Lüks Sitede Hukuk Mücadelesi

Sitedeki bahçe kullanımıyla ilgili olarak başlayan tartışmalar, site yönetimine karşı evrakta sahtecilik, zimmete para geçirme, görevi kötüye kullanma gibi iddialarla alevlendi. Cumhuriyet Başsavcılığı, yeterli delil olmadığı için kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi ancak bu kez de rüşvet, zimmete para geçirme gibi utanç verici iddialarla soruşturulmuş olmanın verdiği rahatsızlık nedeniyle yönetim ve denetim kurulu üyeleri, karşı tarafa dava açtı. Yönetim ve denetim kurulunu temsil eden ve aynı zamanda kendisi de söz konusu sitenin sakini olan Avukat Necip Şenel'den konuyla ilgili bilgi aldık.

İstanbul Anadolu yakasındaki bir lüks sitenin 2012 yılındaki genel kurulunda site sakinlerinden B.E.K, T.K. ve Y.K. sitenin yönetim kurulu üyeliklerine seçilirken aynı sitenin sakinlerinden İ.S, F.K. ve A.B. ise site yönetiminin denetim kurulu üyeliklerine seçildi. Aynı sitenin sakinlerinden H.N.G, E.K, Ç.R.A.K, M.K. ve E.N.A, sitedeki bahçenin kullanımının adil olmadığı ve daha fazla bahçe alanından faydalanmak istedikleri yönündeki eski bir komşuluk ihtilafı nedeniyle husumetli oldukları yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleriyle bir kurul toplantısında sözlü atışmalarda bulunduktan sonra, yönetim ve denetim kurulu üyelerine karşı İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına evrakta sahtecilik, zimmete para geçirme, rüşvet, görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal suçlarından şikâyette bulundu. Savcılık, yeterli delil ve şüphe bulunmadığından dolayı, şüphelilerin iddia edilen suçları işlemediğine kanaat getirip kovuşturmaya yer olmadığına karar vererek dosyayı kapattı.

Fakat rüşvet, zimmete para geçirme gibi utanç verici iddialarla soruşturulmuş olmanın verdiği rahatsızlık nedeniyle yönetim ve denetim kurulu üyeleri, aynı sitenin sakinlerinden, Şenel Hukuk Bürosu avukatlarından Avukat Necip Şenel'e danışıp yardım talep etti.

"Maddi ve Manevi Tazminat Davası Açıldı"

Konuyla ilgili bilgisine başvurduğumuz Avukat Necip Şenel, "Şahsi bir husumet dolayısıyla, suçsuz bir insana leke sürmek amacı taşıyarak, ortada hiçbir delil, emare ya da güçlü şüphe yokken şikâyette ya da ihbarda bulunulması vicdanen yanlış olduğu gibi, hukuken de sorumluluk doğurur. Bize gelen bu olayda da durum bundan ibaretti. İstanbul'un saygın ailelerinden kişiler işlemedikleri suçlarla isnat edilmiş ve saygınlıkları zedelenmişti. Bu gibi durumlarda Yargıtay kararlarıyla da sabit olduğu üzere haksız şikâyette bulunarak insanların itibarlarını sarsan, huzurlarını kaçıran, maddi ve manevi bütünlüğüne zarar verenlerin sorumluluğu doğmaktadır. Bu nispetle biz de ilgili haksız şikâyetin müddeisi şahıslar aleyhinde maddi ve manevi tazminat davası açtık ve kazandık." diye konuştu.

İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda, hiçbir delil ya da şüphe olmaksızın salt başkasına zarar vermek amacıyla haksız şikâyette bulunarak masum birinin maddi ve manevi varlığına zarar veren kişilerin Anayasa'da tanımlanan hak arama özgürlüğünden faydalanmış sayılamayacağı kararı verildiğini ve müvekkillerinin tazminata hak kazandığını belirten Necip Şenel, "Karşı taraf dosyayı temyiz ederek Yargıtay'a gönderdi, ancak Yargıtay'ın önceki içtihatlarından da anlaşılacağı gibi, dosyanın Yüksek Mahkemede de lehimize kesinleşeceğini tahmin edebiliyoruz." dedi.

Avukat Şenel ayrıca, "Çok sayıda vatandaşın huzurlu ve güvenli olduklarını düşündüğü için ikamet ettiği sitelerde, komşular arasındaki anlaşmazlıkların veya bir bütün olarak sitenin dışarıdaki kişi ya da kurumlarla yaşadığı ihtilafların maddi ya da manevi kalıcı zararlar bırakmadan çözülmesi için, sitelerin sürekli çalıştıkları bir hukuk danışmanları olmasını tavsiye ediyoruz." diye konuştu.