Çağdaş Arap edebiyatının önemli isimlerinden Filistinli romancı ve Şair İbrahim Nasrallah, katıldığı söyleşide, "Sınıfın tamamı için bir kitap vardı. Eve dönünce kitabı öğretmende bırakıyorduk. O günden sonra kendi kitabımın olmasını diledim" dedi.
Çağdaş Arap edebiyatının önemli isimlerinden Filistinli romancı ve şair İbrahim Nasrallah, Üsküdar'da gerçekleştirilen söyleşide gençlerle bir araya geldi. Moderatörlüğünü Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiller Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cengiz Tomar'ın yaptığı söyleşide konuşan İbrahim Nasrallah, Askeri direnişten önce direniş edebiyatının oluştuğunu söyleyerek, "Filistinli yazarlar şunu gördü, dünyayı anlatmak için, her birimiz kendi alanımızda sorumlu olmalıyız. Bir çok Filistinli yazar dünyanın bir çok ülkesinde edebiyat alanında katkıda bulundu. Yazarlarımız birer fedaidir. Romanlar ülkelerinin bakış açısını değiştiriyor" dedi.
Nasrallah, Filistinli yazarların yeni bir imaj vermeye başladığını söyleyerek, "Yazarlarımız, mülteci edebiyatından direniş edebiyatına geçerek, kültürel ekleme yapabilecek bir bakış açısı gerçekleştirdi" ifadelerini kullandı.
İbrahim Nasrallah, dünyanın bilinçliğinin bir sınav olduğunu söyleyerek, "Dünya bilinçli olduğunu kanıtlamak için 100 yıl verildi. Ama ne yazık ki bugüne kadar ve her gün bilinçli olmadığını kanıtlıyor. Tüm bu sorular Filistin konusundaki kendi anlayışınızı oluşturuyor. Bu yazılarımıza da yansıyacaktır. Sadece ulusal bağlılığınız değil, aynı zamanda insanda ve ulusal bağlarda da" ifadelerini kullandı.
Geçmiş yaşamında çok zor günler geçirdiğini belirten İbrahim Nasrallah, "Geri dönüp ilk sınıfta olan, çadırda kaldığımız zamanlar hakkında konuşmak istiyorum. Hatırlıyorumki çok yağmur yağıyordu. Çamurlu bir yerde oturuyorduk" dedi.
Okuduğu dönemde sınıfın tamamı için bir kitap olduğunu vurgulayan Nastallah sözlerini şöyle tamamladı: "Sınıfın tamamı için bir kitap vardı. Eve dönünce kitabı öğretmende bırakıyorduk. O günden sonra kendi kitabımın olmasını diledim. Ama kendi kitabımın olması için çok sabırlı olmalıydım. İlk olarak durum çok zordu. Çünkü okullarda herhangi bir kütüphane yoktu. Kimse seni okumaya teşvik etmiyor. Öğretmen, eğitim sistemi ya da UNWRA sizi okumaya teşvik etmiyordu. Ayrıca, aile okumamdan korkuyordu. Kitabın tehlike kaynağı olarak kabul edildiği bir ortamda büyüdüm. Farkındalık kötü gerçeklerle çelişiyor ve cezaya götürecekti. Bu yüzden ailelerimiz okul kitaplarının yanı sıra bir şey okumamızı istemiyorlardı". - İSTANBUL
Son Dakika › Güncel › Nasrallah: 'Sınıfın Tamamı İçin Bir Kitap Vardı' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?