Arınç: Paralel Devlet Soruşturması Diye Bir Şey Yok

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "Böyle paralel yapı soruşturması, paralel devlet soruşturması diye bir soruşturma mevcut değildir. Bakmayın siz bir gazetenin başlığına" dedi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında, Başbakanlık Yeni Bina'da toplanan ve yaklaşık 6 saat süren toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları cevaplandırdı.

Arınç, Başbakan Erdoğan'ın İran'a, Rusya'ya ve Almanya'ya yaptığı ziyaretlere ilişkin Bakanlar Kurulu'nda bilgi sunduğunu ve bu ziyaretlerden alınan sonuçların da olumlu olduğunun gözlemlendiğini ifade etti.

-"BİR TAZMİNAT KOMİSYONU KURULABİLİR"-

Arınç, toplantıda Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkilerin hazırladığı İnsan Hakları Daire Başkanlığının hazırladığı bir raporun sunumunu yaptığını söyledi. Türkiye'de yapılan düzenlemeler neticesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne Türkiye'den yapılan başvuru sayısının azaldığını ve olumlu gelişmeler kaydedildiğini ifade eden Arınç, "Bundan sonraki süreçle ilgili olarak, bir tazminat komisyonunun kurulabileceği ve bazı müracaatların orada değerlendirilip AHİM'e başvuruların belki biraz daha azaltılabileceği konusu bununla ilişkili önemli bir eylem planı ortaya çıktı. O eylem planına bağlı olarak da bir kararname hazırlanıyor. Bu kararname de yakında yayımlanacak" dedi.

Toplantıda bir başka sunumu kendisinin yaptığını belirten Arınç, internet haber siteleri ile ilgili olan bu sunumunda, bu sitelere pozitif ayrımcılık yapılabileceği konusunda uzlaşı sağlandığını ve imzaya açıldığını belirtti. Bu düzenlemenin son yapılan değişikliklerle doğrudan ilgisinin olmadığını vurgulayan Arınç, internet haber sitelerinin resmi ilan alabileceği, yapılan bu düzenlemenin pozitif bir düzenleme olduğunu kaydetti.

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın da Barış Kartalı Projesi'nin birinci kuşak teslim törenin 21 Şubat'ta yapılacağını toplantıda gündeme getirdiğini anlatan Arınç, Başbakan Erdoğan'ın bu törene katılacağını söyledi.

-"SINIR DIŞI EDİLEN MUHABİR"-

"Yabancı uyruklu bir muhabirin attığı tweet nedeniyle sınır dışı edildiği yönündeki" iddiaların anımsatılması üzerine Arınç, "31 Aralık 2013 tarihine kadar bir sorun yok. Neden? Uzamış, uzamış ama 31 Aralık 2013 tarihinden itibaren uzatılmayacağı söylenmiş. Hollandalıya da aynı şey söylenebilir. Yunan uyrukluya da aynı şey söylenebilir. Burada takdir, Basın Yayın Enformasyon'undur, beni bir bakıma ilgilendiriyor ve İçişleri Bakanlığımızındır. 31 Aralık tarihinde süresinin dolması ve Türkiye'yi terk etmesi gerekmesine rağmen neredeyse 2 aya yakın bir süre Türkiye'de bulunmaya devam etmiş, daha sonra cezasını vermek suretiyle yurt dışına çıkış yapmış, kendi ülkesine dönmüş. Bu sistemin içerisinde hükümeti suçlayabilecek veya "sadece tweet attığı için sınır dışı ediyorsunuz' diyebilecek bize atfakabil bir cürüm yoktur" şeklinde konuştu.

Muhabirin, izinsiz ikamet etmesi nedeniyle 103 lira para cezasını da ödediğini belirten Arınç, "Tweet'lerden dolayı bir işlem yapıldığını ben bilmiyorum. Bu arkadaşa Türkiye ile kendi ülkesini kıyaslaması mümkünse onu da denemesini tavsiye ederim" dedi.

-"PARALEL YAPI, PARALEL DEVLET SORUŞTURMASI YOK"-

Arınç, bir gazetecinin "paralel devlet soruşturması" yapıldığı yönündeki iddiaları sorması üzerine Arınç, "Paralel devlet veya paralel yapı Sayın Başbakanın suç işleyen kişilerle ilgili, devlet içinde ama devletin kurallarına uygun hareket etmeyen kişilerle veya gruplarla ilgili tanımlamasıdır. Böyle paralel yapı soruşturması, paralel devlet soruşturması diye bir soruşturma mevcut değildir. Bakmayın siz bir gazetenin başlığına" açıklamasında bulundu.

Her kurumun idari ve adli soruşturmalar yapabileceğini vurgulayan Arınç, "Mülkiye müfettişlerinin ülkeye dağılarak böyle bir şey yaptıklarını iddia ediyorlarsa doğrusu İçişleri Bakanlığı'nun mülkiye müfettişleri bu kadar değil. Biz sadece 4 mülkiye müfettişini Emniyet Genel Müdürlüğü'nde bir idari soruşturma yaptıklarını biliyoruz. Türkiye genelinde yaygın bir teftişin olmadığını söyleyebilirim" dedi.

