Kazakistan'da 6. Semavi ve Geleneksel Dinler Liderleri Kongresi

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Din, düşünce ve ideoloji mensuplarına, toplum önderlerine düşen en büyük sorumluluk ırk, inanç, renk, coğrafya farkı gözetmeksizin yeryüzündeki her insanın temel haklarını savunmak, hak ve adaletin yanında olmak, zulmün, haksızlığın ve ötekileştirmenin karşısında durmaktır." dedi.

Erbaş, Kazakistan'ın başkenti Astana'da düzenlenen 6. Semavi ve Geleneksel Dinler Liderleri Kongresi'nde yaptığı konuşmada, dünyanın savaşlar, yoksulluk, terör eylemleri, ümitsizlik gibi devasa sorunların kuşatması altında tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşadığını belirtti.

Yeryüzünde kadim medeniyetlerin yok edilmekte olduğunu, insanlığın maddeyi putlaştıran ve gücü kutsayan zorba bir anlayışa teslim edildiğini vurgulayan Erbaş, buna örnek olarak işgale maruz kalan Kudüs'ü gösterdi.

Erbaş, "Din, düşünce ve ideoloji mensuplarına, toplum önderlerine düşen en büyük sorumluluk ırk, inanç, renk, coğrafya farkı gözetmeksizin yeryüzündeki her insanın temel haklarını savunmak, hak ve adaletin yanında olmak, zulmün, haksızlığın ve ötekileştirmenin karşısında durmaktır." dedi.

Dünya meselelerini hep beraber sahiplenmek ve daha iyi bir hayat ve gelecek için birlikte çalışırken dinlerin itikadi ilkeleri üzerinden değil, sosyal, ekonomik, çevresel ve benzeri sorunları üzerinden hareket etmek gerektiğinin altını çizen Erbaş, bunun daha makul ve sonuç açısından daha faydalı olacağını ifade etti.

Erbaş, "Dolayısıyla bu alanda yapılan çalışmaların, buluşmaların, teklif ve projelerin, dinler arası diyalog değil zulmün ve adaletsizliğin önüne geçmek için din mensupları arası yardımlaşma şeklinde olması daha gerçekçi ve makul olacaktır." şeklinde konuştu.

Din liderlerinin adalet ve merhamet duygusunu kökleştirmek, inançların istismar edilmesini, din üzerinden terör ve anarşi oluşturulmasını engellemek için ciddi çalışmalar yapmaları gerektiğini kaydeden Erbaş, bunun için ön yargısız samimiyetle çağın meseleleri ele alınarak sorunların gerçek sebepleri ve çözümlerinin müzakere edilmesi, makul ve uygulanabilir çözümlerin üretilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.