Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu - Yeni Anayasa Çalışmaları

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun otele gelişi,

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun karşılanması,

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun açıklamaları, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu:

"Şimdi Türkiye'nin neresine giderseniz gidin medya mensuplarına sorun 'Sivil bir anayasa' diyor. '12 Eylül Anayasası ile a yaşamak istemiyoruz' diyor. İş dünyasına, akademik dünyaya, sivil toplum örgütlerine soruyoruz herkes böyle"

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Şimdi Türkiye'nin neresine giderseniz gidin medya mensuplarına sorun 'Sivil bir anayasa' diyor. '12 Eylül Anayasası ile yaşamak istemiyoruz' diyor. İş dünyasına, akademik dünyaya, sivil toplum örgütlerine soruyoruz herkes böyle" dedi.

Afyonkarahisar'ın Sandıklı ilçesinde düzenlenen Antalya Kepez Belediyesi istişare toplantısına katılan Çavuşoğlu, toplantı öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Çavuşoğlu, bir gazetecinin yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili sorusuna, seçimden sonra parti olarak inisiyatif aldıklarını, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun MHP ve CHP Genel Başkanlarıyla görüştüğünü söyledi.

Bu görüşmelerden sonra da Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın, tüm partilerden yeni oluşacak komisyon için üye isteğini belirten Çavuşoğlu, "Biz yüzde 49,5 oy alan parti olarak 317 milletvekiline sahip bir parti, grup olarak diğer partilerle eşit sayıda üye veriyoruz. Bu aslında bizim uzlaşı kültürümüzün bir yansımasıdır. Diğer partilerde de bu uzlaşı kültürü olması gerekiyor. Yani burada eşit üye verme ya da konsensusu bir dayatma olarak da ortaya koymamaları gerekiyor" diye konuştu.

Herkesin geçmiş dönemden ders almış olması temennisinde bulunan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Şimdi Türkiye'nin neresine giderseniz gidin medya mensuplarına sorun 'Sivil bir anayasa' diyor. '12 Eylül Anayasası ile yaşamak istemiyoruz' diyor. İş dünyasına, akademik dünyaya, sivil toplum örgütlerine soruyoruz herkes böyle. Bizde öyle, siyasetçiler olarak bunu hazmedemiyoruz. Çok değiştirdik ama halen ruhu darbe ruhu. O yüzden değişmesi gerekiyor. Halkın böyle sonuç alamayınca meclise olan güveni tekrar azalmaya başlıyor. O eski günlere dönmeyelim. Bunu başarırız, halka da güven veririz. Başarmamız da gerekiyor. Diğer taraftan bugün bazı haberler çıktı. 'Vatandaşlara vize serbestisi sağlandıktan sonra Türkiye 25 ülkeye veya şu kadar ülkeye vize uygulayacak' diye. Bugün Dışişleri Bakanlığı olarak açıklama yaptık, bu doğru değil. Türkiye ancak Avrupa Birliğine tam üye olduktan sonra Avrupa Birliğinin vize uygulamasına dahil olabilir. Onda da zaten yüzde yüz uymak zorunda da değiliz. Yani uyarız ondan sonra anlaşırız o ayrı. Bugün Avrupa Birliği üyesi iki ülke İngiltere ve İrlanda Schengen vize sistemine dahil değil mesela. Vize serbestisini hakkını vatandaşlarımız elde ettikten sonra İngiltere ve İrlanda'ya vizesiz seyahat edemeyecek. Yani şunu söylemeye çalışıyorum biz tam üye olduktan sonra bile bu konulardaki kararımızı kendimiz veririz. Ama vize serbestisi uygulamaya girdiği gün biz başka ülkelerin vatandaşlarına vize uygulamak zorunda değiliz. Bu kesinlikle söz konusu değildir ve vize serbestisi anlaşmasında da böyle bir şey yok."

Çavuşoğlu, İran ve Suudi Arabistan arasında yaşanan idam cezası gerginliği ile ilgili de "Bizim tutumumuz son derece nettir ve açıklamalarımızda da bunu gördünüz. Biz bu sorunların diploması yoluyla çözülmesi gerektiğini söyledik. Gerginliğin azaltılması için de üzerimize düşeni yapıyoruz" dedi.

"İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarını toplantıya davet etmek istedik" diyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Biz olur verdik ve tarih belirlenecek. İnşallah burada bu konuyu gündeme getiririz. Bu konuda bizimde temaslarımız oldu. Gerek Suudi Arabistan, Katar, Endonezya gibi İslam dünyasının ileri gelen dışişleri bakanlarıyla birlikte ne yapabiliriz, bunları da istişare ettik. Türkiye'nin bu konudaki tutumu belli. Biz bölgede daha fazla gerginlik istemiyoruz. Var olan gerginlikler zaten birçok ölümlere mezhepçi çatışmalara yol açıyor. Bu çok tehlikeli bir şeydir. Daha fazla gerginliğe ihtiyacımız yok. Umarım iki ülke kısa süre içinde bu konuda adımlar da atar. Fakat şunu da net söyledik. Herhangi bir idam cezası olduğu zaman o ülkenin misyonlarını, büyük elçiliklerini, başkonsolosluklarını yakmak her şeyden önce Viyana Sözleşmesi'ne aykırıdır. Bunun güvenliğini sağlamak, o ülkenin misyonunun kabul eden, ev sahibi ülkenin de sorumluluğudur. İran da idam cezaları uygulardı daha önce. Bizim vatandaşlarımızı da idam etti. Biz Türkiye olarak İran'ın büyükelçiliklerini yakmadık. İdam cezası konusundaki ilkesel tutumumuz ayrı, ama uluslararası hukuka herkesin saygı duyması gerekiyor. Bunun karşılığı misyonları yağmalamak, yakmak değil bu çok kötü bir kültürdür. İran da bundan vazgeçmesi lazım."