AA) – 24.11.2012 – Almanya'nın Mölln kentinde 20 yıl önce aşırı
sağcılar tarafından kundaklanan evlerinde hayatını kaybeden Türkler anıldı.
Mölln'de 23 Kasım 1992 tarihinde aşırı sağcıların Türk ailelerin oturduğu
iki evi kundaklaması sonucu Bahide Arslan (51), Yeliz Arslan (10) ve Ayşe Yılmaz
(14) hayatlarını yitirmiş, 9 kişi yaralanmıştı.
Anma töreni kapsamında Fatih Sultan Camisi'nde mevlit okundu. Mevlite
Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu, Hamburg Başkonsolosu
Devrim Öztürk, Schleswig-Holstein eyaleti Başbakanı Torsten Albig, Eyalet Meclisi
Başkanı Klaus Schlie, Mölln Belediye Başkanı Jan Wiegels, Müslüman ve Hristiyan
din adamları, ailelerin yakınları ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Camide Almanca dua edildikten sonra kundaklanma sonucu 3 Türk'ün hayatını
kaybettiği evin önüne birlikte gidildi. Karslıoğlu, aile fertleri, Türk Toplumu
Başkanı (TGD) Kenan Kolat ve diğer yetkililer binanın önüne çelenk koydu.
Karslıoğlu, burada yaptığı konuşmada, 20 yıl önce hayatlarını kaybedenleri
saygı ve rahmetle andığını belirterek, "Mölln'de yaşanan bu acı olayı unutmamak,
unutturmamak için toplanmış bulunuyoruz. Bu elim olayda maalesef ikisi çocuk, üç
vatandaşımız hayatlarını kaybetmişler, bugün bazıları aramızda olan dokuz
vatandaşımız da yaralanmışlardır" dedi.
"Bu saldırılarda ihlal edilen, en önemli insan hakkı olan yaşam hakkıdır.
Bu hak 3 insanımızdan yabancı düşmanı caniler tarafından korkunç bir şekilde gasp
edilmiştir" diyen Karslıoğlu, Schwandorf, Solingen kentlerinde ve diğer yerlerde
de aşırı sağcılar tarafından saldırılar yapıldığını, insanı hiçe sayan bu
anlayışın son kurbanlarının 2000-2007 yılları arasında "Nasyonal Sosyalist
Yeraltı" (NSU) adlı terör örgütü tarafından hunharca katledilen 8'i Türkiye
kökenli 10 kişinin olduğunu hatırlattı.
Mölln'de ve Almanya'nın değişik yerlerinde ırkçı saldırılar sonucu hayatını
kaybeden Türk vatandaşlarının acısının unutulmayacağını ifade eden Karslıoğlu
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu saldırılar bize şunu çok açık bir şekilde göstermektedir ki aşırı sağ
ve ırkçılık hala önemli bir sorun teşkil etmektedir. Bu tehditle mücadelenin
ilgili makamlarca ve herkes tarafından kararlılıkla sürdürülmesi barış içinde bir
ortak gelecek yaratılması için elzemdir. Bu toplumun bütün mensupları, kökenleri
ne olursa olsun, insanı hiçe sayan bu ideolojiyle ortaklaşa mücadele etmelidir.
Almanya'da çok uluslu, çok dinli ve çok kültürlü bir yaşamı devam ettirmek
istiyorsak, bundan başka şansımız yoktur. Mölln, Solingen ve NSU cinayetlerinin
neden olduğu travmalar yalnızca bu ortak duruş yoluyla aşılabilir."
Karslıoğlu, Neonazi terörüne ve ırkçılık karşısında verilen tepkiler ile bu
amaçla düzenlenen gösterilerin geleceğe bakabilmek için önemli faktörler olduğunu
ifade ederek, "Bizler yaşananları birlikte kınayarak bir yandan o acı günü
hatırlar ve birlikte derin bir üzüntüyü tekrar yaşarken, diğer yandan bu acıdan
çıkan dersleri geleceğe taşıyor, günümüzde ve gelecekte benzer saldırıların
gerçekleştirilmesine engel olmak istiyoruz" ifadesini kullandı.
-"Aşırı sağcılara karşı uyanık olunmalı"-
Mölln Belediye Başkanı Jan Wiegels de burada hayatlarını kaybedenlerin
hatırlarını canlı tutmak istediklerini belirterek, bu olayın herkes için acı
olduğunu ve travmalar oluşturduğunu belirtti.