-"BU DÜZMECE BİR BELGE"-

Der Spiegel'in yansıttığı "Paris'te öldürülen 3 PKK'lının suikastinde MİT'in dahil olduğu iddialarına ilişkin Arınç, "MİT bununla ilgili açıklama yaptı. Bunun düzmece olduğunu, bunun kurum içerisinde de de bir şekilde düzenlenerek dışarı sızdığını zannediyorum kabul etti. Kendi içinde bir soruşturmaya başladı, belki faili de tespit edildi. Bu düzmece bir belge benzeri bir yazıysa, bunun sorumlusunun MİT tarafından da bir sonuç açıklanmasını beklememiz gerekecek" ifadelerini kullandı.

MİT içerisinden bu belgenin sızdırılmasını Arınç, "Türkiye'de bazı kurumlardaki görevlilerin hukuk dışına ne kadar çıkabileceklerini ve bunun sonuçlarının Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlarda ne kadar tehlikeli olabileceğini gösteriyor. Belki bir mücadele derken, devlet içinde kümelenmiş veya kendilerine durumdan vazife çıkarmış insanlarında varlığının bir şekilde tespit edilmesi, Türkiye'nin temizlenmesi, hukukun egemen olması bakımından da herhalde çok önemlidir" ifadeleriyle değerlendirdi.

-"ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ OLMAZ İSE HSYK TEKLİFİ GENEL KURUL'A GELEBİLİR"-

HSYK'nın bugün toplantı yapamamasının üzerine dondurulan HSYK teklifinin bu hafta yeniden gündeme getirileceğine yönelik açıklamaları da değerlendiren Arınç, eğer Anayasa değişikliği gündeme gelmeyecekse bu hafta veya öbür hafta düzenlemenin tekrar gündeme geleceğini daha önce söylediğini aktardı. 15 gün evvel anayasa değişikliğinin gündeme gelmemesi halinde 22 maddesi kabul edilen teklifin Genel Kurul'a tekrar gelebileceğini söyledi.

Mavi Marmara saldırısından sonra İsrail'in tazminat ödemeyi kabul etmesinin ardından oluşturulan komisyonun mutabakat sağladığı ve rakamın netleştiği yönündeki haberlerle ilgili olarak Arınç, "Henüz son imzayı koymadık, noktayı koymadık. Prensip noktasında anlaşmalar var. Bizim taleplerimiz, gönlümüzden geçenler veya aklımızdan uçuşanlar değil, böyle bir konuda uluslararası hukuk nasıl bir rakam uygun görmüşse bizim taleplerimiz de o yinde oldu" şeklinde konuştu.

-"AMA BOŞUNA YORULUYORLAR ANADOLU'DAN GELİYORUZ"-

ATV ve Sabah gazetesinin satılması sürecinde ortaya çıkan ses kayıtları hakkındaki değerlendirmesinin sorulması üzerine Arınç, "Daha çok Kılıçdaroğlu ve muhalefet etmeyi düşünenler bir bakıma doğal karşılamak lazım. Bir gazete ya da TV'nin satışıyla ilgili olarak Başbakan birileriyle konuşuyor, onları yönlendiriyor, onları teşvik ediyorsa, bu alım satım bedelinin de bazılarından toplanması şeklinde eğer bir havuz oluşturmak, fon oluşturmak düşünülmüşse, bunun hukuki tasnifinin nasıl yapılacağına savcılar karar verir. Suç vasfı veya suçun hukuki tasnifi mümkündür. Eğer burada sadece böyle bir konuşma geçti ve bu kanunlara göre de suç sayılmıyor, sadece etik bakımından, ahlaki bakımdan hoş görülmüyorsa bunun da geleceği hukuk içinde bulunabilir. Ben doğrusu böyle bir şeyin olmasını, olabileceğini, bir kısım insanların yönlendirilmesini, bir gazetenin satışında veya alışverişinde birilerinin aracılık etmesi doğru bulmam, şık karşılamam. Ama nedir, ne değildir bunlar bir soruşturmaya konu olacaksa, gizlilik içinde yapılmalı. Sonucunda kamuoyu ya takipsizlik olarak veya iddia edilen kişilerle bir suç unsuru varsa, o suç kapsamında bunun değerlendirildiğini hepimiz görmeliyiz" açıklamasında bulundu.

Yolsuzluğun bugünün konusu olamadığını, siyaset var olduğu zamandan bu yana muhalefetin bu yöntemi her zaman kullandığını belirten Arınç, "Ama bunların hiçbirisinde bugünkü kadar işin cıvkı çıkmamış, Demek ki 30 Mart'a giderken, iyi bir tarih seçilmiş birilerine göre ve ondan sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yaralı bir iktidarla gitme arzusu birilerinin gözlerini karartmıştır. Ama boşuna yoruluyorlar Anadolu'dan geliyoruz, halkın içinden geliyoruz, bu saçmalıklara itibar edecek, prim verecek bir halk kitlesi de görülmüyor" ifadelerini kullandı.