
"ANAYASA'NIN MEVCUT HÜKÜMLERİ YARGI YOLUYLA HÜKÜMET DEVİRMEYE İMKAN VERİYOR"
BURSA'da düzenlenen 'Türkiye Buluşmaları' adlı toplantıya katılan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Anayasa'nın mevcut hükümlerinin yargı yoluyla hükümet devirmeye imkan verdiğini öne sürerek, Anayasa Mahkemesi'nin bir başsavcının başvurusu üzerine parti kapatmasını facia olarak nitelendirdi.
Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıda konuşan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, 3 Kasım seçimlerine 10 gün kala partisine kapatma davası açıldığını hatırlatarak, bu seçimlere yargı yoluyla müdahale edildiğini söyledi. Seçimlere 10 günü kala böyle bir durumun yaşanmasının toplumun kafasında da soru işareti oluşturduğunu ifade eden Ergün, "Bir siyasi parti lideri, milletvekili adayı gösterilemezse o siyasi parti hakkında toplumun kafasında bir sürü soru işareti olur. Peki, soru işareti oldu mu? Oldu. Ama Allah'tan toplum, bütün bunların farkındaydı da sahip çıktı. Çünkü toplum bu yanlışı düzeltmeye kararlıydı. Toplum bir şeye sahip çıkarsa kim ne yaparsa yapsın o neticeye ulaşmaktadır. Bunun en açık göstergesi, AK Parti'nin 3 Kasım'da iktidara gelmesidir. Türkiye'deki bir yargı mekanizmasının siyasete alet ediliyor olması ve toplumda adalet duygusunun rencide edilmesi, yargının siyasallaşması, siyasetin bir aktörü haline getirilmesi birinci sıkıntılı nokta burasıdır. İkinci sıkıntılı nokta da bu antidemokratik, bu hukuk dışı gelişmeler karşısında Türk siyasetçisinin takındığı tavırdır" diye konuştu.
"BU MİLLETİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİN KALDIRILMASI LAZIM"
22 Temmuz seçimleri sonrası Cumhurbaşkanlığı seçimi krizi, 14 Mart parti kapatma davası gibi sorunlar yaşadıklarını dile getiren Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, "Bunların hepsi hukuk demokrasi ile izah edilebilir işler değildir. Bunlar Türkiye'nin hukuk demokrasi zafiyeti konularıdır. Türkiye'nin ilerlemesindeki engeldir. Bunları kaldırmamız lazım. Daha millet olarak misyonunu tamamlamamış olduğumuzu kendi bölgemizde ve dünyada yapabilecek daha çok şey olduğunu görüyor ve biliyoruz. Bu milletin önündeki engellerin bertaraf edilmesi kaldırılması lazım" dedi.
Türkiye'nin prangalardan kurtulması gerektiğini ifade eden Ergün, "Evvela kendi ayağımızdaki bağları çözmeliyiz. Ayağımızdaki prangaları çözmeliyiz. Toplumun önündeki demokrasi, hukuk, fukaralık engellerini kaldırmalıyız. Epey engel kalktı. Geri kalanların da kaldırılma mecburiyeti var. Türkiye bu yükleri taşımak mecburiyetinde değil. Bir daha Türkiye'de kimsenin aklına darbe yapmak, iktidar partisini siyasi manipülasyon yaparak kapatmak gibi bir fikir gelmemeli. Bu fikir bir adamın aklına geldiğinde aklımdan zorum mu var demeli. Anayasa ve hukukun bir temel noktaya oturtulması lazım" diye konuştu.
"ÇETENİN MEDYASI, REKTÖRÜ, HAKİMİ, SAVCISI VARMIŞ"
Türkiye'de çetelere karşı da büyük mücadele verdiklerini söyleyen Bakan Ergün, daha atılması gereken çok adım bulunduğunu kaydetti. Herkesin bu konuda anlayış ve beraberlik içinde olmasına ihtiyaç bulunduğunu belirten Ergün, "Bunlar Türkiye önünde içinde ciddi engellerdir. Ama görüyoruz ki çeteler sadece çete değilmiş. Meğersem çete sadece çete ve avukatından oluşmuyormuş. Çetenin medyası var, rektörü varmış. Nöbetçi hakimi, maalesef savcısı oluyor. Böylesine geniş bir çerçevenin içine nüfuz ettiğini yayıldığını görüyoruz. Bunlar kabul edilebilir şeyler mi? Türkiye önünde engel değil mi bunlar? Türkiye hala bu işlerle mi uğraşacak?" dedi.
