El Nusra Davası

Terör örgütü El Nusra ile bağlantılı oldukları iddiasıyla haklarında dava açılan 7 kişinin yargılanmasına başlandı.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın ilk duruşmasına, tutuklu sanık Abdullah Ammar Canöz ile tutuksuz sanıklar Mahmut D, Yurdaer E, İbrahim K. ve Ayhan G. ile avukatları katıldı. Tutuksuz sanıklar Mustafa C. ile Kubilay B. duruşmaya gelmedi.

Mahkeme heyeti, kimlik tespitinin ardından sanıkların savunmalarını dinledi. Terör örgütü El Nusra ile bir bağlantısının olmadığını savunan tutuklu sanık Abdullah Ammar Canöz, Suriye'de savaş esnasında bir gözünü kaybettiği iddialarına ilişkin, "Ailemle tartışma yaşadım. Gaziantep'e giderek inşaatta çalışmaya başladım. İnşaattayken ayağım takıldı ve yere düştüm. Gözüme demir parçası saplandı." diyerek gözünün kaza sonucu yaralandığını ileri sürdü.

Tutuksuz sanıklardan Mahmut D. ise hac ve umre organizasyonu ile rehberlik yaptığını, Irak ve Suriye'ye hiç gitmediğini, örgütsel bir faaliyette de bulunmadığını söyledi.

Yurdaer E. de El Nusra'nın toplantılarının yapıldığı iddia edilen ve "Davet Kürsüsü" olarak bilinen yerin evine yakın olduğunu, birkaç sefer sohbet amaçlı oraya gittiğini, hiçbir örgütle bağının olmadığını öne sürdü.

İbrahim K. da Suriye'ye gittiği yönündeki iddiaları reddetti. Öncü Nesil Derneği ile oturduğu bölgeden toplanan yardımları Kilis'teki ilgili makamlardan izin alarak tampon bölgede dağıttıklarını söyleyen İbrahim K, hiçbir örgüte mensup olmadığını ifade etti.

Mahkeme heyeti, savunmaların ardından tutuklu sanık Canöz'ün tutukluluk halinin devamına karar verip, savunmaları alınamayan sanıkların dinlenilmesi için duruşmayı erteledi.

İddianameden

Şüphelilerden birinin annesinin başvurusuyla başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve haklarında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan dava açılan 7 kişinin 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.

Evlerinde örgütsel doküman bulunduğu ifade edilen şüpheliler hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, şüphelilerin Ankara'da "Davet Kürsüsü" derneği aracılığıyla topladığı yardımı farklı dernekler üzerinden örgüte aktardığı öne sürülüyor.

İddianamede, El Nusra mensuplarının Türkiye'yi "Dar'ül Harp", cumhuriyet düzenini "şeytani" olarak niteledikleri, bu sebeple, oy kullanmak, çocuklarını okula göndermek ve memurluk gibi hareketleri dinden çıkma sebebi gördükleri belirtiliyor.