"Siyasette Kadın Çalıştayı" sona erdi

TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Başkanı Canan Kalsın, "Siyasete atılan kadınların medyada şiddet diline maruz kalması noktasında ortak kaygıda buluşmamız önemlidir çünkü doğuda birçok arkadaşımızın evinin, aday olduğu zaman bombalandığını, evinden çıkamadığını ve tacize uğradığını gördük. Hatta bizler de bazı bölgelerde bütün bunları yaşadık." dedi.

TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu, Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi ve Parlamentolararası Birlik ortaklığında yürütülen "Türkiye'de Siyasi Liderlikte ve Siyasi Katılımda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" projesi kapsamında, Taksim'deki bir otelde düzenlenen "Siyasette Kadın Çalıştayı" sona erdi.

Çalıştayın 3. gün oturumunun kapanış konuşmasını gerçekleştiren Kalsın, bugüne kadar gerek mecliste gerekse sosyal hayatta yaptıkları çalışmaları anlatarak, 3 gündür devam eden çalıştay kapsamında tespit edilen sorunlar ve tecrübelerle ilgili verilerin dikkatle incelenmesi ve kim olursa olsun dikkate alınıp, paylaşılması gerektiğini dile getirdi.

Kalsın, yol haritası çizerken üniversitelerde kurulan kadın birimleriyle, el ele verip birlikte çalışmalara imza atılmasının önemli olduğuna işaret ederek, "Biz kadınların, tecrübeli, sistemin içerisinde ve motivasyonu yüksek tutacak, seçimlerden önce ve sonra bir argüman geliştirmemizin gerekliliği ortaya çıkıyor." diye konuştu.

Siyasi partilerin ve kadın kollarının niçin var olduğuna ilişkin bilgi veren Kalsın, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kadın kollarının aktif olarak devam etmesi veya siyasi partilerin varlığı hakikaten önemlidir. Karar alma noktalarında, seçici kurullarda hepimiz yer aldık ve hepimiz kimin orada neden var olduğunu biliyorduk, raporlardan takip ettik. Ayrıca karar alma noktalarında kadınlar, gençler yer aldı. Seçilme yaşını 18'e indirdik ve gençlerimiz siyasette yer aldı, birçoğu gençlik kollarından geldi. Neden? Gördüğümüz ve tanıdığımız için gençlerin arkasında durduk, baskı oluşturduk. Mesela bir madde de halk desteğinde kamuoyu oluşturulmasıydı. Bu halk desteğini alırken, 'Kadınlar niçin siyasette olmalı?' veya 'Diğer konularda halk desteğini oluşturmak için nasıl bir yol izlemeliyiz?', 'Kadınlar devam etmeli, sonuçları olmalı ama neden?' sorularını da ele almamız önem arz ediyor. Bakıyoruz, kadınlar siyasete atılıyor, 1-2 defa aday adayı ama 3-4. kez adaylığı yok. Bu kadınlar nereye gidiyor?"

"Diyarbakır'da 61 anne evlatları için nöbet tutuyor"

Kalsın, "Partiler arası gruplar oluşturacaksak veya adı her ne ise önce neyi söylemeyeceğimizi bileceğiz. Toplumda bir şey söylediğimiz zaman karşı tarafın algısını bilmiyoruz, 'toplumsal cinsiyet' diyoruz ama mesele başka bir şeye götürülüyor. O zaman kadın-erkek fırsat eşitliğinde, demek ki ortak noktada buluşuyoruz. Ortak algıları tersine çevirmemiz ve ortak bir dili oluşturmamız mümkün hale geliyor." dedi.

Kalsın, medyada kullanılan şiddet dilinde, kadınların yer aldığı konularla ilgili ortak kaygıda buluşmanın önemine vurgu yaparak, şöyle devam etti:

"Siyasete atılan kadınların medyada şiddet diline maruz kalması noktasında ortak kaygıda buluşmamız da ayrıca önemlidir çünkü doğuda birçok arkadaşımızın evinin aday olduğu zaman bombalandığını, evinden çıkamadığını ve tacize uğradığını gördük. Hatta bizler de bazı bölgelerde bütün bunları yaşadık. Sonuç olarak bugün Diyarbakır'da 61 anne evlatları için nöbet tutuyor. 14-15 yaşındaki çocuklar evlerinden alındılar, yolda arabalar durduruldu ve o örgüt tarafından kaçırıldılar. Biz Yasin Börü olayını yaşadık, o kadar vahşice katledilmişti ki annesi sadece çocuğun vücudundaki benden teşhis edebildi çünkü cesedi tanınmayacak haldeydi. Onun için şiddeti sadece bu taraf değil, çocuğa ve annelere yapılmış şiddetlerin de olduğunu bilip, kendi özgürlük alanlarımızı belirlerken, başka bir şeyi tercih etmememiz ve şiddetin diliyle konuşmamamız lazım. Şiddete ortak olan ve yanında duranı, 'o kadındı, onun için yargılandı, hapse atıldı' gibi tanımlarla tanımlamak çok kolaydır."

Kalsın, medyanın şiddet dilinden uzaklaşıp, yapıcı ve olumlu örneklere daha fazla yer verilmesi gerektiğini ifade ederek, böylece 2023 hedeflerine giderken emin adımlar atmanın mümkün olduğunu kaydetti.

"Dünyada nereye gidersem gideyim, kadınların sorunları hep aynı"

Yeni Zelanda Temsilciler Meclisi Başkan Vekili ve PAB Kadın Parlamenterler Grubu Başkan Yardımcısı Anne Toley de "Bu muhteşem şehir İstanbul'da bizleri ağırladığınız için ve toplantıda emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Sizlerden çok şey öğrendim, bunun altını çizmek istiyorum çünkü ben küçük bir ülkeden geliyorum ve dünyada nereye gidersem gideyim, kadınların sorunlarının hep aynı olduğunu ve aynı problemleri konuştuğunu görüyorum." dedi.

Toley, şunları kaydetti:

"Bu nedenle kadınlarla ilgili sorunları masaya yatırmamız ve PAB'da birlikte çalışıyor olmamız çok önemli çünkü dünyanın neresine gidersek gidelim, kadınlar bir birinde öğrenmeye devam edecek ve kadınlar kendi hakları için toplumlar içerisinde ve farklı ülkelerinde-bölgelerinde mücadele etmeye devam edecek. Bugün İstanbul'dayım ama Avustralya'ya ve Lizbon'a da gideceğim, orada da kadınların sorunlarını konuşmaya devam edeceğiz."

BM Kadın Türkiye Ofisi Programlar Müdürü Zeliha Ünaldı ise Türkiye'de yaptıkları çalışmalarla ilgili bilgi vererek, siyasette kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda her türlü desteği vereceklerini vurguladı.

Konuşmaların ardından Kalsın, Toley ve Ünaldı, katılımcıların sorularını yanıtladıktan sonra çalıştay sona erdi.