Oxfam'daki Skandal

İngiltere merkezli yardım kuruluşu Oxfam'ın Üst Yöneticisi Mark Goldring, "Oxfam olarak, hem Haiti halkına hem de yardım amacıyla çaba sarf eden halk desteğini baltalayarak zarar verdiğimizden dolayı çok üzgünüm, üzgünüz." dedi.

Goldring ve diğer yöneticiler, İngiltere Parlamentosu Uluslararası Kalkınma Komisyonunun oturumuna katılarak soruları yanıtladı.

Oturumda Goldring, Haiti'deki 2010 depreminde, ülke yöneticisi ile bazı çalışanların karıştığı seks skandalının önceki hafta ortaya çıkmasını takiben 9 Şubat'tan bu yana 7 bin kişi ve kurumun Oxfam'la olan bağış üyeliğini iptal ettiğini söyledi. Kuruluşun bazı kurumsal sponsorlarının da skandala ilişkin yürütülen soruşturma sonuçlanana kadar desteklerini ertelediklerini aktaran Goldring, artık bağımsız destek almak ve çalışmalarının bağımsızca gözden geçirilmesi için yeni bir proje başlatmak istediklerini duyurdu.

2013 yılından bu yana Oxfam'da görev yapan Goldring, skandalla ilgili, "Oxfam olarak, hem Haiti halkına hem de yardım amacıyla çaba sarf eden halk desteğini baltalayarak zarar verdiğimizden dolayı çok üzgünüm, üzgünüz." ifadesini kullandı.

Oturuma katılan Oxfam Uluslararası Üst Düzey Yöneticisi Winnie Byanyima ile Mütevelli Heyeti Başkanı Caroline Thomson, 2010'da yaşananlardan dolayı "utanç duyduklarını" aktardı.

Hayatını ve kariyerini, kadın ve genç kızların korunmasına adadını vurgulayan Byanyima, "Bu benim için acı verici." dedi.

İngiltere Parlamentosunun Uluslararası Kalkınma Komisyonu Başkanı Stephen Twigg, 2 saatten fazla süren oturumun kapanışında, oturum boyunca Goldring'in birçok defa özür dilediğine dikkati çekerek, "Bu, skandalın ne ölçüde olduğunu yansıtıyor." dedi.

Twigg, 2010'da yaşananların ardından Oxfam'ın itibarına öncelik verdiğini söyleyerek, bu sorunun yardım sektöründe yaygın olduğunu ve cinsel taciz iddialarıyla ilgili tam bir araştırma başlatacağını kaydetti.

İtiraf etmiş

Oxfam, bazı çalışanlarının 2010'da Haiti'de depremzedelerle para karşılığı cinsel ilişkiye girdiğinin ortaya çıkmasıyla uluslararası kamuoyundan gelen baskılar üzerine, iddialarla ilgili 2011 yılında hazırladığı kurum içi raporunun sansürlenmiş bir versiyonunu dün yayımlamıştı.

Söz konusu raporda, o dönem Oxfam'ın Haiti şubesinin direktörü Roland van Hauwermeiren'in, 2010'da Haiti'de depremzedelerle para karşılığı cinsel ilişkiye girdiğini itiraf ettiği yer alıyor.

Aynı raporda, Haiti'deki davranışları nedeniyle 7 Oxfam çalışanının kurumdan ayrıldıkları dikkati çekiyor. Oxfam'a ait yerlerde para karşılığı cinsel ilişkiye girmeleri sebebiyle bir çalışanın görevden alındığı, üçünün de istifa ettiği belirtilen raporda, küçük yaştaki seks işçilerinin kullanılmış olma ihtimaline de değiniliyor.

Hauwermeiren, geçen hafta skandalın patlak vermesinin ardından, Haiti'de para karşılığı cinsel ilişkiye girdiği suçlamasını reddetmişti.

The Times ortaya çıkardı

The Times gazetesi önceki hafta Oxfam'ın 2011'de hazırladığı ancak sümen altı edilen soruşturma raporuna dayandırdığı bir haber yayımlamıştı.

Oxfam'ın Haiti şubesinin direktörü Roland van Hauwermeiren ile bazı çalışanlarının depremzede kadınlar ile para karşılığı cinsel ilişkiye girdiği ancak yardım kuruluşunun olayı örtbas ettiği ortaya çıkmıştı. 2010'da yaşanan Haiti depremi sırasında gerçekleşen olayda, Oxfam'ın Hauwermeiren için kiraladığı villanın kullanıldığı da belirlenmişti.

Olaya karışan depremzedelerden bazılarının 18 yaşın altında olduğu iddiaları da Oxfam'ın sümen altı ettiği soruşturma raporuna yansımasına karşın, kurumun, Hauwermeiren'i resmi makamlara ihbar etmek yerine kademeli bir şekilde istifa ettirmeyi tercih ettiği belirlenmişti.

Yıllık bütçesi 300 milyon sterlin

İngiliz hükümetinin katkıları ve halktan topladığı bağışlarla yılda yaklaşık 300 milyon sterlin bütçe kullanan Oxfam'ın, kamuoyundaki imajının ve yardım çalışmalarının olumsuz etkilenmemesi için olayı sümen altı ettiği öne sürülmüştü.

Haiti'de 2010'da meydana gelen depremde yaklaşık 220 bin kişi hayatını kaybetmiş, 300 bin kişi yaralanmış, bir milyon 300 bin kişi evsiz kalmıştı.

Oxfam 2011'de kamuoyuna yaptığı açıklamada, Haiti'de görev yapan bazı çalışanlarının "uygunsuz davranış" soruşturması sonrasında işi bıraktığını ancak soruşturmanın parasal olmadığını bildirmişti.