"Türkiye Anayasası'nın artık kimsenin bu işlere tevessül edemeyeceği Anayasa haline gelmesi gerekiyor" diyen Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, şunları söyledi: "Onun için son attığımız adım da Türkiye'deki Anayasal yapının bu tür adımları cesaretlendirecek noktadan uzaklaştırıcıdır. Sadece birini söyleyeyim bizim Anayasamızda siyasi partilerin başsavcının başvurusu üzerine kapatma davası açılıyor olması başlı başına bir faciadır. Siyaseti rehin alan ve çözüm üretmesini büyük çapta ortadan kaldıran, siyasetin serbest düşünme alanını daraltan önemli bir engeldir. Kabul edilebilir bir şey mi?İktidar partisi bu dikkat edin. Her türlü eylemi kontrol altında. Yasama faaliyeti yapıyorsa yasa çıkarıyorsa Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenebiliyor, icraat yapıyorsa Danıştay tarafından denetleniyor, yanlış yapma şansı yok. Bırakın bunu bazen doğrusunu yapma şansı bile olmuyor. Böylesine kısıtlı bir tablonun içerisinde iktidar partisine dava açıyorsunuz. Bu dava birçok insan evvela birçok şeyini gözden geçirmeye başlıyor. Türkiye'de uluslararası ilişkisi bulunanlar ilişkisini yatırım yapanlar yatırımlarını iş yapma kararı verenler yapacaklarını işi gözden geçiriyorlar. 'Bu memlekette ne olacağı belli değil' diyor. Kimsenin bu memlekette ne olacağı belli değil, yapısına getirmeye kimsenin hakkı yoktur. Kimsenin böyle bir salahiyeti olamaz ve bu salahiyetler bu kadar keyfe keder kullanılamaz" şeklinde konuştu.
"ANAYASA'NIN MEVCUT HÜKÜMLERİ YARGI YOLUYLA HÜKÜMET DEVİRMEYE İMKAN VERİYOR"
Kapatma davası sonucunda AKP'nin kapatılması durumunda yargı yoluyla hükümetin devrilmiş olacağını ifade eden Nihat Ergün, dünyanın hiçbir yerinde yargı yoluyla hükümet devirmenin olmadığını dile getirdi. Ergün, "Ne kolay bir şey. Bir savcı dava açsın 11 hakim 7'ye 4 karar versin. Yargı yoluyla hükümet devrilsin. Oh ne güzel. Hükümetler, iktidarlar demokraside yargı yoluyla devrilmez. Halk getirir, halk götürür. Bizim şu anki sistemimizde Anayasa'nın mevcut hükümleri yargı yoluyla hükümet devirmeye imkan veriyor. Bir adım daha öteye gidiyorum. Eğer parti kapatılmış olsaydı ve savcının siyasi yasak talepleri karşılanmış olsaydı, aynı zamanda ki savcı 300 milletvekiline birden siyasi yasak talep edebilirdi. İnsaf etti 70 -80 kişiye siyasi talepte bulundu. Bunların 30 -40 kadarı mevcut milletvekiliydi. Fakat sadece Anayasa değişikliğine imza attığı için siyasi yasak talebinde bulunulan milletvekili arkadaşlarımız oldu. Bunu 300'den fazla milletvekili arkadaşımız yaptı. Mahkeme bu iddiaları kabul etse bu kişilere siyasi yasak getirse ne olurdu? Olacak şey şuydu: İlk defa Türkiye'de yargı yoluyla parlamento kapatma davasına dönüşmüş olacaktı bu. Yargı parlamentoyu kapatmış olacaktı. 300 milletvekiline siyasi yasak getirdiğinizde ne oluyor? Parlamento kapatılmış oluyor 550 milletvekilinin 300 milletvekili yasaklanmış ve parlamento iflas. Dünyanın neresinde var hangi mahkemede parlamentoyu kapatma salahiyeti var. Bu kuvvetler ayrılığı mı? Herkes kuvvetler ayrılığı falan diyor? Bu mu? Bir Başsavcının mahkeme kararı ile iktidarı devirebilme yetkisi mi?" dedi.
Son Dakika › Güncel › Bursa'Da Anayasa Değişikliği Taslağını Değerlendiren Sanayi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?