Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık Açıklaması

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, dünyanın en iyi tezine, değerlerine ve ilkelerine de sahip olunsa, bunların arkasında duracak siyasi ve ekonomik güç olmadığında iddiaların dünyada bir etkisi bulunmadığını belirterek, "Bu nedenle İslam ülkeleri olarak, öncelikle kendi aramızdaki iş birliği alanlarını genişletmemiz, küresel platformlardaki etkinliğimizi artırmamız gerekiyor" dedi.

Bakan Işık, Türk Standardları Enstitüsünün (TSE) dönem başkanlığını yürüttüğü İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü'nün (SMIIC) 11. Yönetim Kurulu toplantısına katıldı.

Işık, SMIIC'in, 1,7 milyar civarındaki Müslüman nüfusun çok büyük bir ihtiyacı helal gıdayı karşılamak için kurulduğunu dile getirdi.

İslam inanç ve geleneklerinde, helal ve temiz yemek hakkında çok güçlü bir vurgu yapıldığını söyleyen Işık, "Ancak günümüzde sofralarımızda hazır gıdaların, gıda endüstrisinin ürünlerinin payı sürekli artıyor. Bizler, bu gıdaların nasıl hazırlandığı, nasıl temin edildiği hususunda çoğu zaman yeterli bilgiye sahip olamıyoruz. İşte helal gıda uygulaması, tüm dünyadaki Müslümanlar için hazır gıda tüketirken bir güven oluşmasını temin ediyor" diye konuştu.

Işık, dünyanın değişiminin böyle küçük görünen adımlarla mümkün olacağına kalpten inandığını ifade ederek, bu tür gelişmelerin Müslüman toplumların kendilerine dayatılanlara muhtaç ve mecbur olmadığını gösterdiğini aktardı.

SMIIC fikrinin böyle bir ihtiyaçtan ortaya çıktığını anımsatan Işık, enstitünün gerek kurulum aşamasında gerekse sonrasında yaptıkları çalışmalar sayesinde, hedeflerini gerçekleştirmek adına önemli bir yol aldıklarını anlattı.

"Helal kozmetik, turizm alanlarında da ortak sertifikasyon çalışmalarına hız vermeliyiz"

Işık, özellikle helal gıda sertifikasının ciddi bir ilgiyle karşılandığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Ancak hem politikalar hem de uygulamalar açısından çok daha iyi işleyen bir teşkilat inşa etmemizin de mümkün ve gerekli olduğuna inanıyorum. Zira unutmayalım ki SMIIC, sadece helal gıda sertifikasyonu için kurulmadı. Her ne kadar helal gıda konusundaki gelişmeler çok değerli olsa da diğer teknik komitelerle ilgili adımları da daha kararlı bir şekilde atmalıyız. Helal kozmetik, turizm, enerji verimliliği, hizmet yeri belgelendirmesi, ulaşım, tarım, deri, tekstil alanlarında da ortak sertifikasyon çalışmalarına hız vermeliyiz."

"Küresel standartların belirlenmesinde önemli aktör olmalıyız"

Işık, standartlara uymanın gerekliliğine dikkati çekerek, bugünün karmaşık üretim ve tüketim ağı içinde, standartların öneminin daha da arttığını, belirli süreç standartlarını uygulayan firmaların çok daha verimli, düşük maliyetli ve kaliteli üretim yapabildiğini söyledi.

Bilhassa gelişmiş ülkelerdeki tüketicilerin tercihlerinde, ürünün fiyatı, markası veya kalitesi kadar, ürünle ilgili belgelerin de çok belirleyici olabildiğini kaydeden Işık, küresel ekonomide standartları belirleyenlerin pazarları da ellerinde tuttuğunu aktardı.

Işık, küresel düzeydeki büyük ekonomilerin standardizasyon ve belgelendirmede de büyük oyuncu durumunda olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Dünyanın her geçen gün 'tek belge, tek standart' anlayışına doğru ilerlediğini görmezlikten gelemeyiz. 'Gelişmiş ülkeler standartları hazırlasınlar, biz bazılarına uyar, bazılarına uymayız' demek gibi bir lüksümüz yok. 'Biz kendi standardımızı belirleriz, kendi standardımıza uyarız' demek de hiç gerçekçi değil. Bizim yapmamız gereken şudur; küresel standartların belirlenme sürecinde masada yer alan önemli aktörlerden biri olmak. İşte bu süreçte, İslam ülkeleri olarak organize hareket etmemizin çok değerli olduğuna inanıyorum."

