Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye muhalefetini terörle itham edenlerin "büyük bir ikilem" içinde olduklarını ifade ederek, "Önce Suriye rejimi, karadan saldırıya cesaret edemediği için muhalefet mevzilerini bombalıyor, o bombalama sonrasında da o yerlere IŞiD unsurları giriyor. Yani açık bir işbirliği ile karşı karşıyayız" dedi.
Bakan Davutoglu, Mersin Hilton Otel'de düzenlenen 6. Büyükelçiler Konferansı'nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Davutoğlu, Ankara'daki Büyükelçiler Konferansı'ndan sonra Şanlıurfa, Adana ve ardından Mersin'deki toplantıya katıldıklarını söyledi. Şanlıurfa'da Suriye'nin komşuları ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres ile bir toplantı gerçekleştirdiklerini anımsatan Davutoğlu, "Cenevre-2 Konferansı öncesi yoğun bir diplomatik trafik içindesiniz. Telefon görüşmelerinizle ilgili bilgi verir misiniz?" şeklindeki soru üzerine şunları söyledi:
"Paris toplantısının ardından yoğun şekilde Cenevre-2 toplantısının hazırlıklarını sürdürüyoruz. Paris toplantısında 11 ülke bir araya gelmiştik ve kendi aramızda bir iş bölümü söz konusuydu. Yine o çerçevede, özellikle Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar arasında da muhalefin hazırlanması babında ortak çalışmalar yürüttük. Bu çerçevede de iki gün önce ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile görüşmüştük. Dün akşam tekrar detaylı bir görüşme yaptık. Bugün de biraz önce Katar ve Suudi Arabistan dışişleri bakanları ile görüştük. Biz 11 ülke olarak, Suriye Ulusal Koalisyonunun ve muhalefetin Cenevre'ye katılmasını arzu ediyoruz. Ancak bu arada olan bazı gelişmeler maalesef Suriye rejimi ve rejimi destekleyen ülkeler açısından Cenevre-1'in ruhuna uygun olmayan bazı açıklamalar söz konusu oldu. Bunlar Suriye halkında ciddi tepkiye sebebiyet verdi.
Suriye rejimi Dışişleri Bakanı Muallim, Ban Ki-Mun'a yazdığı cevabi mektupta katılacaklarını ancak gündemin terörizm olacağını iletti. Bu, Suriye ile ilgili Cenevre'de alınan temel prensip kararlarına aykırı. Aslında bu 'katılmayacağım' demektir. Hem ön şart olmaksızın 'katılacağım' diye aylarca bir propaganda yapacaksınız hem de toplantıdan kısa bir süre önce Ban Ki-Mun'a yazılan cevabi mektupta, terörizm gibi nihai bir sonuç olan ama şimdi sebep olan, rejim saldırılarına atıfta bulunmayan ve Cenevre-2'ye zemin teşkil eden, Cenevre'deki en temel yani tam yetkiye sahip bir geçiş yönetimi kurulması kararına tamamen taban tabana zıt bir cevap vereceksiniz. Bunun ortaya çıkmasından sonra tabii çok ciddi tepkiler oldu."
"Suriye muhalefeti meseleye olumlu bir perspektifte bakıyor"
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüşmeler yaptığını belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Biz de bunları Suudi Arabistan ile tekrar değerlendirdik. Suriye muhalefeti ile görüşmelerimiz sürüyor. Bakanlığımızdan da bir ekip İstanbul'da Suriye muhalefeti ile temas halinde. Aslında Suriye muhalefetinin tutumu ilkeseldir. Bu konuda bir ilerleme olmasını ümit ediyorduk. Birisi insani yardım koridorlarının açılması ki şu ana kadar Rusya'nın bütün taahhütlerine rağmen bir mesafe alınmadı. İkincisi de gerek İran, gerek Rusya ile yaptığımız temaslar, gerekse Paris toplantısında geçici bir ateşkesin sağlanması ve Halep bölgesinde varil bombaları ile sürdürülen katliamların durdurulması. Bu noktada da istediğimiz hususlar gerçekleşmedi. Bununla birlikte ve buna rağmen, Suriye muhalefeti meseleye olumlu bir perspektifte bakıyor. Siyasi çözüm yönünde bir karar alınabilmesi için şu anda kendi aralarında toplanıyorlar. Dolayısıyla telefon diplomasisinin arka planında, temelde hem Cenevre-2'ye katılacak ülkeler arasındaki görüş ayrılıklarını gidermek, hem de Suriye muhalefetini bu katılım konusunda teşvik etmek var."
"Suriye rejimi terörle işbirliği yapıyor"
Davutoğlu, bir gazetecinin, "Bazı Batılı ülkelerin, Suriye muhalefetinin Cenevre-2'ye katılmaması durumunda muhalefete yardımların kesileceğine dair bilgiler var" şeklindeki sözlerine, "Paris'te bunlar ele alındı. Hepimiz güçlü bir şekilde Suriye muhalefetinin Cenevre-2'ye katılması konusunda teşvik ettik " diye yanıt verdi.
"Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ve Özgür Süriye Ordusu (ÖSO) arasındaki çatışmaların Türkiye sınırına yansıması var mı?" sorusu üzerine de Davutoğlu, bunların son derece manidar gelişmeler olduğuna dikkati çekti. Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Dikkat ederseniz, Suriye muhalefetini terörle itham edenler, şu an büyük bir ikilem içindedir. Önce Suriye rejimi karadan saldırıya cesaret edemediği için Suriye muhalefet mevzilerini bombalıyor ve sivil halk Halep'te, Rakka'da. O bombalama sonrasında da o yerlere IŞiD unsurları giriyor. Yani açık bir işbirliği ile karşı karşıyayız. Suriye muhalefeti ise bir taraftan rejimin acımasız bombardımanına direnirken, bir taraftan da İŞID ile mücadele ediyor. Yani hala Suriye muhalefetini terörle özdeşleştirmeye çalışanların bu tablodan gerekli dersi almaları lazım. Maalesef tabii bu gelişmeler Türkiye için de güvenlik riski ihtiva etmesi dolayısıyla takip ediyoruz.
Harran'da dün Akçakale'den gelen vatandaşlarla görüştüğünü hatırlatan Davutoğlu, "Pek çok vali, koordinatör vali ve diğer yetkililerle de görüşme yaptım. Bu konuları ele aldık. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Bu konuda açıkçası uluslararası toplum da Suriye meselesi ile ilgili ülkeler de bir sınavla karşı karşıyadır. Suriye rejimine karşı tavır alamayanlar terörü bahane ediyorlardı. Şimdi görüldüğü gibi Suriye rejimi terörle işbirliği yapıyor, Suriye muhalefeti ise her iki cephede onlarla mücadele ediyor. Bu tablonun Cenevre öncesinde çok doğru okunması lazım" diye konuştu. - Adana
Son Dakika › Güncel › 6. Büyükelçiler Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?