RIDVAN KORKULUTAŞ - Suriye'nin Rakka kentinde hamileliği sırasında savaş uçaklarınca atılan bombalardan yayılan gaza maruz kalan, daha sonra üçüz bebeklerinden ikisi zihinsel ve bedensel engelli dünyaya gelen, bombardımanda eşini ve ailesinden 18 kişiyi kaybeden Abir Hamşun, yaşadığı acı günleri hafızasından silemiyor.
Yaklaşık 3 yıl önce Rakka'nın terör örgütü DEAŞ'ın elinde bulunduğu dönemde savaş uçaklarınca atılan bombalardan yayılan gazdan o dönemde 3 aylık hamile olan Abir Hamşun etkilendi.
Yoğun bombardımanda eşini ve ailesinden 18 kişiyi kaybeden 28 yaşındaki Abir Hamşun, bir süre sonra üçüz bebekler dünyaya getirdi. Yetim üçüzlerden Ahmed el-Muhammed ve Adil el-Muhammed, zihinsel ve bedensel engelli olarak dünyaya gözlerini açtı.
Yaklaşık 1,5 ay önce 2 çocuğunun tedavisi için Kilis Devlet Hastanesine gelen Hamşun, kalacak yeri olmadığı için Selaheddin-i Eyyubi Yardım Derneği'nin hasta bakımevinde yaşıyor. Anne ve çocuklarının ihtiyaçları, dernek tarafından karşılanıyor.
"10 yaşındaki kızım kardeşlerine bakıyor"
Abir Hamşun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Rakka'da yaşadıkları dönemde savaş uçaklarının sürekli sivil halkın yaşadığı bölgeleri bombaladığını söyledi.
Bu bombardımanlarda eşini ve ailesinden 18 kişiyi kaybettiğini aktaran Hamşun, şöyle devam etti:
"Her bombardımandan sonra evden dışarıya kaçıyorduk. Bir seferinde eşim evden çıkmak istemedi. Bombardımandan sonra eve geldim, evimiz yerle bir olmuştu. Bomba evin demirlerini bile eritmişti. O bombardımanda eşim ve ailemizden 18 kişi hayatını kaybetti. Bunun üzerine yaklaşık 400 kişinin kaldığı bir kampa gittik."
Uçakların kampı da bombaladığını anlatan Hamşun, "Buradan sadece 28 kişi sağ kurtulabildi. Ondan sonra Azez'deki Essaleme Kampı'na gittik. Doğumu Azez Hastanesinde yaptım. Çocukların engelli olduğu anlaşılınca bizi Kilis Devlet Hastanesine sevk ettiler. Burada doktorlar hamileliğimin ilk 3 ayında kimyasal maddeye maruz kaldığım için çocukların zihinsel ve bedensel engelli dünyaya geldiğini söyledi. 5 çocuğum halen Suriye'deki kampta yaşıyor, 10 yaşındaki kızım kardeşlerine bakıyor."
"Tek isteğim çocuklarımın yanıma getirilmesi"
Hamşun, Kilis'te tedavi gören çocuklarının sürekli Suriye'deki kardeşlerinin isimlerini söylediğini ifade ederek şunları söyledi:
"Çocuklarımla balkona çıkıyoruz, sürekli Suriye'deki kardeşlerinin isimlerini söylüyorlar. Ellerindeki bisküvileri uzatıp 'Gelin açsanız size verelim' diyorlar. Daha önce çocuklarım yanımdayken kızım bana yardımcı oluyordu. Şimdi orada yalnız başlarına ne yapıyorlar bilmiyorum. Ben burada ağlıyorum, çocuklarım da sürekli onların ismini söylüyor."
Yetkililerden tek isteğinin çocuklarının yanına getirilmesi olduğunu dile getiren Hamşun, Selahaddin-i Eyyubi Yardım Derneğinin desteğiyle ayakta durabildiğini anlattı.
"Engelli bebek sayısında ciddi artışlara yol açmaktadır"
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mete Gürol Uğur da gebelik döneminde anne adayının dış etkilere karşı çok dikkatli olması gerektiğini bildirdi.
Özellikle gebelik dönemin ilk üç ayında riskli kimyasallarla temas edilmesinin anne karnında gelişen bebeğe ciddi etkileri olduğunu vurgulayan Uğur, şu bilgileri aktardı:
"Savaş ortamında kullanılan silah ve mühimmatlar sonucu cıva, uranyum, tungsten, kurşun, kadmiyum, arsenik, baryum, selenyum gibi daha birçok madde normalde bulunması gereken miktarların çok üzerinde doğaya salınmaktadır. Gebe kadınların bu ortamda bulunması, bu vakada olduğu gibi anomali taşıyan ve savaş kurbanı engelli bebek sayısında ciddi artışlara yol açmaktadır. Ayrıca savaş sonucu oluşan bu tehlikeli kimyasalların yarattığı çevre kirliliği ileride de pek çok hormonal, gelişimsel hastalıklara yol açacağı gibi kanser görülme oranına da maalesef olumsuz yansıyacaktır."
"Bomba atılan bölgelerde doğumlarda farklılıklar yaşandı"
Çocukları Kilis'e sevk eden Azez Hastanesinde görevli Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Hasan Ebu İbrahim ise bombaların içerdiği gazlardan yakın çevredekilerin etkilendiğini belirtti.
Abir Hamşun'un da bu nedenle 2 çocuğunun engelli olarak doğduğunu aktaran İbrahim, şöyle konuştu:
"Atılan bombalardan havaya yayılan gazları soluyanlar birçok hastalığa yakalanıyor. Bu bombalar çok tehlikeli olup özellikle hamile kadınları etkiliyor ve çocukların engelli doğmasına neden oluyor. Suriye'de de bu bombalardan farklı kentlerde kullanıldı. Bomba atılan bölgelerde doğumlarda farklılıklar yaşandı. Bazı çocuklar engelli doğmaya başladı çünkü kullandığı bölgelerde çok sayıda hamile kadın bombanın gazlarına maruz kaldı. Yetişkinlerin bağışıklık sistemi yüksek olduğundan dolayı bu gaz etkilemiyor ancak özellikle anne karnındaki bebekler bu gazdan etkileniyor. Yaptığımız tetkiklerde gaza maruz kalan Abir Hamşun'un çocuklarının da bu nedenle engelli doğduğunu belirledik."
Selahaddin-i Eyyubi Yardım Derneği Başkanı Muhammed Ferit Adın da dernek olarak 2011 yılında yardım faaliyetlerine başladıklarını ifade etti.
Kurdukları hasta bakımevinde, Kilis Devlet Hastanesinde tedavi olup kalacak yerleri olmayan insanlara hizmet verildiğini anlatan Adın, şunları kaydetti:
" Mardin'in Kızıltepe ve Midyat, Şırnak'ın Cizre ve Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçelerinde okullar açtık. Hayırseverlerin desteği ile Kilis'te yaşayan Suriyelilere yardım ediyoruz. Onların her türlü ihtiyaçları karşılıyoruz ve hastaneye götürüp, getiriyoruz. Dini fıtratımız gereği biz onlara yardım etmek zorundayız. Sadece Allah rızası için bunu yapıyoruz."
Son Dakika › Güncel › Bombalar Üçüzlerin Kaderini Doğmadan Değiştirdi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?