımasına yukarıdaki makro gösterimde yer verildi. Buna göre son altı aylık süreçte, küresel ekonomi olumlu yönde gelişirken, küresel piyasalarda sınırlı bir kötüleşme söz konusu. Aynı dönemde küresel sermaye akımlarındaki oynaklığa bağlı olarak kur ve faiz
oranlarındaki oynaklığın da arttığı gözlendi. Bununla birlikte, hanehalkında görülen iyileşmenin yanı sıra firmalar ve bankacılık sektöründeki olumlu görünüm korundu.
Son Dakika › Ekonomi › Finansal İstikrar Raporu: BDDK'nın Kredi Büyümesi ve Dağılımına Yönelik Aldığı Tedbirler Olumlu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?