Sağlık-Sen Eskişehir Şubesi Kadınlar Komisyonu Başkanı Burcu Gülcan, şiddetin, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kadınlar ve kız çocuklarının yaşamlarını olumsuz etkileyen, başta ekonomik ve sosyal haklar olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerini ihlal eden ve bu haklara erişimlerini engelleyen en önemli nedenlerden biri olduğunu söyledi.
Eskişehir Devlet Hastanesi poliklinik binası önünde toplanan sendika üyesi kadın ve erkek sağlık çalışanları, ellerinde taşıdıkları dövizlerle kadına şiddeti protesto etti.
Grup adına konuşan Gülcan, Sağlık-Sen Eskişehir Kadınlar Komisyonu ve üyeleri olarak, kadınlara ve kız çocuklarına yöneltilmiş her türlü şiddete "hayır" demek ve toplumun her kesiminde oluşması gereken duyarlılığı ve dayanışmayı sergilemek için bir araya geldiklerini bildirdi.
Şiddetin, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kadınlar ve kız çocuklarının yaşamlarını olumsuz etkileyen, başta ekonomik ve sosyal haklar olmak üzere temel hak ve özgürlüklerini ihlal eden ve bu haklara erişimlerini engelleyen en önemli nedenlerden biri ve insanlık suçu olduğunu ifade eden Gülcan, şunları kaydetti:
"Toplumumuzdaki genel yargıya göre kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri ile eş tutulmaktadır. Halbuki kadına yönelik şiddet kadınların fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik olarak zarar görmeleri veya zarar görecekleri korkusuyla baskı ve tehdit altında bırakan ve sınırlandıran her türlü tutum ve davranıştır. Yapılan istatistikler gösteriyor ki dünyada ve ülkemizde kadınlara yönelik şiddet maalesef her geçen gün artarak devam etmektedir."
Ülkede son 10 yılda kadına yönelik şiddetin yüzde bin 400 artış gösterdiğini aktaran Gülcan, son yıllarda ülkede yapılan reformlar çerçevesinde kadına yönelik şiddetin önlenmesi amaçlı yasal düzenlemelere de önem verildiğine dikkat çekti.
Gülcan, "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu konuda ciddi çalışmalar yürütmekte ve ülkemizde yaşanan bu zulme karşı mücadele de mağdurların her zaman yanında olmaktadır." dedi.
Kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinin bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi'nin 40 devlet tarafından imzalandığını dile getiren Gülcan, "Türkiye, 12 Mart 2012'de sözleşmeyi onaylayan ilk ülke olmuştur. Ancak unutulmamalıdır ki toplumsal dönüşüm gerçekleşmedikçe en mükemmel yasal düzenleme ve izlenen politikalar sonuçsuz kalmaya mahkumdur. " dedi.
Tüm toplumun ve yöneticilerin cinsiyetçi yaklaşımdan uzak, dayanışma içinde mücadele etmesi gerektiğinin altını çizen Gülcan, ailelerin, evlatlarını yetiştirirken kız-erkek ayrımı yapmadan, her çocuğa birey mantığıyla yaklaşması gerektiğini ifade etti.
Gülcan, "Çocuklara eşit sevgi, saygı ve ilgi göstermelidir. Toplumdaki her birey bu yönde eğitilmeli ve kız çocukları için daha ailede başlayan cinsiyetçi baskı ortadan kaldırılmalıdır. Kadınlar sosyal çevreyle dayanışma içinde tutulmalı. Onlara, yalnız olmadıklarını hissettirmemiz gerekir." ifadelerini kullandı.
Gülcan, Sağlık-Sen üyeleri olarak Türkiye'de yaşanan kadın hakları ihlallerine karşı herkesi birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmaya davet ettiklerini belirtti.
Konuşmaların ardından grup üyeleri hastanenin girişine hazırlanan "kadına şiddete hayır" panosuna el izlerini bıraktı.
Son Dakika › Güncel › Sağlık Çalışanlarından Kadına Şiddete Tepki - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?