Bu olayların hiçbir zaman tekrarlanmaması gerektiğini vurgulayan Wiegels,
aşırı sağcılara karşı uyanık olunması ve cesaretle karşı çıkılması gerektiğini
ifade etti.
Wiegels, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ile sürekli bir şekilde mücadele
edilmesi gerektiğini kaydetti.
Bahide Arslan'ın oğlu Faruk Arslan da bu olayın sadece onuncu, on beşinci
veya yirminci yıl dönümlerinde hatırlandığını belirterek, bu olayın hiçbir zaman
unutturulması gerektiğini ve aşırı sağla mücadele edilmesini istedi.
Bir sokağa annesinin isminin verilmesini talep eden Arslan, "Aşırı sağa
karşı birlikte karşı olduğumuzu gösterirsek, siyasetçiler de arkamızda
olacaktır" dedi.
Schleswig-Holstein Eyalet Meclisi Başkanı Schlie, ailelerinden koparılan üç
insanın geride acı ve ebediyete kadar dinmeyecek bir boşluk bıraktığını
anlatarak, "Bu cinayete kurban edilenlerin derin üzüntüsünü ve utancını bugün
hala hissediyorum" ifadesini kullandı.
Almanya'nın refah düzeyine misafir işçilerin emek ve yaşam mücadelesiyle de
ulaşıldığını, bu ülkenin refah düzeyinin de yine gelecekte bu ülkeye göç etmek
isteyen ve burada yaşayan göçmen kökenlilerle sağlanacağını belirten Schlie,
olaydan sonra gelişen süreçte Türkler ve Almanlar arasında önemli gelişmeler
olduğunu ve birlikte faaliyetler yapıldığına söyledi.
Schlie, aşırı sağ oluşumların beslendiği zeminin el birliğiyle yok edilmesi
gerektiğini belirterek, bu mücadelenin demokrasi temelinde olması gerektiğini
kaydetti.
Eyaletin Başbakanı Albig de bu olayı hatırlamanın kendisine acı verdiğini
bildirerek, olayı "insanlığa barbarca bir saldırı" olarak niteledi. Hayatını
kaybeden ailelerin yakınlarına seslenen Albig, "üzüntünüzde yalnız değilsiniz"
dedi.
20 yıl sonra çok şeyin değiştiğini ve bu kentteki insanların birbirine
yakınlaştığını belirten Albig, Almanya'da da aşırı sağa karşı mücadelenin
artırıldığını ifade etti. Aşırı sağcıları bu toplumda istenmediklerini vurgulayan
Albig çeşitliliğin bir kazanç olduğunu kaydetti.
TGD Başkanı Kolat da Almanya'da esas sorunun ırkçılık olduğunu, bunun
görmezden gelinemeyeceğini ifade etti.
Bu konunun açık bir şekilde konuşulması gerektiğini belirten Kolat, iki
Almanya'nın birleşmesinden sonra 182 kişinin ırkçı cinayetlere kurban gittiğini
hatırlattı.
"Irkçılığa karşı sesini yükseltmeyen bu konuda sorumludur" diyen Kolat,
gelecek yıl Solingen'deki aşırı sağcı saldırının 20. yıl dönümü olduğunu, buraya
Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'u, Başbakan Angela Merkel'i, Federal Meclis Başkanı
Norbert Lammert ile ırkçı saldırılarının yaşandığı kentlerin belediye
başkanlarını davet edeceğini kaydetti.
Mölln Belediye Başkanı'na seslenen Kolat, bu kentte hayatlarını kaybeden
Bahide ve Yeliz Arslan ile Ayşe Yılmaz'ın isimlerini 3 ayrı caddeye verilmesini
istedi.
Törene, Türkiye'den katılan Servet Yılmaz, Türk basın mensuplarına yaptığı
açıklamada, Alman tarafının Türkiye'de bulunan Yılmaz ailesini bundan önceki anma
törenlerine davet etmediğini belirterek, Yılmaz ailesinin 20 yıldan beri ihmal
edildiğini, bu törene de kendileri katılmak istediği için davet gönderildiğini
kaydetti.
Muhabir: Erbil Başay
Yayıncı: Tarkan Demir - BERLIN
Son Dakika › Güncel › Almanya - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?