Bu dejenerasyon, her geçen gün büyüyen şiddet olgusunu körüklemektedir. Günümüzde gerek aile içi, gerekse sosyal hayatın tüm alanlarına yayılan şiddet olgusuyla karşı karşıya olan ülkemizde, en sık şiddete maruz kalan kesimin kadınlar olduğu bir gerçektir.
Eşit ve adil olmayan koşullar altında, kayıt dışı ve sosyal güvenceden yoksun çalışan kadınlarımızın sayısı her geçen gün artmaktadır. Ekonomik ve sosyal sorunların ağırlığını kadınlarımız erkeklerden daha fazla hissetmektedir.
Aile sorumlulukları ile işi arasında sıkışan kadınların, artan sorumlulukları ve iş hayatında karşılaştıkları zorluklar, onların çalışma hayatına katılımını her geçen gün zorlaştırmaktadır. Sağlık ve sosyal hizmet alanında çalışan kadınlara yönelik yapılan araştırmalar, bu gerçekleri destekleyen sonuçlar içermektedir.
Sağlık ve sosyal hizmet alanında çalışan kadınların büyük bölümü, çalışma hayatında karşılaştığı en büyük sorunu, adil olmayan çalışma koşulları ve nöbet sistemi olarak belirtmektedirler. Kadın çalışanların dile getirdiği başka bir sorun başta çocuk bakımı olmak üzere taşımak zorunda oldukları aile sorumluluklarını yerine getirmede, devletin gereken sosyal desteği sağlamadığı gerçeğidir.
Kadınların gerek çalışma hayatında gerekse toplumsal hayatın diğer alanlarında eşit haklara sahip olma adına verdikleri mücadelenin simgesi olan bir günde sosyal hayatın paydaşı olan kadınlarımızın çalışma koşullarının, iş hayatı dışındaki yükünü hafifletecek şekilde düzenlenmesi ve kadınlarımızın çalışma hayatının eşit haklara sahip bireyleri olması en büyük dileğimizdir.
Ayrıca inançları gereği başörtüsü kullanan kadınlarımızın, başörtüsü nedeniyle uğradıkları baskı ve tacizler hiçbir şekilde kabul edilemez. Başörtüsü taktıkları gerekçesi ile okullarından veya çalıştıkları işlerden baskı, tehdit ya da tacizle uzaklaştırılmaya çalışılan ya da ikna odalarında psikolojik tacize uğrayan kadınlarımızın ya da kızlarımızın yanında olduğumuzun bilinmesini isteriz.
Yüklendiği sorumluluklar açısından baktığımızda kadınların ev ve iş yükünün yanı sıra annelik gibi ulvi bir sorumluluğunun da bulunduğu göz ardı edilmemelidir. Hayatın ağır şartları altında, anne, eş ve iş kadını olarak ayakta kalabilen kadınlar; hayatın mimarları olarak en büyük saygıyı ve övgüyü hak etmektedirler.
Son Dakika › Güncel › 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?