Eğitim Sen: Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Soruları Bir İnancın Bir Mezhebinin Değerlerini İçeriyor

Eğitim Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız, Merkezi Ortak Sınavlar'ın gayrimüslim çocuklar için haksızlığa neden olacağını öne sürerek, "Din kültürü ve ahlak bilgisi sorularına baktığımızda bu sorular din kültürü soruları olmaktan öte, bir inanca hatta bir inancın bir mezhebine dönük değer yargıları ve bilgilerini içerdiği dikkatimizi çekiyor" dedi.

Eğitim Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız, dün ve bugün yapılan Merkezi Ortak Sınavları'nı ANKA'ya değerlendirdi. Yıldız, sınav sonuçlarının kamuoyuna açıklanmayacak olmasının sorun yaratacağını belirterek, " Türkiye'deki sınavlarla ilgili oluşmuş olan haklı kaygıları da düşündüğümüzde sınav sonuçlarının açıklanmamasının daha ciddi bir sorun haline geldiğini düşünüyorum" diye konuştu.

"Din kültürü ve ahlak bilgisi sorularına baktığımızda bu sorular din kültürü soruları olmaktan öte, bir inanca hatta bir inancın bir mezhebine dönük değer yargıları ve bilgilerini içerdiği dikkatimizi çekiyor" diyen Yıldız, şunları ifade etti:

"Sayın Bakan'a sınav öncesi din kültürü ve ahlak bilgileri soruları sorulacağına dair eleştiriler geldiğinde verdiği yanıtlar hala aklımızdadır. Bunların genel dinsel kültürle ilgili genel manada sorular olacağını söylemişti. Bugün baktığımızda kamuoyuna yansıyan soruların hiç öyle olmadığını tam tersine çok ciddi ayrıntılı bilgileri içerdiğini görüyoruz. Bu sorularla kamuoyuna şu mesaj verilmektedir: Başarılı olmak istiyorsanız, akademik liseye gitmek istiyorsanız bu din dersleriyle ilgili olarak zorunlu olanları değil, seçmeli olanları kursla alın. Bu soruların taşıdığı anlam budur. Sorular eğitim sisteminin çocuklarımızın ve velilerimizin çok daha muhafazakarlaşmaları ve bütün ilgilerini bu alana çevirmeleriyle ilgili özel olarak hazırlanmış izlenimi vermektedir."

-"GAYRİMÜSLİM ÇOCUKLAR AKRANLARINDAN EKSİK PUANLA BAŞLAYACAK"-

Yıldız, bu sınav yöntemiyle Alevi çocukların kendileriyle ilgili olmayan bilgileri öğrenmek zorunda bırakıldığına dikkat çekerek şöyle devam etti:

"Yıllardır söylüyoruz, Sünni, Hanefi mezhebinde olmayanlarla ilgili ne kadar haksızlık olduğunu. İkinci bir sorun ise, gayrimüslim çocuklarlar ilgili. Gayrimüslimlere bu sorular sorulmayacak denildi. Onun yerine başka alanlarda sorular sorulacaktı; ancak öyle yapılmadı. Uygulama böyle değil. Evet, gayrimüslim çocuklar bu soruları yanıtlamayacaklar ama karşılığı olan puanı da alamayacaklar. Akranı olan öğrencilerden daha sınava başlarken eksik puanla başlamış olacaklar. Bu nasıl bir adalet, bu nasıl bir ölçme değerlendirme? Anlamak mümkün değil bizim açımızdan. Abartısız söylüyorum. Bizim kurumuzda da çalışan birkaç arkadaşımızın çocukları üzerinden aldığımız ilk tepki, öfke dolu. Benim aldığım o öfke dolu şeyler din kültürü ve ahlak bilgisi dersleriyle ilgili. Bunca emek verip toplamda yanıtladıkları yanıtlamadıkları oran açısından bakıldığında, din dersi sorularından yanıtlayamadıkları soruların o kadar çok olmasından büyük bir üzüntü duyuyorlar. Benim aldığım ilk tepkiler daha çok bu yöndeydi."

-"SINAV, ÖĞRENCİLERİN, ANNE VE BABALARIN ÜZERİNDE STRES YARATIYOR"-

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ise, bazı bölgelerde öğretmen eksikliği nedeniyle müfredatların yetişmemesinin söz konusu olduğunu vurgulayarak, "Dolayısıyla müfredatların yetişmemesi öğrencilerimizin bölgesel olarak başarısını etkiler. Bunun sonuçlarını zaten sınav sonuçlarıyla birlikte göreceğiz. Mutlaka yansıyacaktır; çünkü öğretmen eksikliği büyük bir problem. Özellikle bu 6 asal dersler. Sınava girilmesi mecburi olduğu için bu 6 asal dersten öğretmen eksikliğine tahammülümüz yok. Böyle bir sistem uygulanmadan öncelikle Türkiye'de bu öğretmen eksikliğinin tamamen giderilmesi gerekiyordu" diye konuştu.

Koncuk, dün ve bugün gerçekleştirilen Merkezi Ortak Sınavların öğrenciler üzerindeki etkisini şöyle değerlendirdi:

"Sınav sayısı çok fazla oldu. Çocuklar 1. dönem 6, 2. dönem 6 olmak üzere toplam 12 sınava giriyor. "Sayın Bakan normal bir sınavdı' diyor ama öğrencilerimiz hatta öğrenci velilerimiz bu sınava büyük bir heyecanla gitti. Bakan'ın dediği gibi bu normal bir yazılı sınav değildi. Sınav, öğrencilerin, anne ve babaların üzerinde stres yaratıyor. Bunu dün televizyonlarda vatandaşlarımızın ve çocuklarımızın heyecanından gördük."