
28 Şubat Davasının tutuklu sanıklarından Emekli Koramiral Altaç Atılan, Bu süreçte (28 Şubat) tek sorumlu olarak TSK'nın görünmesi ne derece doğru? Eğer sorumlu aranacaksa siyasiler, medya, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları neden sorgulanmıyor?" diye sordu.
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanıklar savunmalarını yapmaya devam etti.
28 Şubat döneminde Deniz Kuvvetleri Harekat Başkanı olduğunu belirten Atılan, dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir başkanlığında yapılan, "İrticayla ilgili alınacak tedbirler" konulu toplantıya katılmadığını savundu.
Toplantıya katılanların listesinin, iddia makamınca hazırlanan "sanal bir liste" olduğunu öne süren Atılan, "soruşturma başladıktan uzun süre sonra, TSK'dan ihraç edilen bir müştekinin gönderdiği belgelerin de doğruluğunun tartışmalı olduğunu" belirtti.
BÇG'nin herhangi bir toplantısına katılmadığını savunan Atılan, "Deniz Kuvetleri Komutanlığı'nda BÇG benzeri bir teşkilat kurulmuştur. Bu birim, gelen tüm bilgileri Genelkurmay Başkanlığına göndermektedir. Batı Eylem Planı konulu belge de dağıtımın gereği olarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığına gönderilmiştir. Belge hakkında hiçbir bilgim yok, savcılıktaki ifadem sırasında gördüm" dedi.
-"Yasal olmayan faatliyette bulunmadım"
Avukatının, söz konusu belgenin şahsıyla ve göreviyle alakalı olup olmadığını, imzayla teslim edilip edilmediğini Genelkurmay Başkanlığına sorduğunu ifade eden Atılan, Genelkurmayın, 16 Temmuz 2013 tarihli yazıyla "talep edilen bilgi ve belgelere rastlanamadığı" cevabını verdiğini aktardı.
54. Hükümet'in, 28 Şubat'taki Milli Güvenlik Kurulu kararlarının ardından istifa ettiğini ve hükümeti kurma görevinin Tansu Çiller'e verilmesinin istendiğini anlatan Atılan, şunları kaydetti.
"Acaba hükümeti kurma görevi, sayın Cumhurbaşkanı tarafından Sayın Tansu Çiller'e verilseydi, Savcı Mustafa Bilgili tarafından söylendiği gibi baş mağdur Çiller olacak mıydı? 28 Şubat soruşturması yapılacak mıydı? Bu süreçte tek sorumlu olarak TSK'nın görünmesi ne derece doğru? Eğer sorumlu aranacaksa siyasiler, medya, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları neden sorgulanmıyor? 46 yıldır görev yaptığım sürece, hiçbir yasal olmayan faaliyette bulunmadım."
Suçlamaları kabul etmediğini belirten Atılan, tahliyesini ve beraatını istedi.
-Çapraz sorgu
Mahkeme Üyesi Hakan Oruç, "Deniz Kuvvetlerinde görevli olduğunuz için soruyorum, Gölcük'te yapılan aramalarda gizli bölmelerde belgeler bulundu. Bu belgelerin bu şekilde saklanması normal mi?" sorusuna Atılan, "Normal değil" karşılığını verdi.
"Suç teşkil etme ihtimalı bulunan bir toplantının tutanaklarının, yönergelere aykırı olarak saklanması mümkün olamaz mı?" sorusuna ise Atılan, "İhtimal her zaman vardır" cevabını verdi.
Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin'in "BÇG ihtiyaçları konulu belge var. Bu ne maksatla hazırlanmıştır? Bu belgeyi biliyor musunuz?" sorusu üzerine Atılan, "Ne maksatla hazırlandığını bilmiyorum. Benim bilgi edinmem amacıyla bana koordine edilmiştir" dedi.
Çetin Doğan'ın avukatı Hüseyin Ersöz'ün, "Gölcük Donanma Komutanlığına en son ne zaman gittiniz? İstihbarat birimindeki personeli tanıyor musnuz? Gökcük'te ele geçirilen belgeler neden oradaydı?" sorusuna ise Atılan, "En son, ziyaret için 2006-2007'de gittim. Görev yaptığım bina depremde çöktü. Yeni bir bina yapıldı. Konu hakkında bilgim yok" cevabını verdi.
Sanık avukatlarından Coşkun Özbudak'ın "Bahsedilen belgenin, illegal hazırlanıp, illegal saklanması ihtimali var mı?" sorusunu Atılan, "Evet var" şeklinde cevapladı.
Sanık Çetin Doğan, Atılan'a, "7 Nisan tarihli toplantı tutanağının bir de el yazması versiyonu varmış. Ben sınırlı imkanda bütün şeyleri süratle taramaya çalıştım. Bütün ek klasörlerde ve davayla ilgili hiçbir yerde ilgili belgeye rastlamadım. Siz yanılıyor olabilir misiniz, yoksa savcı mı koymaktan imtina etti?" sorusunu sordu.
Atılan da "Cumhuriyet savcısının bana gösterdiği belge el yazısı belgedir. Yaptığım araştırmalarda bu belgeye rastlamadım" yanıtını verdi.
Atılan, müşteki avukatlarından İsmail Aydos'un, "Savunmanızda, sivil kişilerin neden sorgulanmadığını söylediniz, serzenişte bulundunuz. Bu suça iştirak eden sivil toplum kuruluşları, işadamları, gazeteciler, siyasi parti mensupları da mı var?" sorusuna, "Evet, doğrudur" karşılığını verdi.
Ancak Atılan, müşteki avukatlarının diğer sorularını, müdahilliklerine karar verilmediği gerekçesiyle yanıtlamadı.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına karar vererek, duruşmayı 4 Kasım Pazartesi saat 10.00'a erteledi. - Ankara
Son Dakika › Güncel › 28 Şubat Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?