Değişen yaşam koşullarında geri plana atılan yaşlılara dikkat çekmeyi hedefleyen "Yaşlılara Saygı Haftası"na ilişkin Ege Üniversitesi (EÜ) İletişim Fakültesi öğretim üyelerinden Sosyolog Prof.Dr.Nimet Önür açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Önür, "Yaşa ve yaşlılığa bakış toplumsal evrim süreci içinde farklılaşıyor. Her dönemin bir yaşlı kuşağı vardır. Ancak şunu biliyoruz ki, yaşlı kuşak gençlere göre artık toplumsal işbölümünde geride kalıyor. Buradaki ortak payda aslında bu yaşlıların bir yönden toplumsal iş bölünmenin geriye düşmesidir" dedi.
Yaşları ilerledikçe bedensel ve fiziksel değişimlere maruz kalan yaşlılara dikkat çeken Prof. Dr. Önür, "Gençler bir çok konuda ve alanda elbette daha verimli. Doğal olarak yaşlılar değersizleşiyor. Öncelerde insanlar bu kadar uzun yaşamıyorlardı. Fazla da görünürde değillerdi. Toplumlarda din unsuru her daim önemli ve belirleyici bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Bu da değerler sistemine sevap kazanma olgusu üzerinde temelleniyor. Geçmişte hem dayanışma vardı hem de onlar kaderlerine terk edildiklerinde bu kadar rahatsız değillerdi. Bu farklılıklar beraberinde yaşlının beklentilerinde de değişiklik getirdi. Ancak toplumun kurumsal işleyişinde yaşlılara bir yer açılmadı. Yani yaşlılar bir yük olarak algılanıyor" diye konuştu.
GELECEĞE YATIRIM, YAŞLILIĞA YATIRIM
Sosyal güvencesi olmayan yaşlıların daha büyük sorunlara maruz kaldığını söyleyen Prof. Dr. Önür, "Yaşlıların bir yük olarak görülmesi modern zamanda yemek ve kaynakların kıt olmasından kaynaklanıyor. Eskisi kadar üretemeyen birey için işgücü sorunu ortaya çıkıyor. Eskiden ulus devlet ve sosyal devlet anlayışı içinde yaşlılara ayrı bir bakım evinin olması ve devletin onlara bir bakım yeri açması gibi bir algı süreç içinde hep tartışıldı. Ancak görüldüğü üzere günümüzde hala yaşlıların yük olduğu algısı devam etmekte. Bu da gençken birikim yapıp geleceğe yatırım yapmayı teşvik etti. Bir nevi bunu yapmayan bakım evlerine düşmeye maruz kalıyor gibi bir profil çizildi. Günümüzde bireyselcilik ön plana çıkınca ailelerde yaşlıları barındırılmamaya başlanıldı. İş ortamındaki rekabet, evdeki yükleri azaltmayı beraberinde getirdi" dedi.
GELENEKSEL ALGI YIKILDI
Prof. Dr. Önür, "Evlilikler de değişime uğradı; geleneksel toplumlarda aile ile aile evlenirken, modern toplumda çekirdek aile ya da bireyselci evlilikler karşımıza çıktı. Değerler sistemindeki değişiklik insanlar arasındaki bu iletişimde ve ilişkilere de farklılık getirdi. Bu bağlamda yaşlılara gündelik hayatta vakit ayırma gibi bir durumun söz konusu olmadığını görüyoruz. Tüketim kültürünün etkisi ile gençlere empoze edilen kaliteli yaşam felsefesi, artık yaşlılar evde fazlalık, gereksiz ve ayakbağıdır gibi bir algı oluşturuyor. Life style denilen kaliteli yaşam profilinde yaşlılar barındırılmak istenmiyor. Tabi kuşaklar arasında çatışmayı yaşamak istemeyen insanlar, bugünün değerler sistemi ile yaşlıları bir öteki gibi görebiliyor. Yaşlıların da zaman ilerledikçe doğası ve yaşının getirdiği zorluklar gereği insana ihtiyaç duyduğunu unutmamalıyız" diye konuştu.
Prof. Dr. Önür, "Hiç bir yaşlı bakım evinde sonunun gelmesini beklemek istemez. Her yaşlı toplumun, sosyal hayatın içinde olmak ister. Yeni yaşam anlayışı değiştikçe ve bireyselcilik azaldıkça, yaşlıların öteki olduğu algısı değişecektir" dedi.
Son Dakika › Güncel › Prof. Dr. Nimet Önür, 'Yaşlılar Bir Yük Olarak Algılanıyor' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?