TUTUKLU er Ertuğrul Çelikel, darbe gecesi komutanlarının emri ile köprüye gittiğini, babasından gelen telefon ile darbe girişimini öğrendiğini belirterek, "İsmail Yurdakul'dan telefonunu aldım ve babamı aradım. Babam Çorum'da dışarıdaymış, araba sesleri geliyordu. Babam, bana nerede olduğumu söyledi. Köprüde olduğumuzu söyledim. Babam da, 'Komutanlarınıza inanma, onlar hain. Git o şerefsizin kafasına sık' dedi. Ben de bunun üzerine telefonu attım ve ağlamaya başladım."
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi yerleşkesinin karşısındaki duruşma salonunda görülen davanın üçüncü duruşmasına 130 tutuklu sanık ile sanık ve müşteki avukatları katıldı.
Duruşmanın sabah yapılan oturumunda tutuksuz er Özcan Oduncu ile tutuklu er Aykut Şafak Kaya'nın sorguları yapıldı.
Öğleden sonra yapılan oturumda ise Cengiz Varol, Yunus Emre Köse, Erdoğan Nantu, Ertuğrul Çeliker, Halil Telli ve Ferhat Kaya'nın sorguları yapıldı.
'VURUN... EZİN GEÇİN TALİMATI VERDİLER'
15 Temmuz'da 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda görevli olan tutuksuz sanık onbaşı Cengiz Varol, kışladan tatbikat gerekçesi ile çıkarıldıklarını söyledi. Kışladan çıkan zırhlı birliklere eski üsteğmen Vedat Yıldız'ın komutanlık yaptığını dile getiren Varol, Vedat Yıldız'ın nereye gidecekleri konusunda ısrarlarına rağmen kendilerine bilgi vermediğini savundu. Varol, "Astsubay Yunus Emre Köse, tekrar üsteğmen Vedat Yıldız'a nereye gideceğimizi sordu. Boğaziçi Köprüsü'ne gideceğimizi söyleyince darbeye gittiğimizi anladım. Zaten polis noktasından geçerken de onlara sorduk. Onların darbe girişimini söylemesi üzerine hemen tankları güvenli bölgeye çekerek onlara teslim olduk" dedi. Cengiz Varol, "Mahmut Taşlı ve Vedat Yıldız size telsizden nasıl bir emir verdi?" şeklindeki soruyu, "Bize, vurun... Ezin geçin talimatı verdiler" diye yanıtladı.
SINIRDA GÖREVLİ SUBAY SEGBİS'LE İFADE VERDİ
Güneydoğu sınırında hala görevde olan tutuksuz sanık Astsubay Yunus Emre Köse, SEGBİS sistemi ile verdiği ifadesinde suçlamaları kabul etmedi. 15 Temmuz günü idari izinli olması nedeni ile Kadıköy'e gittiğini, SMS ile gelen mesaj üzerine birliğine gittiğini, burada yoğun bir çalışma temposu ile karşılaştığını belirten Köse, talimat ile mühimmatı yükledikleri 3-4 tank ile birlikte köprüye doğru yola çıktıklarını söyledi. Kışlada üzerlerinde yüksek derecede bir baskı olduğunu söyleyen Köse, "Cep telefonlarımıza dahi baktırmıyorlardı" dedi.
'DARBE OLDUĞUNU ÖĞRENDİĞİMDE TESLİM OLDUM'
Göztepe'ye geldiğimizde yolda polis araçlarını gördüklerini söyleyen Köse, "Yolda ikinci tank bendim. Ben polise ne olduğunu sormak için durdum. Öndeki tankta Vedat Yıldız vardı, o durmadı gitti. Tankları onun emriyle kışladan çıkarmıştık. Kışladan çıkmadan babamla telefonda konuşmuştum. Babam Başbakan'ın bir kısım askerlerin kalkışma içinde olduğu yönündeki haberleri anlattı. Bu nedenle kışladan çıkarken kuşkulanıyordum. Hatta kışladan çıkarken durdum, Vedat Yıldız bana bağırdı ve silah doğrulttu, yola devam ettim. Ben de polisi görünce durarak, 'ne oluyor' diye sordum. Polisten 'darbe yapıyorsunuz galiba' yanıtını alınca hemen tankları güvenli bir bölgeye çektim ve 23.00 sıralarında teslim olduk" dedi.
FETÖ ile alakası olmadığını söyleyen Köse, hala aktif görevde bir asker olarak Güneydoğu'da sınırda görev yaptığını söyledi.
Darbe günü köprüye gitmek için Kuleli Askeri Lisesi'nde çıktıklarını söyleyen tutuklu er Ertuğrul Çeliker,Köprüye vardıklarında komutanlarının emri ile sıraya girdiklerini belirterek, "Darbe saikiyle hareket etmedim. Komutanlarımızın emriyle vatandaşa, 'Sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Herkes evine gitsin' dedik. Ahmet Taştan'ın emriyle de havaya ateş ettik. Bu sırada yanımda erlerden Murat Tan da vardı. Silah seslerinden dolayı vatandaşın uyarılarını duymadım. Havaya 5-6 el ateş ettikten sonra silahım tutukluk yaptı. Daha sonra arka tarafa geçerek Unimog'u (askeri araç) arkasına geçtim" dedi.
'BABAM KOMUTANLARINA İNANMA, ONLAR HAİN, GİT O ŞEREFSİZİN KAFASINA SIK DEDİ'
Babasının uyarısıyla darbe girişimini öğrendiğini belirten Çeliker, ifadesini şöyle sürdürdü:
İsmail Yurdakul'dan telefonunu aldım ve babamı aradım. Babam Çorum'da dışarıdaymış, araba sesleri geliyordu. Babam, bana nerede olduğumu sordu. Köprüde olduğumuzu söyledim. Babam da, 'Komutanlarınıza inanma, onlar hain. Git o şerefsizin kafasına sık' dedi. Ben de bunun üzerine telefonu attım ve ağlamaya başladım.
Erdoğan Nantu, Halil Telli ve Ferhat Kaya'nın sorgularının ardından duruşma yarına sabaha ertelendi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 135'i tutuklu 143 şüphelinin 15 Temmuz gecesi 32'si vatandaş 2'si polis olmak üzere 34 kişinin şehit edildiği köprüde yaşanan olaylardan sorumlu oldukları belirtiliyor.
Köprüye çıkan vatandaşların üzerine tanklardan 4 kez ateş edildiği belirtilen iddianamede, Ak Parti'nin kuruluşundan bu yana reklamcısı olan Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da bu olaylar sırasında şehit edildiği belirtilerek, şüphelilerin, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve 34 kişinin öldürülmesine ilişkin "Nitelikli kasten öldürme" suçlarından toplam 37'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmaları talep ediliyor. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › 15 Temmuz Şehitler Köprüsü Davasının Üçüncü Duruşması Yapıldı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?