Tisk: 2014 Yılında Sanayi Üretimi ve Büyüme, İhracat Performansına Bağlı Olacak

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), yurtiçi talebin kısılması ve bankaların geri dönmeyen tüketici kredileri ile karşılaşmasının önlenmesine yönelik tedbirlerin büyüme üzerinde olumsuz etki yapabileceği uyarısında bulundu. Sanayi üretim ve ciro endekslerindeki artışların büyük ölçüde yurtiçi talebe; yurtiçi talebin ise bankacılık sektörünün üreticiyi ve tüketiciyi finanse etme politikasına bağlı olduğuna işaret eden TİSK, 2014 yılında sanayi üretimini ve büyüme oranını ihracat performansının belirleyeceğini vurguladı.

TİSK Ekim ayı Ekonomi Bülteni'ni yayımladı. TİSK bültende, dünya ve Türkiye ekonomisine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Bültene göre ABD ekonomisinde kaydedilen büyümeyi dünya ekonomisi açısından olumlu bulan TİSK, ABD'nin kolay para politikasının devam edecek gibi göründüğünü vurguladı. Euro ekonomisinde canlanmanın çok cılız olacağı görüşünü savunan TİSK, yükselen ekonomilerin önümüzdeki yıl da riskli konumda kalacağının altını çizdi.

-"GELİŞMİŞ ÜLKELER AÇISINDAN İKİNCİ RİSKLİ GÖSTERGE İŞSİZLİK"-

İşsizliğin gelişmiş ülkeler açısından en önemli ikinci riskli gösterge olduğunu vurgulayan TİSK, enflasyonist baskının küresel ölçekte zayıf olduğunu vurguladı. TİSK, IMF'nin 2013 ve 2014 yıllarında enflasyonun daha da gerileyeceği tahminine dikkat çekti.

-"GELİŞMİŞ EKONOMİLERİN BORÇLANMA SORUNU DEVAM EDİYOR"-

TİSK'e göre gelişmiş ekonomilerin borçlanma sorunu devam ediyor. Ekim ayında sorun olan borçlanma tavanının yukarı çekilmesi, borçlanmanın ABD içinde başlıca risklerden birisi olduğunu bir kere daha gösteriyor. Yükselen ekonomilere yönelik sermaye akımı ise istikrarsız görünüyor.

-"MALİ DİSİPLİN, KÜRESEL RİSKLERE KARŞI KALKAN OLARAK GÖRÜLÜYOR"-

Aylık ekonomi bülteninde Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelere de yer verildi. Orta Vadeli Program'da (OVP) Türkiye ekonomisinde 2014 büyüme oranı hedefinin yüzde 4; 2013 tahmininin yüzde 3.6 olarak belirlendiğine dikkat çeken TİSK, cari açık ile ilgili tedrici yumuşama hedeflerinin ortaya konduğunu vurguladı. Bütçe açığının GSYH'ya oranının yüzde 1.9 olarak belirlendiğini belirten TİSK, "Mali disiplin, küresel risklere karşı kalkan olarak görülüyor" değerlendirmesinde bulundu.

-"YURTİÇİ TALEBİN KISILMASINA YÖNELİK TEDBİRLER BÜYÜME ÜZERİNDE OLUMSUZ ETKİ YAPABİLİR"-

TİSK, yurtiçi talebin kısılması ve bankaların geri dönmeyen tüketici kredileri ile karşılaşmasının önlenmesine yönelik tedbirlerin büyüme üzerinde olumsuz etki yapabileceği uyarısında bulundu. Sanayi üretim ve ciro endekslerindeki artışların büyük ölçüde yurtiçi talebe; yurtiçi talebin ise bankacılık sektörünün üreticiyi ve tüketiciyi finanse etme politikasına bağlı olduğunu ifade eden TİSK, şunları kaydetti:

"OVP, tüketim harcamalarının kısılmasını öngörüyor. 2014 yılında sanayi üretimini ve büyüme oranını ihracat performansı belirleyecek."

TİSK, verilerin işgücü piyasasına yönelik yapısal düzenlemeler yapılmadığı takdirde istihdamın artırılamayacağını ve işsizliğin azaltılamayacağını ortaya koyduğuna dikkat çekti. TİSK, özel sektörün tahvil ihracı yoluyla borçlanmasının kamu kesiminin üzerine çıktığını belirtti.

-"VERİLER, HÜKÜMETİN SEÇİM EKONOMİSİ İZLEMEYECEĞİNE İŞARET EDİYOR"-

Verilerin, Hükümetin seçim ekonomisi izlemeyeceğine işaret ettiğini vurgulayan TİSK, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Hükümet riskler karşısında bütçe dengesini en önemli silah olarak elinde tutuyor. Türkiye ekonomisi mali disiplinden vazgeçtiği zamanlarda krize girdi. Mali disiplin Türkiye ekonomisinin Küresel Krizde de büyümesini sağladı. TCMB de mali disipline destek oluyor; PPK faiz oranlarını sabit tuttu."