Yerli kanser ilaçları geliştirmek ve üretmek amacıyla Türkiye'nin GMP onaylı ilk AR-GE merkezini hayata geçiren Onko Koçsel İlaçları'nın AR-GE Müdürü Kader Çömlekçi, Türkiye'nin sürdürülebilir ve istikrarlı ekonomik büyümeyi sağlaması için AR-GE ve inovasyona yönelik politika üretmekten başka seçeneği olmadığını belirtiyor.
Dünyanın 17'inci büyük ekonomisine sahip Türkiye'nin rekabet edebilirlikte 50'inci, refahta 75'inci, 1000 kişiye düşen patent sıralamasında ise 103'üncü sırada yer aldığına dikkat çeken Çömlekçi, mevcut tablo AR-GE ve inovasyona dönük politikalarla değiştirilmediği takdirde, on binlerce firmanın ortadan kalkacağını söyledi.
AR-GE ve inovasyon yoluyla geliştirilen teknolojik ürünlerin sürdürülebilir büyüme bakımından Türkiye için yaşamsal öneme sahip olduğunu ifade eden Onko Koçsel İlaçları AR-GE Genel Müdürü Kader Çömlekçi, ancak Türkiye'nin 2015 küresel inovasyon endeksinde 58'inci sırada yer aldığını, bir önceki yıla göre kıyaslandığında ise dört basamak gerilediğine dikkat çekiyor.
Türkiye'de 218 AR-GE merkezinin faaliyet gösterdiğini belirten Çömlekçi, ülke genelinde üç milyona yakın firma bulunduğu göz önüne alındığında, firma başına düşen AR-GE oranının çok düşük olduğunu kaydediyor. Mevcut AR-GE merkezi sayısının acilen on katına çıkarılması gerektiğini söyleyen Çömlekçi, aksi takdirde firmaların ayakta kalmasının orta vadede mümkün olmayacağını, bu konuda hem kamuya hem de özel sektöre büyük görevler düştüğünü dile getiriyor. Çömlekçi, Türkiye ekonomisinin sağlam temellere oturtulması için AR-GE ve inovasyon ışığında teknolojiye önem vererek katma değeri yüksek ürünler geliştirmesinin kaçınılmaz bir zorunluluk olduğunu, ülke gelirlerini istikrarlı şekilde artırmanın başka bir yolu olmadığını vurguluyor.
AR-GE tek başına yeterli değil
AR-GE ve inovasyon önünde duran sorunların iyi analiz edilmesi ve soruna götüren çözümler bulunması gerektiğini belirten Çömlekçi, küresel pazarda rekabetçi olmak, büyümek ve pazar payını artırmak için AR-GE'nin önemli bir faktör olduğunu, ancak tek başına yeterli olmadığını ifade ediyor.
Nihai kullanıcıya hitap etmeyen, rakipleri dikkate almayan ve pazara yönelik olmayan AR-GE çalışmalarının hem şirketler hem de toplum adına bir fayda üretmediğine değinen Çömlekçi, özellikle farklı ve özgün düşüncelere sahip bilim insanları, araştırmacılar ve kurumları bir araya getirmenin bu bakımdan ciddi bir önem taşıdığını, farklı disiplinlerin, kültürlerin ve değerlerin uygun bir potada bir araya getirilmesiyle önemli sonuçlara ulaşılabileceğinin altını çiziyor.
Küresel rekabet ve ekonomik krizlerin ilacı
TÜİK'in son verilerine göre Türkiye'de AR-GE harcamalarının milli gelire oranının 2013 yılında %0,95, 2014'te ise %1,05 olarak gerçekleştirdiğini ifade eden Çömlekçi, söz konusu oranın olması gerekenin çok altında kaldığını belirtiyor. Çömlekçi, işletmelerin gerek yerel gerekse küresel rekabet ortamında varlıklarının devamını sağlayabilmeleri ve ekonomik krizlerle mücadele edebilmeleri açısından ürünlerini, hizmetlerini ve üretim yöntemlerini sürekli geliştirmeleri ve değiştirmeleri gerektiğinin şart olduğunu dile getiriyor.