İİT ülkelerinin etkinliğini ve gücünü geliştirmeliyiz"

"İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ülkelerinin etkinliğini ve gücünü geliştirmek, dünyanın her yerinde olmasını sağlamak ve uluslararası rekabet gücünü arttırmak hepimizin öncelikli amacı olmalıdır" diyen Işık, her birisi farklı kapasite ve kabiliyetlere sahip standart kuruluşları bulunduğunu anlattı.

Işık, bu standart kuruluşlarının her birinin, sanayicilerin ürettiği ürünlerin test ve laboratuvar ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik altyapıyı kurması ve geliştirmesi gerektiğini vurguladı.

Bu kuruluşların küresel uygunluk değerlendirme pazarından aldıkları payı artırması gerektiğine işaret eden Işık, standart çalışmalarıyla ülkeler arasındaki ticaretin ivme kazanmasına katkı sağlamaları gerektiğini aktardı.

Işık, "SMIIC platformunun işte bütün bu ihtiyaçlara, gereksinimlere azami katkı sağlayacağını düşünüyorum. Zira standart kuruluşlarımızın bu hedeflere ulaşmak için ortak adımlar atmaları, bilgi ve tecrübe paylaşmaları son derece faydalı olacaktır. SMIIC çatısı altında üye ülkeler ortak bir vizyon kazanacaktır" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin kuruluşuna fikir olarak öncülük ettiği SMIIC'i çok daha etkin bir kurum haline getirmek için desteklerini sürdüreceğini dile getiren Işık, diğer üye ülkelerin de kendileriyle aynı düşünceye sahip olduğunun altını çizdi.

"Helal Akreditasyon Sistemi bir an önce kurulmalı"

Işık, SMIIC'in daha da güçlenmesi için Akreditasyon Komitesi'nin Helal Akreditasyon Sistemi kurma yönündeki çalışmalarına destek verilmesi gerektiğini belirterek, "İİT üyesi 57 ülkenin 32 tanesi SMIIC'e üye olmuş durumdadır. Üye ülke sayısını artırmamız için bütün mevcut üyelerin diplomatik girişimlerini artırması yerinde olacaktır" dedi.

Üye ülkelerin SMIIC'in tüm faaliyetlerine iştirak etmesinde, yeni standartların hazırlanması için teknik komitelere katkı sağlamasında büyük yarar olduğunu anlatan Işık, İİT'nin de enstitüye destek olması gerektiğini söyledi.

Işık, şunları kaydetti:

"Sadece SMIIC kapsamında da değil, ülkelerimiz arasında ikili ve çok taraflı ilişkilerin gelişmesine katkı verecek her girişimin yanındayız. Bugün dünyanın yeni bir sese, nefese, yeni bir heyecana ihtiyaç duyduğunu görüyoruz. Hemen yanı başımızda, Suriye'de yaşanan gelişmeler dahi, yeni bir paradigma inşasının ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Sadece İslam coğrafyasının değil bütün dünyanın ihtiyaç duyduğu bu değişimi gerçekleştirmek, hepimizin omuzlarında ağır bir sorumluluk olarak duruyor. Bu sorumluluğu yerine getirmemiz, siyasi ve ekonomik gücümüzü artırmamız gerekiyor."

Işık, "Dünyanın en iyi tezine, değerlerine, ilkelerine de sahip olsanız, bunların arkasında duracak siyasi ve ekonomik güce sahip olmazsanız, tezlerinizin, iddialarınızın dünyada bir etkisi olmuyor veya sınırlı oluyor. Bu nedenle İslam ülkeleri olarak, öncelikle kendi aramızdaki iş birliği alanlarını genişletmemiz, küresel platformlardaki etkinliğimizi artırmamız gerekiyor. Unutmayalım ki buna sadece bizim insanımızın değil bütün bir insanlığın ihtiyacı var" görüşünü de paylaştı.

TSE Başkanı Sebahittin Korkmaz da bundan sonraki çalışmaları çok daha hızlı gerçekleştireceklerini belirterek, "Türkiye olarak İİT altındaki bu yapılanmaya bütün gücümüzle destek vermeye hazırız" dedi.

Açılış konuşmalarının ardından üye ülkelerin temsilcileri aile fotoğrafı çektirdi.