Dünya Kadınlar Günü'nde, Dünyada İz Bırakan Kadınlar

Kültürel mirasın yeniden keşfedilmesi amacıyla çeşitli projeler hayata geçiren Bilkent Kültür Girişimi (BKG), bu yıl 8 Mart'ı Dünyada İz Bırakan Kadınlar'a ithaf ediyor. Avcı Artemis ve Dansçı Perge gibi mitolojik çağlara ismi kazınan kadınlardan, Osmanlı'nın ilk kadın şairi Adile Sultan'a kadar tüm uygarlıklardan kadınlar, BKG'nin koleksiyonlarında yeniden hayat buluyor.

Tarihi ve kültürel öğeleri tasarım ürünlerine dönüştüren Bilkent Kültür Girişimi(BKG), Kadınlar Günü'nü tarihe adını yazdıran kadınların eserleri ile kutluyor. Dünyanın varoluşundan bu yana gelmiş geçmiş uygarlıkların kadınlarına yeniden hayat veren BKG, 8 Mart'ı Dünyada İz Bırakan Kadınlar'a ithaf ediyor.

Adile Sultan Mühür Yüzüğü

II. Mahmud'un Zernigâr Hanım'dan olan kızı Adile Sultan, hanedanın tek kadın şairiydi. Topkapı Sarayı Müzesi Kitaplığı'nda divanı bulunan Adile Sultan'ın yazdıkları, şu anda saray erkanına, yönetim tarzına ve döneme ışık tutuyor. Muhibbî (Kanuni Sultan Süleyman) Divanı'nın basılmasına fayda sağlayan Adile Sultan'ın mühür yüzüğü, Topkapı Sarayı Müzesi'nde bulunmakta ve üzerinde ise 'İsmetlû Adile Sultan âliyet'uş şân hazretleri' yazmaktadır.

Selçuklu Müzesi'nde Bulunan Avcı Artemis Heykeli

Zeus ile Leto'nun kızı...Apollo'un ikiz kız kardeşi... Vahşi doğa, avcılık ve ay tanrıçası... Artemis... Mitolojiye göre kardeşinden bir gün önce doğup Apollon'un doğumu sırasında annesine yardım etmiştir. Annesinin çektiği acıyı gören Artemis evlenmemeye ve bakire kalmaya yemin etmiştir. Selçuk'taki Selçuk müzesinde sergilen heykel, Efesli Artemis'ten farklı olarak tanrıçanın daha çok Atina'da benimsenen imgesini, Avcı Artemis'i simgeler.

Anadolu İdolleri

Tunç Çağı'nın bu küçük, kutsal Anadolu kadınları, aynı topraklarda daha önceki ve sonraki bin yıllarda yaşanmış yerleşim yerlerinden çıkan heybetli kadın heykellerine benzemiyor. Üstelik her yere taşınabilecek kadar küçülmüş, incelmiş, yassılaşmış ve idol adı verilen baş, boyun ve gövdeden oluşan soyut biçimlere girmişler. Ancak yüzyıllardır insanlığın devam etmesi için doğurganlık ve çocuğunu sütüyle besleyen kadın ve anne vurgusunun Tunç Çağı'nda da devam ettiği görülüyor.

Zarif Dansçı Perge'nin Heykeli

Dansçı Perge'nin heykeli 1981 yılında Perge kazılarında kentin Güney Hamamı'nda, Claudius Peison'a atfedilen salonunda mermer bir yontuya ait parçalar olarak ele geçti. Antalya Müzesi'ne getirildiğinde yüzlerce parçaya ayrılmış bir yığın görünümündeki yontu, aylarca çalışmalar sonunda şaşırtıcı bir görünüm kazandı. Dansçı Perge heykelinin boyu 2.25 m'ye sahip. Milattan önce 3 ya da 2'inci yüzyıla ait olduğu düşünülen heykelde ilginç bir teknik uygulanmış; heykelin saçları ve giysisinde siyah, yüz, boyun ve kollarda beyaz olmak üzere iki farklı renkte mermer kullanılmış. Dans etmekte olan bu genç kızı gören ve ona karşı duyduğu tutku dolu hayranlığı bu eser ile zamansız kılmış sanatçının kim olduğu ise tarihin derinliklerinde bir sır olarak kaldı...