Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, "16 Nisan, bir parti seçimi değil, milletvekilliği seçimi değil, belediye başkanlığı seçimi değil. Bu ülkenin çok daha hızlı büyüyebilmesi, bu ülkenin çok daha güçlü olabilmesi ve özellikle dış güçler ki, bizi bir karış suda boğmak istiyorlar, onlara karşı dimdik ayakta durabilmesi için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle, tek merkezden yönetimle ileriye sağlam adımlarla gitmesi lazım." dedi.
Kocaeli'nin Başiskele ilçesindeki bir lastik fabrikasında işçilerle öğlen yemeğinde bir araya gelen Bakan Arslan, burada yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne milletin karar vermesini istediklerini belirterk, "Hemen ertesi gün hükümet kurulsun ve üst düzey yöneticilerini müsteşarını, genel müdürünü kendi atasın ki, hükümet programını uygulamaya uygun olarak bir ahenk içerisinde çalışmış olsunlar. İstediğimiz bu." diye konuştu.
Türkiye'nin geçmiş dönemlerde çift başlılıktan dolayı yaşadığı problemleri anlatan Arslan, bunun sonucunda oluşan ekonomik krizleri anımsattı.
18 yaşındakilere seçilme hakkı verilmesi konusunda katılımcılara bilgiler aktaran Arslan, "Gelecekte bunlar ülkenin yönetiminde söz sahibi olacak. Gelecekte bakan, başbakan olacak, cumhurbaşkanı olacak, belediye başkanı olacak bir kişi genç yaşta seçilse kendini yetiştirse ve görev aldığı gün de bakanlık, başbakanlık, büyükşehir belediye başkanlığı görevini aldığı gün de orada çalışıp tecrübeli olan biri olsa çok daha verimli olmaz mı?" diye konuştu.
Arslan, 600 milletvekili konusuna değinerek, " Fransa'nın nüfusu 64 milyon, milletvekili senatör toplamı 900'ün üzerinde. Almanya'nın nüfusu bizim kadar 700'e yakın. İngiltere'nin nüfusu bizim kadar değil, bin 400'ün üzerinde, bir de onlarda Lordlar Kamarası var o da milletvekili gibi görev görüyor, yasamada görev alıyorlar, onları da katarsanız bin 900. Yunanistan'ın nüfusu 10 milyon, milletvekili sayısı 377. Biz 80 milyonuz. 28 milyon seçmen varken 550, şimdi 58 milyon seçmen var, 'Yine aynı olsun.' diyoruz. Halbuki milletvekili kimdir? Onu seçenlerin temsilcisi olarak hem yasama görevini yerine getiren hem onlara hizmet edendir."
Yargının tarafsız olmadığı takdirde sıkıntılar yaşandığını anlatan Arslan, 17-25 Aralık'ta ve 15 Temmuz'da bazı hakim ve savcıların bağımsız olduğunu ancak tarafsız olmadığını söyledi. Arslan, "O yargının üst kurulu olan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) da 13 kişiden oluşsun, 4'ünü bugünkü gibi cumhurbaşkanı atasın, bir tanesi bakan bir tanesi müsteşar 6, ama 7 tanesini millet seçmiş olsun, milletin seçtiği vekiller karar versin diyoruz ki, Meclis de bu anlamda çok daha güçlü olsun." dedi.
Arslan, cumhurbaşkanının vatana ihanet hariç hiçbir şeyden sorgulanamadığını, suçlanamadığını anlatarak, yeni sistemle cumhurbaşkanının yaptığı her işten vatandaşa karşı 5 sene sonra hesap vermesinin yanında, arada yanlışlık yaparsa da milletvekillerinin yüzde 66'sının oyuyla yüce divana gidebileceğini kaydetti.
16 Nisan'ın siyasi parti seçimi olmadığını vurgulayan Arslan, "16 Nisan, bir parti seçimi değil, milletvekilliği seçimi değil, belediye başkanlığı seçimi değil. Bu ülkenin çok daha hızlı büyüyebilmesi, bu ülkenin çok daha güçlü olabilmesi ve özellikle dış güçler ki, bizi bir karış suda boğmak istiyorlar onlara karşı dimdik ayakta durabilmesi için cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle tek merkezden yönetimle ileriye sağlam adımlarla gitmesi lazım." şeklinde konuştu.
Bakanlığın çalışmalarıyla ilgili katılımcılara bilgi veren Arslan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dış güçler dediler ki, 'Eyvah Türkiye büyüyor, daha da büyüyecek adımlar atıyor, Türkiye'yi durdurmamız lazım, bu Türkiye'yi durduramazsak.. Pastamızdan 14 yılda bir dilim aldı, bununla da yetinmeyecek bundan sonra daha fazla alacak.' Dış güçlerin Türkiye'yi durdurmak istemesinin, büyük projeleri engellemek istemesinin altında yatan bu; 'Türkiye büyümesin, Türkiye güçlenmesin, bu güne kadar aramızda paylaşmaya alıştığımız ticaret pastasından pay almasın.' 16 Nisan'daki değişiklik Türkiye'nin çok daha hızlı, çok daha büyük adımlar atması ve o pastadan daha fazla pay alması anlamına geldiği için dış güçler diyor ki, 'Eyvah, boş durmamamız lazım. Terör örgütlerini başlarına bela ettik olmadı, FETÖ'yü bela ettik olmadı, DEAŞ'ı bela ettik olmadı. Demek ki, bu ülkeyi başka türlü durdurmamız lazım.' dediler işte onun için bakanların oradaki vatandaşlarla konuşmasını istemediler. Onun için büyük projelerin yapılmasını istemiyorlar. Türkiye'yi durdurmak istemelerin yegane sebebi budur."
Konuşmanın ardından Bakan Arslan ve beraberindekiler, fabrikayı gezdi.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Bakan Arslan, İşçilerle Yemek Yedi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?