Kılıçdaroğlu'ndan Ali Baba ve Kırk Haramiler Benzetmesi: Bütün Ankaralılardan Oy İstedi (2/son)

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş ile birlikte seçim bürosu açılışında "ayrılığa gayrılığa düşmeden" bütün Ankaralılardan oy istedi. "Ayrılığa gayrılığa yer yok. Söz konusu vatansa gerisi teferruat. Ayrışmanın zamanı değil, beraber olma zamanı" diye seslendi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş ile birlikte Ankara Seçim Koordinasyon Merkezi'nin açılışına katıldı.

Halka hesap veren siyaseti Türkiye'ye getireceklerinin altını çizen CHP lideri, "Oy versin, vermesin bütün yurttaşları kucaklayan siyaseti Türkiye'ye getireceğiz. Hiç kimseyi ayırmadan ne kimliğinden ne inancından, hiç kimseyi ayırmadan herkesi kucaklayan siyaseti Türkiye'ye getireceğiz. Onun adresi CHP, halkla beraber yürüyeceğiz. Halkın üstünde bir güç asla tanımayacağız. Halka inanacağız ve halka güveneceğiz ve yolumuza öyle devam edeceğiz" diye konuştu.

-"ONA DEDİM Kİ GEL CHP'YE GEL HALKIN PARTİSİNE BERABER ORTAK MÜCADELE EDELİM"-

CHP Genel Başkanı şöyle devam etti:

"Mansur Bey'i ben de ilk dinliyorum. Güzel şeyler söyledi. Dikkatli dinledim. Siyasetteki yolculuğunu bilmem. Beypazarı'nda başarılı bir belediye başkanıydı. Başarıyı kim gösterirse göstersin hepimiz saygı duyacağız. Geldi, Ankara'da belediye başkanı adayı oldu. Düzgün siyaset yaptı. Yine herkesin takdirini kazandı. Ona dedim ki gel CHP'ye gel halkın partisine beraber ortak mücadele edelim.

Yeni bir siyaset anlayışını aşama aşama yürürlüğe koyuyoruz. Ayrışmayı değil, barışı önceleyen siyaset anlayışı; kavgayı değil beraber düşünmeyi öngören bir siyaset anlayışı. Bunun için yola çıktık, geldi beraber mücadele ediyoruz, omuz omuza mücadele ediyoruz.

-"KUL HAKKI YİYENDEN HESABINI SORACAĞIZ"-

Ne söyledi, Ankara'da ıhlamur ağaçlarının kaça alındığını söyledi. Kul hakkı yiyenden hesap sormayan kul hakkı yemiş kadar günaha girmiş olur. Kul hakkı yiyenden hesabını soracağız. Ama hukuk kuralları içinde kalarak hesabını soracağız. Kavga ederek değil. Dosyaları önüne koyarak, belgeleri önüne koyarak.

Sen gidip İtalya'dan ağaç getireceksin, havaalanına giderken değişen ağaçlar bir değil, iki değil, üç değil 10-15 kez değişti, nereye gidiyor bu paralar? Çocuklarının hesabını verecek. Onlara ayakkabı kutusu az gelir arkadaşlar. Ankara'da malı götürdüler zaten.

-"ANKARA BÜYÜKŞEHİR'İN VERDİĞİ SOSYAL YARDIMLAR HİÇBİR ZAMAN KESİLMEYECEK"-

Ankara Büyükşehir'in verdiği sosyal yardımlar hiçbir zaman kesilmeyecek. Yurttaşlarıma söylüyorum, gecekonduda oturan yurttaşlarıma söylüyorum, sosyal yardımlar kesilmeyecek tam tersine artacak. Bunu herkesin bilmesini isterim.

Diyeceksiniz ki nereden artacak, hortumları keseceğiz, halka hizmet edeceğiz. İtalya'dan binlerce dolarlık ıhlamur ağaçlarını oradan almayacağız, çok daha ucuza kendi köylümüzden alacağız. Türkiye'de ıhlamur mu yok? Türkiye'de ıhlamur ağacı mı yok?

Başkan çıtayı da koydu. Söyledim kendisine belediye başkanı seçildiğin gün artık sen bütün Ankara'nın büyükşehir belediye başkanısın, oy versin vermesin. Bütün Ankaralıları kucaklayacaksın.

Biz herkesi kucaklarız.

-"BAKANLAR KURULU VE ONUN İÇİNE YERLEŞMİŞ BİR ÇETE TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİ SOYUYOR"-

İçinde bulunduğumuz koşullar sıradan koşullar değil. Bakanlar Kurulu ve onun içine yerleşmiş bir çete Türkiye Cumhuriyeti Devletini soyuyor. Hiç böyle bir şey aklınıza gelir miydi? Şimdi hep beraber dosyaların üstünü kapatmaya çalışıyorlar. Kapattırmayacağız. Türkiye'nin neresinde olursa yüreğinde bir parçacık iman varsa bir insanın bu yolsuzluklara karşı isyan eder.

