Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Finansal İstikrar Raporu'nda, "Gelişmiş ülkelerde miktarsal genişlemenin sürmesine paralel olarak artan fonlama imkanlarının etkisiyle bankaların yurt dışı yükümlülükleri artış eğilimini korumaktadır. Bankacılık sektörünün dış borç yenileme oranı yüzde 100'ün üzerinde seyretmektedir" denildi.
TCMB tarafından bu yıl ilki yayımlanan Finansal İstikrar Raporu'nun Bankacılık Sektörü Gelişmeleri ve Riskler bölümünde, Türkiye'ye yönelik sermaye akımlarının güçlenmesine ve kredi faizlerinin gerilemesine bağlı olarak kredi artışının ivmelenerek referans seviyesinin üzerindeki seyrini sürdürdüğü belirtilerek, 2012 yılı kasım ayından itibaren bireysel kredilerin firma kredilerine göre daha hızlı arttığına işaret edildi.
Tüketici ve KOBİ kredilerinin kredi büyümesine olan katkısı belirgin bir şekilde arttığı ifade edilen Rapor'da, şunlar kaydedildi: ,
"2013 yılı mart ayı itibarıyla kredi portföyünün türler itibarıyla dağılımında belirgin bir değişim gözlenmemiştir. Krediler ağırlıklı olarak orta-uzun vadeli ve Türk Lirası cinsinden yapısını
korumaktadır. Ülkemiz bankacılık sisteminin kredi portföyündeki döviz cinsinden kredilerin payı diğer ülkelerle karşılaştırıldığında orta sıralarda yer almaktadır. Bankamızın uyguladığı para politikasının da etkisiyle faiz oranlarındaki gerileme devam etmektedir."
Bankaların ağırlıklı olarak mevduat ile finansman sağlamakla birlikte, alternatif kaynakların kullanımının da artırdığına işaret edilen Rapor'da, güçlü karlılık ve menkul kıymet değerleme artışları ile özkaynakların bilanço içindeki payının yükseldiği kaydedildi.
Türk lirası mevduat/katılım fonlarında 2012 yılı ortalarında başlayan artış eğilimini devam ettiği ve DTH/YP katılım fonlarında ise 2012 yılı ortalarında başlayan düşüş eğiliminin 2013
yılı başından itibaren tersine döndüğü belirtilen Rapor'da, "Gelişmiş ülkelerde miktarsal genişlemenin sürmesine paralel olarak artan fonlama imkanlarının etkisiyle bankaların yurt dışı yükümlülükleri artış eğilimini korumaktadır. Bankacılık sektörünün dış borç yenileme oranı yüzde 100'ün üzerinde seyretmektedir. Bankaların menkul kıymet ihraçları ivmelenerek büyümeye devam etmektedir" denildi.
Raporda, Türk lirası zorunlu karşılık oranlarındaki artışa rağmen, zorunlu karşılıkların altın ve döviz cinsinden tesis edilebilmesi imkanları nedeniyle bankaların Türk lirası likidite ihtiyacının artmadığını belirtilerek, şunlar ifade edildi:
"Geçici bir likidite sıkışıklığı durumunda TCMB tarafından bankalara likidite temini için kabul edilebilecek teminatlar arasında yer alan serbest menkul değerlerin mevduata oranı, 2013 yılı ilk çeyreğinde sınırlı bir artış göstermiş, bu tarihten sonra nispeten yatay seyretmiştir. Yabancı para likidite yeterlilik oranlarındaki artış eğilimi devam etmektedir. Tahsili gecikmiş alacaklara (TGA) dönüşüm oranları 2012 yılı son çeyreğinden itibaren yatay bir seyir izlemektedir. Bazı Avrupa ülkelerinin bankacılık sistemlerinde yaşanan sorunların ve küresel belirsizliklerin gündemdeki yerini koruması nedeniyle TGA'ya dönüşüm oranları ülkemiz bankacılık sistemine göre oldukça yüksek seyretmektedir."
-"Bankacılık sektörüne ilişkin göstergeler sektörün sağlıklı yapısını sürdürdüğünü göstermektedir"-
Rapor'da Türkiye'nin bankacılık sektörünün yüksek sermaye yeterlilik rasyosuna sahip olduğunu değerlendirilirken, "Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Türk bankacılık sektörü sermaye yeterlilik rasyosu, ana sermaye oranı ve özkaynakların toplam aktiflere oranı açısından yüksek oranlara sahip ülkeler arasındadır. Bankacılık sektörünün riske esas tutarının toplam aktifler içindeki payı artış eğilimini sürdürmektedir" denildi.
Raporda, şu tespitler yapıldı:
"Bankacılık sektörünün kredi ve piyasa hareketlerinden ileri gelen şoklara dayanıklılığını test eden senaryo analizleri de sektörün özkaynaklarının uygulanan şokları karşılayabilecek durumda olduğunu göstermektedir. 2013 yılı Mart ayı itibarıyla uygulanan senaryo analizine göre; kur, eurobond getirileri, faiz ve TGA'lara uygulanan eş anlı azami şok sonucunda dahi, sektörün sermaye yeterlilik rasyosu yasal sınırın üstünde kalarak yüzde 9,1 olarak gerçekleşmektedir.
Diğer taraftan, yapılan makro senaryo analizi kapsamında 2008 yılında yaşanan küresel krizin bir benzerinin yaşanması sonucu ortaya çıkabilecek olumsuz makroekonomik durum, sektörün TGA oranında ve sermaye yeterliliğinde önemli bir bozulma yaratmamakta olup, sektörün sağlıklı yapısını koruduğu gözlenmektedir. Analiz kapsamında olumsuz senaryo altında sektörün TGA oranının yüzde 4,3'e kadar yükseleceği hesaplanırken baz senaryo altında ise söz konusu oranın yüzde 2,2'ye gerileyeceği hesaplanmıştır. Baz senaryo altında sektörün sermaye yeterlilik rasyosu (SYR) 2015 yılı ilk çeyreğinde yüzde 21,6'ya yükselirken, olumsuz senaryo altında yüzde 15,3'e gerilemektedir. Bankacılık sektörüne ilişkin göstergeler sektörün sağlıklı yapısını sürdürdüğünü göstermektedir"
Finansal istikrar açısından makul seviyelere çekilmiş olmakla birlikte, 2012 yılının son çeyreğinden bu yana ağırlıklı olarak bireysel kredilerden kaynaklanmak üzere ivmelenerek referans seviyesinin üzerinde gerçekleşen kredi artış hızının yakından takibinin önem arz ettiğine işaret edilen Raporda, "Bankacılık sektörüne ilişkin göstergeler sektörün sağlıklı yapısını sürdürdüğünü göstermektedir. Sektör için TGA'ya dönüşüm oranları 2012 yılı son çeyreğinden itibaren düşük seviyelerde yatay bir seyir izlemektedir. Bankacılık sektörü güçlü karlılık performansını ve yüksek SYR oranlarını korumakta olup, düzenlemelerin Basel III standartlarına uyumlu hale getirilmesine dönük çalışmalar sürmektedir" denildi.
- İstanbul
Son Dakika › Ekonomi › Tcmb Finansal İstikrar Raporunu Açıkladı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?