İzmir'in Kınık İlçesi, Çanköy Mahallesi'nde, Manisa Soma'daki Maden Faciasında Yaşamını Yitirenler...

Eşini DİNLEMEYİP, İŞE GİTTİ

Ölen madencilerden Ramazan Kökçü'nün eşi İpek Kökçü, kazayı haber alınca soluğu hemen madende aldığını belirtip, "Gittiğimde her şey olup bitmiş, mahsur kalanları çıkartıyorlardı. İçeriden çıkartılanların yüzlerini bize göstermiyorlardı. 3 saat sonra eşimin ölüm haberini aldım. Eşimin madende çalışmasını istemiyordum. Ancak, 'Yapacak başka iş mi var' diyerek, çalışmayı hep sürdürdü. 'Tarlamız yok, işimiz yok. Hiç değilse sigortamız olur' diyordu. Son bir haftadır, eşim eve hep üstü ıslak geliyordu. Kazadan bir gün önce sorduğumda, 'Bugün bizi çok sıcak yerde çalıştırdılar' dedi. Bunun üzerine 'Madem öyle yarın gitme işe' dedim. Gitmeyeceğini söyledi. Ancak, beni dinlemeyip, sabah yine kalkıp işe gitti. O akşam da kara haber geldi" dedi.

"YUVAMIZI YIKTILAR"

Ölen madencilerden Ramazan Yavaş'ın eşi ise Songül Yavaş da "Yuvamızı yıktılar, direğimizi kopardılar. Oğullarından biri lise, diğeri üniversitede okuyor. Babaları öldü, şimdi ben bunları nasıl okutacağım. Üniversitede okuyan oğlum için 500 lira ev kirası ödüyorduk. Bir de diğer masrafları var. Biz ne yaparız şimdi. Yetkililerden çocuklarıma sahip çıkıp, okutmalarını istiyorum. Eşimin ölümünde maden firması yetkililerinin ihmali olduğun düşünüyorum" diye konuştu.

Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü öğrencisi Rıfat Yavaş ise babasını ölüm haberini bir gün sonra aldığı için cenazesine katılamadığını belirtip, acılarının büyük olduğunu söyledi.

Üç çocuk annesi Emine Çetiner de çiftçilikten kazandıkları yetmeyince eşi Adem Çetiner'in madende çalışmaya başladığını anlatıp, "Tek isteği çocuklarını okutabilmekti" dedi.