Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Türkiye girince Kürtleri katledecek, Kürtler zarar görecek gibi argümanlar PKK propagandasıdır. Bunlara Amerika gibi ciddi bir devletin kulak asmaması gerekir." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, başkanlığındaki Türk heyeti ile Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton başkanlığındaki Amerikan heyeti arasında gerçekleştirilen görüşmenin ardından, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında soruları yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Bolton'ın randevu teklifini geri çevirip çevirmediğine ilişkin soru üzerine Kalın, "Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Bolton'a teyitli bir randevu sözü yoktu. Böyle bir talep söz konusuydu ama biz bunu en baştan beri teyit etmemiştik, Cumhurbaşkanımızın programı çerçevesinde." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da ifade ettiği gibi Bolton'un muhatabının belli olduğuna ve o kişilerle zaten görüşmelerin gerçekleştirildiğine işaret eden Kalın, "Dolayısıyla buna gerek duyulmadı ama bunu bir tepki gibi değerlendirmek de doğru olmaz. Fakat tabii Sayın Bolton'un İsrail'den yaptığı açıklamaların kamuoyumuzda tepki uyandırdığını hepimiz biliyoruz. Bu malum bir konu. Biz de kendisine bu konuyu detaylı bir şekilde anlattık." ifadesini kullandı.
Kalın, Bolton'a bu meseleyi Irak, Suriye ve Türkiye'den örnekler vererek detaylı bir şekilde anlattığını belirterek, şunları söyledi:
"Türkiye'nin Kürt kardeşlerimize dönük bölgedeki politikalarını izah ettim ve bunları da ihtiva eden bir dosyayı kendisine verdim. Bu sadece bir dil ve üslup meselesi değil aynı zamanda bir bakış açısı meselesi haline geliyor zaman zaman Amerikan kamuoyunda. Bunu düzeltmek adına doğruları mevkidaşlarımızın önüne koyduk. Daha önce de aslında ifade etmiştik ama bu son yapılan açıklamalar üzerine tabii ki bunun bir kez daha ifade edilmesi gerekiyordu."
Türkiye olarak Irak'ta Saddam zulmünden kaçan Kürtlere, Suriye'de Kobani olaylarının ardından 200 binden fazla Kobanili Kürt'e de kapıların açıldığını anımsatan Kalın, Suriye'den ya da Irak'tan bir mülteci akını olduğunda kimsenin etnik kimliğine bakılmadığını, Suriye'ye insani yardım gönderirken de bölgeler arasında hiçbir ayrım yapılmadığını vurguladı.
İbrahim Kalın, "Türkiye girince Kürtleri katledecek, Kürtler zarar görecek gibi argümanlar PKK propagandasıdır. Bunlara Amerika gibi ciddi bir devletin kulak asmaması gerekir. Ayrıca bizim ülkemizde milyonlarca Kürt barış içerisinde yaşamaktadır. Kendileri siyasi hayata katılmaktadır, parlamentomuzda Kürt milletvekillerimiz vardır, kabinemizde Kürt Bakanlarımız olmuştur, vardır. Bunlar bizim için eski tabirle çok 'bedihi' son derece açık-seçik hakikatler olmasına rağmen bunları zaman zaman hatırlatmamız gerekiyor. Bu hatırlatmaları da bugün yaptık." değerlendirmesinde bulundu.
"Yavaşlama söz konusu değil"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "ABD heyeti Suriye'den çekilme takviminin yavaşlayacağı iddialarına yönelik size bir açıklama ya da bilgilendirmede bulundu mu? Gerçekten iddialar doğru mu, ABD takvimi yavaşlatacak mı?" şeklindeki soru üzerine, "Yavaşlama diye bir şey söz konusu değil." dedi.
Bu konuda ilk görüşmenin 14 Aralık'ta yapıldığını, ABD Başkanı Donald Trump'ın bu kararı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ilk orada bildirdiğini, ardından ABD'nin bunu resmen kamuoyuna duyurduğunu hatırlatan İbrahim Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O tarihten itibaren bize verilen süreler 60-100 gün civarında idi. Şimdi de 120 gün telaffuz ediliyor. Bu da yaklaşık 4 ay zaten. Dolayısıyla orada böyle bilinçli bir geciktirme görülmüyor. Ama dediğim gibi asıl önemli olan buradan çekilirken geride neyin nasıl bırakılacağı, silahların toplanıp toplanmayacağı, oradaki Amerikan üslerinin akıbetinin ne olacağı ve ABD'nin artık kendileri için de ciddi bir maliyet haline gelen YPG ile angajmanlarını ne zaman ve ne şekilde sonlandıracağı meseleleridir. Fırat'ın doğusunun terör unsurlarından ve tehditlerinden bütünüyle temizlenmesi de elbette bu şarta bağlıdır."