-"AYRILIĞA GAYRILIĞA YER YOK. SÖZ KONUSU VATANSA GERİSİ TEFERRUAT"-

Bütün yurttaşlarımı temiz siyasette buluşmaya devam ediyorum. Özgürce yaşayabilecekleri bir siyaset anlayışını inşa edecek partinin yanına bekliyorum. Hiç kimseyi ötekileştirmeyen, herkesi kucaklayan bir siyaset anlayışının yanında bekliyorum. Ayrılığa gayrılığa yer yok. Söz konusu vatansa gerisi teferruat. Bu coğrafya da yaşayan 76 milyonun ortak sembolü Türk bayrağıdır. Bayrak geçerken hepimiz ayağa kalkarız. Ama bayrak geçerken ayağa kalkmayan bakan vardı, bunu biliyor musunuz. Bayrağın önünde kalkmayanları sen partiden ihraç ettin mi? Etmedin. Rüşvet yiyen adamları partinden ihraç ettin mi, etmedin, ne yaptın, siz şimdilik istifa edin de sonra durumu idare ederiz.

-"BUNLARIN YÖNETİMİ HARAMZADE YÖNETİMİDİR"-

Bunların yönetimi haramzade yönetimidir. Bunlar helale değil harama ortak olanlardır. Savunmayacağımız tek şey vardır o da hırsızlık. Siyaseten hırsızlık. Milletvekili arkadaşlarımız 'hırsız var' diye bağırmışlar. Hemen birisi kalkmış demiş ki 'dava açacağız'. Neden, hırsız var diyorlar, biz alınıyoruz. Kardeşim hırsızlık yapma o zaman, niye alınıyorsun.

Yasak getirmişler, hırsızlık konuşulmayacak diye, böyle bir şey duydunuz mu? İstediğiniz kadar yasak getirin. Kenan Evren de yasak getirmişti pek çok şeye. Onların yasağını takan oldu mu? Olmadı, tam tersi oldu. Sen istediğin kadar yasak getir, daha senin oğlunu anlatmadım. Vakıf kurduruyor oğluna, diyor ki git şu ihaleleri al, rüşveti götür oğlumun vakfına yatır diyor. Sonra da diyor ki efendim hayır işi yapıyor. Haram paradan öğrenci yurdu olmaz. Haram paradan götürdüm fakire para verdim olmaz. Haram paradan bir şey olmaz. Helal adamın kursağından haram para geçmez. Ankara'yı Mustafa Kemal Atatürk'ün Ankara'sını çağdaş bir kent yapacak olan Mansur arkadaşımız. Güzel çalışmaları olacak.

Güzel projeleri olacak. Onun bir özelliği daha var. Her aşamada Ankaralıya hesap verecek. Yaptığı her ihalenin hesabını verecek. O 'yürütmenin' başı olmayacak. Halkın başkanı olacak. Ankaralıların başkanı olacak.

Recep Bey ne diyor, Recep Bey, ben yürütmenin başkanıyım diyor. Zaten senin yürütmenin başkanı olduğunu çok iyi biliyoruz. Neleri yürüttüğünü de çok iyi biliyoruz.

-"AYRIŞMANIN ZAMANI DEĞİL, BERABER OLMA ZAMANI"-

Ayrışmanın zamanı değil, beraber olma zamanı. Geçmişte Adalet ve Kalkınma Partisine oy veren değerli yurttaşlarım tabloyu gördünüz, bunları ne diye iktidar yaptınız. Bunlar dediler ki yolsuzlukla mücadele edeceğiz, yoksullukla mücadele edeceğiz, yasaklarla mücadele edeceğiz dedi. Elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün. Yolsuzlukla mücadele ettiler mi? Köşeyi döndüler. Hiçbir şeyi düşünmüyorsan, Allah'ı düşündüğün zaman bir de şu ayakkabı kutusu nedir diye kendi vicdanına sor. Kim savunuyor o ayakkabı kutusu içindeki 4.5 milyon doları. Yoksullukla mücadele edeceklerdi, yoksullukla mücadelenin yolu aile sigortasından geçer, bizim projemizdir. Ankara'da hiç kimse yoksul olmayacak.

Yasaklara gelince, Ankara'nın meydanlarına ihtiyacı var. Mansur Başkan o meydanları da yapacak. O meydanlarda Ankaralı özgürce ben Ankaralıyım diye seslenecek."