Yakın Doğu Üniversitesi(YDÜ)'nde gerçekleşen Güvenlik Akademisi Sertifika Programı'nda konuşan Ercan Çitlioğlu, " Algı, onu oluşturan iletinin içeriğindeki durum, çevre koşulları ve ilişkiler yönlendirilebildiği sürece yönetilebilen bir iletişim sürecidir" diye konuştu.
YDÜ, Yakın Doğu Enstitüsü tarafından düzenlenen Güvenlik Akademisi Sertifika Programı kapsamında Yakın Doğu Enstitüsü Başdanışmanı Ulusal Güvenlik Stratejileri, Politikaları ve Terörizm Uzmanı Ercan Çitlioğlu, "Ulusal ve Uluslararası Güvenlik Bağlamında Algı Yönetimi ve Kamu Diplomasisi" başlıklı bir seminer verdi.
Çiftiçioğlu, "Somuta dayalı algılar, bireysel ve toplumsal temelde soyutlaşarak tepkisellik aşamasında farklılaşıyor. Bu durum algıların yönetilebilir olduğunun açık bir göstergesidir. Sorunlarına çözüm ve çare üretemeyen, 'öğrenilmiş çaresizlik' sendromunu yaşayan kişilerden oluşan toplumlar bir süre sonra "pasif itaatkar toplumlara" dönüşmeye mahkumdur. Algı yönetiminin dört evresi; önemsizleştirme, duyarsızlaştırma, tepkisizleştirme ve son olarak da pasif itaatkar toplum modeline evrilerek teslim olma ya da teslim alınmadır" ifadelerini kullandı.
"Bugünün gerçeklik denklemi fiziksel doğrular değil algılanan doğrular üzerinedir"
Algı yönetiminin veri akış süreci içerisinde krizi, kamu diplomasisi ile çözüme ulaştırma yöntemindeki önemini vurgulayan Çitlioğlu, "Bugünün gerçeklik denklemi fiziksel doğrular değil algılanan doğrular üzerinedir. Dolaşım ve paylaşımdaki bilgiye değil, bilginin dolaşım ve paylaşım yollarına yani sürece hakim olmak zorundayız. Algı, onu oluşturan iletinin içeriğindeki durum, çevre koşulları ve ilişkiler yönlendirilebildiği sürece yönetilebilen bir iletişim sürecidir. İyi kurgulanmış iletişim stratejisi, kitleleri farkında olmadığı ihtiyaçları olduğuna ikna eder. Bu yönde beklentileri karşılanmış olan insanlar da mutlu ve sizin için harekete geçmeye hazır insanlardır" dedi.
"Bugününün dünyasında algı yönetimi tekniklerini irdeleme ve anlama gereği daha da önem kazandı"
Sözlerine bazı algı yönetim tekniklerinden bahsederek devam eden Çitlioğlu, bu teknikleri şu şekilde sıraladı, "Toplumun korkuları ve endişelerini uyararak kullanma; var olan ön yargıları harekete geçirme; sokaktaki insanın özümseyebileceği, anlaşılır sade bir dil kullanma; duygu ve çıkarlarına seslenme; her türlü karşıt görüşü sindirme; eleştiri ortamını yok etme; korku hipnozu yaratma; zihinsel kargaşa ve savrulmalar oluşturma; doğru-yanlış kavramların yer değiştirmesini sağlama; sorgulama, irdeleme, araştırma güdülerini yok etme ve karşıt görüş sahiplerini sürekli savunmada bırakma"
Programın soru cevap bölümünden sonra Yakın Doğu Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Umut Koldaş Ulusal Güvenlik Stratejileri, Politikaları ve Terörizm Uzmanı ve Yakın Doğu Enstitüsü Başdanışmanı, Çitlioğlu'na teşekkür belgesi takdim etti. - İSTANBUL
Son Dakika › Güncel › Ercan Çitlioğlu, 'Algı Yönetilebilen Bir İletişim Sürecidir' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?