Kent Şurası Çevre'yi Masaya Yatırdı

Sakarya Kent Şurası 50'nci toplantısının konusunu çevre ve tarım topraklarına duyarlı olunması oldu.

Başkan Delen toplantıyı açtı

Erenler ilçesi Seçkin Otel'de ayda bir toplanan Sakarya Kent Şurası Başkanı Abbas Delen'in açılış konuşması toplantının konusunun çevre ve tarım topraklarının maruz kaldığı durumlarla ilgili gelişmeleri anlatacak olan 2 katılımcıların takdimi ile toplantı başladı.

Katılan 2 konuk

Sakarya Kent Şurası'nın konuğu Tema Vakfı Sakarya Temsilcisi ve Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yar. Doç. Dr. Mahnaz Gümrükçüoğlu ve Sakarya Barosu'nun yeni başkanı Zafer Kazan'dı.

KAZAN, "Destek olunki dava açalım"

Şurada ilk konuşan Sakarya Barosu'nun yeni başkanı Zafer Kazan; "1. sınıf tarım arazisi içinde bir fabrika yapması ile ilgili hassasiyetimizi bildiği için başkan 'böyle bir konu var ne düşünürsünüz' diyerek bu konuda dikkatimizi çekince doğrusu araştırmaya koyulduk. Şuanda Sakarya Barosu Çevre Kent ve İmar Komisyonumuz konuyu araştırma aşamasında. Sakarya Barosu dava açsın ama bu sadece Sakarya Barosu'nun işi olmasın. Sakarya Barosuyla beraber bütün sivil toplum örgütleri bu konuda destek verecek anlamda açıklama yapsınlar, mahkemeye dilekçe versinler ve davayı güçlendirsinler. Biz bu davayı hazırlarız davayı açarız ama asıl mesele bu davayı destekleyecek güçlendirecek bir kamuoyu oluşturmak. Konu bence çok mühim eğer ki bu konuda güçlü bir sivil inisiyatif oluşturamaz isek bu güne kadar bir çok şeyi heba ettiğimiz gibi tarım topraklarında heba edeceğimiz gerçeği karşımızda durmaktadır. Sakarya'da ki sivil toplum örgütleri olarak ciddi bir şekilde destekliyor olmamız önemli. Dava açmak gerçekten önemlidir ama tek başına yeterli olmayacaktır. Son olarak şunu belirteyim. Buraya açılacak ve yapılacak davanın buraya yapılacak binanın hukukun karşısında kanun karşısında korunmaya değer bir tarafı yok yani bu fabrika kararı iptal edilmeye mahkûmdur. Çünkü ovanın ortasına siz getirip fabrika yapamazsınız" dedi.

GÜMRÜKÇÜOĞLU; "sanayinin yeri belli"

Tema Vakfı Sakarya Temsilcisi Mahnaz Gümrükçüoğlu "Aslında çevreyi korumak demek kendimizi korumak demek olduğunu anlayamadık ne yazık ki. Bu nedenle hayatımızın mal olduğu bu önemli şeyi sürekli olarak yanlış kullanıyoruz ve kirletiyoruz. Bu üç şey hava su toprak bunlar olmadan yaşama şansımız yok ama biz bunları bir miras yedi mantığıyla har vurup harman savurmaya ve kirletmeye devam ediyoruz ne yazık ki. Kendi çevremizden başlıyoruz buna önce kendi çevremizi kirletiyoruz zaten herkes kendi çevresini kirlettiği zaman global olarak her şeyi kirletmiş oluyoruz ve herkese sorarsanız tek tek sorduğunuz zaman ister iş sahibi olarak ister bireysel olarak sorduğunuz zaman kimse suçlu değil kimse suçu üstüne almıyor herkes her şeyi doğru yaptığını iddia ediyor. Şimdi çimento fabrikasına hayır diyorsunuz termik santrale hayır dedik gittiler. Kağıt Fabrikasını istemiyorsunuz, onu istemiyorsunuz, bunu istemiyorsunuz yani istihdamı nasıl sağlayacağız sanayi istemiyor musunuz diye sorular geliyor genellikle. Hemen şöyle bir cevap vereyim izninizle hepimiz sanayi ürünlerini kullanıyoruz, teknolojiyi geri getiremeyiz ileri götürmemiz lazım tabi ki bunları geliştirmemiz lazım mesele neyi nerede yapacağımız ne uğruna neyi kaybedeceğimiz iki sorunun cevabı; yer seçimini doğru yaptığımız sürece her şeyi her yerde yapabiliriz ve tabi ki doğanın bütün kurallarına uyduğumuz sürece tabi ki sanayi tesislerini de kuracağız ama burada değil. Gıda güvenliğini kim koruyacak? Çocuklarımıza makine yediremeyeceğimize göre bu ülkedeki gıda güvenliğini korumak için ve de ekmek kimin elindeyse onun önünde eğilmemek için ovalarımızı da, tarımı da, gıdayı da, ve de çevremizi toptan korumamız gerekiyor" dedi.

HACIEYÜPOĞLU; "Çevresiz hayat olmaz"

Kent şurası yönetim kurulu Erol Öztürk Hacıeyüpoğlu"ülkemizde bunun gibi olumsuzlukları görmemek mümkün değil bilhassa şehrimizde çok kötü şeyler oluyor. Bunlardan bir tanesi de Bıçkı derede kurulmak istenen bir termal tesis ve su arıtma tesisi. Akyazı'ya bağlı Bıçkı dere köyünde o dağı tarumar etmişler. Mahnaz hanımdan yeni öğrendim güzergâh üzerinde ki hazine arazilerinin satışı ile ilgili para toplama gayreti olması çok acı bir şey üzülerek söylüyorum bu şehre sahip çıkmamız gerekiyor. Sahip çıkacak kurumların başında meslek kuruluşları, sivil toplum kuruluşları geliyor. Bunlardan bir tanesi de Ticaret ve Sanayi Odası Meclisi'dir. Bir tanesi de Ziraat Odası Meclisi'dir. Bir tanesi Ticaret Borsası Meclisi'dir. Bir tanesi Esnaf Odaları Birliği'dir. Lütfen bu arkadaşlarımız kendi meclislerini toplayarak karar alırlarsa ve aldıkları kararı kamuoyuna deklare ederlerse, bir uyanış harekete, bir doğruların meydana çıkma hareketi ortaya çıkacaktır. Bu böyle yapılabilir biz geçmişte bunu böyle yaptık. Yani, kendi kararınız değil meclistekilerin görüşleriyle ortak alınan karar topluma deklare edilir ve toplum bu doğruysa o yönde hareket eder. Mesela burada daha önce cola fabrikası kurmak istediler. Ticaret ve Sanayi Odası olarak biz karşı çıktık. Mahnaz hanım gibi bilirkişilerden bilgi aldık nedir bu fabrikanın etkisi falan sonra onlar gitti Cola fabrikayı kurmadılar. Sonra gazoz fabrikasını kurdular. Arkasından Cola geldi kola fabrikasını kurdu. Gene orada suyumuz harap olup gidiyor. Yani şehrimizde bir Pamuk ovamız kaldı birde Ak ovamız var. Bunları birilerine yedirtmeyelim. Sakarya şehri sanayileşecek noktaya geldi ve bu konumu tamamladı yerleri belli konumları belli, organize sanayi bölgelerinin yerleri de belli, bunun dışına artık çıkmamalı, diye düşünüyorum. Uzman insanlar anlatsınlar su, hava, toprak her şeyden önemli varlıklardır. İnsanın yaşayabileceği ana unsurlardır" dedi.