Bolton'a sunulan kırmızı dosyaların içeriği
Kalın, görüşmede Bolton'a sunulan kırmızı dosyaların içeriğinin sorulması üzerine, dosyalardan ilkinin Türkiye'nin Suriye, Irak, Türkiye ve bölgedeki diğer Kürt vatandaşlarına yönelik kucaklayıcı ve kapsayıcı politikalarını içeren bir bilgi notu olduğunu dile getirdi.
İkinci dosyanın içeriğine ilişkin de Kalın, "YPG ve PYD terör örgütünün Suriye'de işlediği suçlar ve insan hakları ihlalleriyle ilgili bir dosya." bilgisini paylaştı.
Birkaç ABD yayın kuruluşu ve bir insan hakları örgütünün dışında bu konunun hep hasır altı edildiğine dikkati çeken Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Halbuki gerek Tel Abyad gerek Ayn el Arab'da hatta Kamışlı'da, Haseke'de, Cezire'de, Kobani'de ve diğer yerlerde yani bugün YPG'nin kontrolü altında olan bölgelerde YPG ve PYD terör örgütünün uyguladığı baskılar, zulümler, siyasi parti kapatmaları, çocukların okula gitmesinin engellenmesi, zorla tehcir gibi insan hakları ihlali olan birçok uygulamaları var. Bunu sırf 'DEAŞ'la mücadele ediyor işte bunları allayıp, pullayalım, bu terörü estetize edelim hatta yer yer romantize edelim' kaygısıyla bu haberlerin hep hasır altı edildiğini gördük. Biz de tam tersine bunları tekrar bir dosya halinde kendilerine sunduk. Suriye'nin toprak bütünlüğü, Suriye'nin geleceği, siyasi birliği dedim; bunların önündeki engellerden birisi de YPG ve PYD'nin orada devam eden zulüm düzenidir."
İbrahim Kalın, bu zulmün sadece Araplara, Türkmenlere veya Sünnilere karşı değil PKK'lı olmayan Kürtlere, Yezidilere ve Süryanilere karşı yapıldığını vurgulayarak, PKK'nın Yezidi çocuklarını Suriye'de nasıl kaçırdığına, silah altına aldığına ve çocuk savaşçı olarak kullandığını belgeleyen birçok çalışma bulunduğunu aktardı.
Aslında bunların bir savaş ve insanlık suçu olduğunun altını çizen Kalın, "Ama bu konuda YPG ve PYD'ye açılan siyasal alandan dolayı sürekli bir sessizliğin olduğunu, bu konuların ısrarla gündeme getirilmediğini görüyoruz. Biz de bu bilgileri, muhtevi bir dosyayı Sayın Bolton'a sunduk ki gerçekleri kendileri de net bir şekilde görsünler." ifadelerini kullandı.
"Bundan sonraki süreçte Erdoğan ve Trump'ın yüz yüze ya da telefonla yakın tarihli bir görüşmesi olabilir mi?" sorusuna Kalın, "Şu anda planlanmış bir görüşme yok ama tabii ki her zaman olabilir. Yani liderler düzeyinde, bu temaslar neticesinde önümüzdeki günlerde görüşmeler yine olabilir tabii ki." karşılığını verdi.
Pompeo'nun açıklamaları
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, ilgili dosyaların verilmesinin üzerine Bolton'un YPG terör örgütü konusundaki tavrının değişip değişmediği sorusu üzerine, "Sayın Bolton ve heyetine bu hususları aktardık, detaylı bir şekilde anlattık. Bu hassasiyeti anladıklarını düşünüyorum. İnşallah bundan sonraki eylem ve söylemlerine de yansıyacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
İbrahim Kalın, "ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkan Donald Trump'a Amerikan askerlerinin çekilmesinden sonra Türkiye olarak Suriye'deki Kürt güçlerinin de korunması teminatını verdiğine yönelik bir açıklaması var. Bu açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu şöyle cevapladı:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın bu süreçte Sayın Trump'la iki telefon görüşmesi oldu. Bu telefon görüşmelerinde ya da başka bir kanaldan böyle bir güvencenin verilmesi asla söz konusu değildir. Tekrar ediyorum, oradaki Kürtler de dahil olmak üzere sivillerin can ve mal güvenliğinin sağlanması konusunda Türkiye en büyük hassasiyeti gösteren ülkedir. Ama hiç kimse Türkiye'nin bir terör örgütüne güvence vermesini, onu şu veya bu gerekçeyle aklayıp meşrulaştırmasını beklemesin."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Türk ve Amerikan Heyetleri Bir Araya Geldi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?