12 Eylül darbesinden sonra idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu'nun ağabeyi Oktay Fırtına, "Annem son anına kadar, ölürken dahi 'Mustafam' diyerek gitti. Son anına kadar 'Mustafam' diye inledi. Bunun vebalini kim verecek" dedi.
Fırtına, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Kenan Evren'in, çok insanın canını yaktığını söyledi.
İnançlı insanlar olduklarını dile getiren Fırtına, "Allah rahmet etsin ama mekanı cennet olmasın" diye konuştu. Evren'in "Bir sağdan bir soldan astık" sözlerini eleştiren Fırtına, "Suçsuz insanları idam ettirdi. Allah'ın verdiği canı hiçbir kul alamaz. Ne oldu? Yaptı bunları... Ne oldu? Cenab-ı Allah buna ne yaptı, 'Sen, kullarıma bunu yaptın, çok can aldın, çok can yaktın, çok haneleri söndürdün, ocakları yıktın. Çekeceksin" ifadesini kullandı.
Kardeşi Mustafa Pehlivanoğlu'nun suçsuz yere idam edildiğini belirten Fırtına, "Ailemizi perişan etti. Annem, babam oğullarının acısıyla yaşadı. Annem son anına kadar, ölürken dahi 'Mustafam' diyerek gitti. Son anına kadar 'Mustafam' diye inledi. Bunun vebalini kim verecek" diye konuştu.
"Kenan Evren, soyadımıza kadar değiştirdi"
O dönemde çok baskı gördüklerini, soyadlarının dahi değiştirildiğini dile getiren Oktay Fırtına, kamudaki işinden çıkarıldığını belirterek, şöyle konuştu:
"Kenan Evren, soyadımıza kadar değiştirdi. Avukatımız, babama soyismimizin değiştirileceğini söylemiş. Fırtına olarak değiştirdik. Soyismimizi değiştirmemize rağmen her yerde tanınıyorduk. Her türlü zulmü gördük. Evimizin çatısına dinamite kadar koydular. Pompalı tüfeklerle, uzun namlulu tüfeklerle evimizi kurşunluyorlardı. Sokağa çıkamıyorduk. Çocuklarımın okumasını dahi engellediler. Cezaevinden kaçtığında bir tabur asker bizim mahalleyi sarmış. Beni götürmek için. Babamı götürmek istediler, 'Babamı götürmeyin, babam yaşlı' dedim. Götürdüler, bana 1 hafta işkence yaptılar. Cereyan veriyor, soluk almasın diye kaburgalarıma basıyorlardı."
Kardeşinin cenazesinin aileye verilmediğini aktaran Fırtına, 6 ay sonra mahkeme kararıyla mezarı açtırdıklarını belirterek, "Cenaze açıldı. Rahmetliyi gördük, o olduğuna inandık. Rahmetlinin mezarı açıldığında sapsarı, hiçbir şey yok, aynı böyle gülümsüyor. Sadece kalbinin olduğu yere su damlamış, kefeni dahi bozulmamıştı. Nur içinde yatıyordu" dedi.
"Annem oğluyla görüştürülmedi"
Annesi Zeynep Fırtına'nın idamdan önce görüşe gittiğinde oğluyla görüştürülmediğini aktaran Oktay Fırtına, "Annemin gittiği günün gecesi saat ikiden sonra Ulucanlar'a götürüyorlar. Sabaha karşı da infazı gerçekleştiriyorlar. Evimizin olduğu yer askerlerce çevrilmişti. O gece bütün Ankara sessizdi" diye konuştu.
Kardeşinin idam edildiğini iş yerinde öğrendiğini aktaran Fırtına, şöyle devam etti:
"İdam edildiği gün Başbakanlıktaki işime geldim. Genel sekreter beni çağırdı ve idamı haber verdi. Ben orada yığılıp kalmışım. Olayı orada duydum. Ondan sonra gazetelere baktım. Gazetelerde basılmıştı, televizyonda vardı. Annem geçen yıl öldü. Zaten üzüntüden bitmişti, yürüyemiyordu. Onun ıstırabı devamlı ailemizde yaşıyor. Her 8 Ekim'de biz yeniden aynı acıyı yaşıyoruz.
Annemin ömrü hapishane kapılarında, görüşlerde geçti. Sabah gidiyor, akşam geliyordu. Aç susuz. Hastalandı. Her şeyimizi sattık sırf kurtaralım diye ama maalesef. Tek yaşasaydı... Giden geri gelmiyor."
"Kurtulma umudu vardı"
Kardeşiyle son görüşte konuştuklarını da aktaran Fırtına, şunları söyledi:
"Son görüşümde bana 'Ağabey hiç üzülme. Allah'ın izniyle çıkacağız. Suçsuz olduğumuzu biliyorlar, bırakacaklar' dedi. Yalnız bana yazdığı iki mektubu var. Orada 'İdam cezası verecekler ama temyize gittiği zaman suçsuz olduğumuz anlaşılacak' diyordu. Kurtulma umudu vardı. Görüşlerde de söylüyordu. 'Hiç üzülmeyin, kurtulacağız. Ben suçsuzum' diyordu. İdama giderken de son arzusunu soruyorlar, 'Namaz kılacağım' diyor. Namazını kılıyor bir de 'Anneme, babama mektup yazacağım' diyor. Orada yazıyor. Gayet sakin, namazını kılıyor, mektubunu yazıyor. Her şeyini hazırlamış. Kardeşim tertemiz gitti. Mezarı açıldığında cesedi hiç bozulmamıştı. Melek gibi gülüyordu."
"Çok iyi bir insandı"
Kardeşinin çok iyi bir insan olduğunu ifade eden Fırtına, "Kardeşim, bir tavuğu dahi kesecek bir insan değildi. Kavgayı sevmezdi. Kendi halinde, okuyordu zaten. O arada da nişan yapmıştık. Kardeşim mütevazı, saygılı bir insandı. Bırakın insanın canına kıymayı, tavuğu dahi kesemezdi. Merhametliydi, dürüsttü. İyi bir insandı. Nur içinde yatsın" dedi.
İadeiitibar ve Pehlivanoğlu soyadını geri almak istediklerini dile getiren Fırtına, avukatlarının hazırlık yaptığını, iadeiitibar ve Pehlivanoğlu soyadını geri almak için başvuruda bulunacaklarını söyledi.
"Devlet töreni yapılmasın"
Evren'in suçlu bulunduğunu anımsatan Fırtına, Evren'e devlet töreni yapılmasını istemediklerini belirterek, "O merasimi hak eden biri değil. Eğer devlet buna tören yaparsa o devlet devlet değildir, o asker asker değildir. Askeri tören yapılırsa haram olur buna, haram" dedi.
Kardeşinin kendisine yazdığı mektupları da paylaşan Oktay Fırtına, kardeşinin bir mektubunda annesinin idam alacağı karar duruşmasına gelmemesini istediğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Mektubunda, '...Bunu sizden sakladım. Üzülmenizi istemedim. Anneme bir şey olmasını istemediğim için sana yazıyorum. Kimseye söyleme. Ağabey bize idam cezası verecekler, bu kesin. Ama bunu temyiz bozacak. Bu mahkemeden kurtulamayız. Ne yapalım? Abi beni başka cezaevine gönderecekler ama 81'de dışarıdayız' diye yazıyor. Söylediği bu. Bana yazdığı mektupta 'mahkemeye annem gelmesin' diyor."
Son Dakika › Güncel › 12 Eylül Sonrası İdam Edilen Mustafa Pehlivanoğlu'nun Ağabeyi Fırtına Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?