İnovasyonun işletmenin pazar payında artış, küresel iş gereklerine uyum, rekabet üstünlüğü, maliyet avantajı, işletmenin büyümesi, verimlilik artışı, karlılık düzeyinde artış gibi birçok yararı olduğunu söyleyen Çömlekçi, bu yararların yanı sıra işletmelerin her türlü ekonomik koşula karşı geleceklerini garanti altına aldıklarını da ifade ediyor. Türkiye'nin ekonomik üretim portföyü incelendiğinde küresel rakiplerinden daha az katma değere sahip ürünler görüldüğünü kaydeden Çömlekçi, küresel arenada rekabet edebildiğimiz sektörlerin tekstil, deri, otomotiv, metal, demir-çelik, makine-teçhizat, çimento, doğal taş ve tarm olduğunu belirtiyor. Ancak dünya AR-GE yatırımlarına bakıldığında ilaç, biyoteknoloji, teknolojik ekipman, elektronik gibi endüstrilerde AR-GE harcamalarının daha fazla olduğunu kaydediyor.
Küresel mal ticaretinin 15 trilyon dolara yaklaştığını ifade eden Çömlekçi, ilk 10 ülkenin küresel ihracatın yarısını gerçekleştirdiğini, elektronik ekipman, bilgisayar, telekom cihazları, ilaç, laboratuvar ekipmanları, uçak ve benzeri yüksek teknoloji ürünleri üreten ülkelerin dünya ticaretine yön verdiğini belirtiyor. Buna bağlı olarak Türkiye'nin katma değerli ihracattan başka seçeneği olmadığını vurgulayan Çömlekçi, yalnızca iç pazara yönelik ithal ikame ürün geliştirmenin küresel pazarda karşılığının artık kalmadığını, hangi üretim yapılırsa yapılsın hedefin küresel pazar olması gerektiğinin altını çiziyor. Türkiye'nin mutlaka sağlıklı AR-GE politikaları oluşturması gerektiğini dile getiren Çömlekçi, dünyanın en büyük 17'nci büyük ekonomiye sahip olmasına rağmen Türkiye'nin küresel şeffaflıkta 105'inci, rekabet edebilirlikte 50'inci, refahta 75'inci, 1000 kişiye düşen patent sıralamasında ise 103'üncü sırada yer aldığına dikkat çekiyor.
Türkiye'ye model olacak AR-GE merkezi
Onko Koçsel İlaçları olarak Türkiye için model olabilecek bir AR-GE merkezini hayata geçirdiğini söyleyen Çömlekçi, yerli kanser ilaçları geliştirmek ve üretmek amacıyla büyük emeklerle hayata geçirdikleri merkezin, alanında Türkiye'nin GMP onaylı ilk AR-GE merkezi olduğunu belirtiyor. Çömlekçi, Onko Koçsel AR-GE merkezinin geliştireceği yeni onkoloji ürünleriyle hem yurtiçi hem de yurtdışında onkoloji ilaçları üreten ve geliştiren ilaç şirketleriyle rekabet edebilecek yeterliliğe ulaştıklarını ifade ediyor.
Merkezin onkoloji ilaçları geliştirilmesi ve üretimi için dünyanın en ileri teknolojik donanımına sahip bulunduğunu kaydeden Çömlekçi, AR-GE Merkezinin enstrümantal analiz laboratuvarı ve yaş kimya laboratuvarını kapsayan Analitik Geliştirme Laboratuvarları, Formülasyon Laboratuvarı, Pilot Üretim ve Stabilite alanlarıyla son teknolojiye sahip makine, cihaz ve ekipmanlarla donatıldığını belirtiyor. Çömlekçi, merkezin benzerlerinden çok farklı olarak üretim akışına göre tasarlanması ve GMP sertifikası olan pilot üretim laboratuvar alanına sahip olmasıyla, onkoloji alanında Türk ilaç sektörünün en büyük ve en donanımlı AR-GE merkezi olarak öne çıktığının altını çiziyor.
AR-GE merkezi çalışmalarının çeşitli proje bazlı işbirlikleriyle sürdürüldüğüne de değinen Çömlekçi, bu işbirliklerinin proje bazında TÜBİTAK, TEYDEB, SANTEZ ve çeşitli üniversitelerle yürütüldüğünü, bununla birlikte AR-GE merkezinde çalışmaları tamamlanmış veya devam eden bazı projelerin özel sektör ve üniversitelerin birlikteliğine dayandığını belirtiyor. Çömlekçi, bu konuda sahip oldukları bilgi birikimi ve tecrübe ile sektörde faaliyet gösteren kuruluşlarla iş birliğine hazır olduklarını da sözlerine ekliyor.
Son Dakika › Güncel › Türkiye Ekonomisi İçin İnovasyondan Başka Çıkış Yok - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?