Trump "Çin'i Yeniden Büyük Yapmak" İçin Çalışıyor

Trump ve Kongre'deki bazı Cumhuriyetçi yandaşları ise şimdi adeta "Çin'i büyük yapmak" için çalışıyorlar; Çin'in, geçtiğimiz yıllarda karşılaştığı sorunlara ilişkin olarak, hayatını kolaylaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Önce ABD, Trans-Pasifik Ortaklık'tan durup dururken çıktı. Oysa bu ortaklık, Obama döneminde, Pasifik bölgesinde kuralları tek başına Çin'in saptamasını önlemek için, onu dışarıda bırakarak kurulmuştu. ABD, 12 ülkeyi bir araya getiren bu işbirliği örgütünü terk edince meydan Çin'in kaldı. Daha önce ABD'yi dışarıda bırakarak kurmuş olduğu, 16 Pasifik ülkesini bağlayan ortaklık işlerlik kazanacak. Ayrıca ABD Başkanı, bu bölgedeki en önemli müttefiki ile de "göç" sorunları ile ilgili bir tatsızlık çıkardı. Avustralya da şimdi ABD'ye kırgın. Bunlar, Trump yönetiminin Pasifik'te kendi zararına ve Çin yararına yaptığı işler.

Öte yandan, aylar boyu Tayvan ile temas ederek Tek Çin politikasının tartışmaya açılması gerektiğini anlatıp sonra bir telefon görüşmesinde Tek Çin politikasını doğrulayan Trump, ABD dış politikasının tutarlılığı konusunda kötü bir örnek vermiş oldu. Çin, dediğini kabul ettirmiş bir ülke olarak inanılırlığını ve prestijini pekiştirmiş oldu.

Yeni Başkan, şimdi bir de bir "sınır dengeleme vergisi" koyma niyetinde. ABD şirketleri vergiyi, yaptıkları ihracattan kazandıkları üzerinden vermeyecek; ithalatta da, vergiden düşülecek harcamalar geçerli olmayacak. Ekonomistler, aslında bu vergileme sisteminin, ithalatı cezalandırıp ihracatı ödüllendireceği görüşünde değiller. Bunlar, paritenin kendini hemen duruma göre ayarlayacağını ve doların %25 kadar değerleneceğini düşünüyorlar. Bu durumda ise, ABD'den 1 trilyon dolar alacağı bulunan Çin'in alacağının değeri birkaç yüz milyar daha artacak.

Uzmanlar, analizin sonunda ironik bir ifadeyle, Trump'ın Çin'e bütün bunları "karşılıksız" olarak yaptığının da altını çiziyorlar.