Erzurum - Toprağa Gömülen Şantiye Şefi: Göçük Altında 20 Dakika Bekledik

(ÖZEL) Toprağa gömülen şantiye şefi: Göçük altında 20 dakika bekledik

TÜRKİYE'nin ilk ve tek kayakla atlama kulelerinde meydana gelen göçükte mesai arkadaşı ile birlikte toprağa gömülen şantiye şefi inşaat mühendisi Kutal Gönülal, "Belimize kadar battık. Kurtarılmayı beklerken hiç korkmadık. Çünkü korkacak bir şey yoktu. Telefonumun şarjı olsa, göçükte selfie bile çekerdim" dedi.

Erzurum'da 2011 yılında düzenlenen Dünya Üniversiteler Kış Oyunları için 94 milyon liraya yaptırılan kayakla atlama kulelerinin pistleri geçen 15 Temmuz'da meydana gelen heyelanla yıkıldı. Bu olayın ardından pistlerin fore kazıklar üzerine kurulması için 30 bin liraya yeniden ihale edildi. 6 Temmuz gecesi meydana gelen göçükte hafif yaralanan Veli Budak ile şantiye şefi İnşaat Mühendisi Kutal Gönülal, olayın çok abartıldığını söyledi. Yaklaşık 15-20 dakika yardım gelmesini beklediklerini ifade eden Gönülal, o anları şöyle anlattı: "İşin bu noktaya kadar nasıl geldiğine şaşıyorum. 8.5 aydır buradayız. 830 adet fore kazık çaktık. Yaz- kış demeden 24 saat hep burada çalıştık. Göçük, projenin dışında bir erişim yolunda oldu. Olayın yaşandığı gecenin sabahı İstanbul'a gideceğim için firma yetkilisi olan Veli Budak'ı bilgilendiriyordum. O sırada çöküntü oldu. Her ikimiz de belimize kadar toprağa gömüldük. Yanımızda kalfa vardı. O yardım çağırdı. Daha sonra kendi kepçe operatörümüz bizi yaklaşık 15-20 dakika sonra çıkardı. Biz hastaneye gidince buraya AFAD, polis ve ambulanslar gelmiş. Tüm bunları hastanede duyunca şaşırdım. Burada her zaman küçük toprak kaymaları olabilir."

Kurtarma çalışması sırasında yanındaki Veli Budak ile birlikte sohbet ettiğini ancak hiçbir zaman korkmadıklarını, hep sakin olduklarını ifade eden Kutal Gönülal, şöyle devam etti: "Toprak kaymasının olduğu yerde söylendiği gibi obruk yoktu. Söylendiği gibi bizler de define bulmak için o obruğa girmedik. Bunu iddia eden varsa gelip kazı yaparak o obruğu bulsun. Küçük bir toprak kaymasının ardından söylenenleri duydukça şok oluyorum. Güya biz altın bulmak için obruğun içine girmişiz ve heyelan olmuş. Bu alanda 100- 200 bin metre küp kazı ve hafriyat yaptık. Burada taştan topraktan başka bir şey yok. Kazık makinesini birkaç gün sonra göçük olduğu yere kuracağım. Obruk olsa o makineyi buraya getirmem. Telefonumun şarjı olsaydı çıkarıp selfi çekip, 'işte heyelan arkadaşlar' diye sosyal medyada paylayacaktım. Kısmet olmadı."