Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Geçtiğimiz aylarda yaşanan kur, faiz enflasyon merkezli dalgalanmayı birileri milletimizin moralini bozma, umudunu kırma vesilesine dönüştürmeye çalışıyor. Halbuki sadece ekim ayında açılan ve kapanan şirket sayısına baktığımızda önceki yıllardan çok daha olumlu bir orana ulaştığını görüyoruz." dedi.
The Grand Tarabya Otel'de düzenlenen Türkiye'nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı Ödül Töreni'nde konuşan Erdoğan, ödüle layık görülen firmaların her birini ayrı ayrı tebrik ettiğini söyledi.
Erdoğan, 17 ayrı kategoride ödüle layık görülen firmalardan ilk üçe girenlerine ödüllerinin verildiğini hatırlatarak, "Biz de az sonra ilk 10 hizmet ihracatçısı ile hizmet ihracatı özel ödülüne layık görülen İstanbul Havalimanımızın işletmecisi 5 firmamıza ödüllerini takdim edeceğiz. Çalışmalarıyla, gayretleriyle ülkemize yaptıkları katkıyla her türlü takdiri, teşekkürü, ödülü hak eden firmalarımıza şahsım ve milletimiz adına şükranlarımı ifade ediyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk 500'e giren firmaların 2017 cirolarının 93 milyar dolar, hizmet ihracatçılarının ise 23 milyar dolar düzeyinde olduğunu gördüklerini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Bir başka ifadeyle sadece bu ilk 500 kuruluşumuz, toplam hizmet ihracatımızın yarısından fazlasını gerçekleştirmiştir. Biraz sonra ödüllerini vereceğimiz ilk 10 firmanın isimlerini tüm milletimize mal olması bakımından buradan tekrarlamak istiyorum. Türk Hava Yolları, Güneş Ekspres Taşımacılık, Pegasus Hava Taşımacılığı, Ekol Lojistik, Gap Dış Ticaret, Rönesans Holding, Netlog Lojistik, Odeon Turizm, Atlas Jet ile onur ödülü alan Cengiz İnşaat, Mapa İnşaat, Limak İnşaat, Kolin İnşaat ve Kalyon İnşaat. Gerek bu 15 firmamızın, gerekse 500 listesindeki diğer tüm firmalarımızın sahiplerinden çalışanlarına kadar tüm mensuplarına şükranlarımı sunuyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışındaki sancaktarları olarak gördükleri ihracatçı firmalara bundan sonraki çalışmalarında da başarılar diledi.
Türkiye'nin bugünlere kolay gelmediğini anlatan Erdoğan, "Dünyaya baktığımızda az gelişmiş yahut gelişmekte olan ülkelerin kimi ortak özellikleri olduğunu görüyoruz. En önemlisi de bu ülkelerin benzer aşamalardan geçmiş olmalarıdır. Bu aşamalardan birincisi atılım süreci yani hamle dönemidir. Her ülkenin böyle denemeleri vardır. Bu süreci devam ettiremeyen ülkeler için yavaşlama devamında da duraklama dönemi kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu kısır döngü kırılamadığı takdirde gerileme sürecine adım atılmış olur. Gerileme sürecine giren ülke siyasi istikrarsızlıkla birlikte iyice dibe çöker" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin bu dönemlerin hepsini yaşadığını dile getiren Erdoğan, "Cumhuriyetimizin kuruluşunda sanayiden tarıma kadar her alanda ümit verici adımlar atılmış ama tek parti yönetimi zamanla bunların hepsini de akamete uğratmıştır. " dedi.
Erdoğan, özellikle 2. Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde ve sonrasında gözle görülür bir içe kapanma ve gerileme döneminin yaşandığına dikkati çekerek, milletin baskısı ve zorlamasıyla demokrasiye geçildikten sonra yeniden bir yükseliş ve yatırım hamlesi başladığını söyledi.
"IMF ile herhangi bir ilişkimiz kalmadı"
Şehit Başbakan Adnan Menderes'in gayretleriyle başlayan bu dönemde özellikle 1970'li yılların kaos ortamıyla birlikte etkisini kaybettiğini dile getiren Erdoğan şöyle devam etti:
"Merhum Özal'ın 1980'lerde isabetli bir şekilde uygulamaya koyduğu Türkiye'yi dünyaya açma politikası da 1990'ların koalisyon ve cunta karmaşasında aynı akıbete uğramıştır. Hükümete geldiğimizde istikrarsızlıktan bunalmış, geleceğine ışık tutacak her adımı hasretle bekleyen bir ülke manzarasıyla karşılaştık. Tesis ettiğimiz ve adeta gözümüz gibi koruduğumuz istikrar ve güven ortamı sayesinde Türkiye adeta küllerinden yeniden doğmuştur. Bizim yaptığımız iş, milletimizin demokraside ve ekonomide hayal ettiği Türkiye fotoğrafını doğru okumaktan ibarettir. Ülkemizin ve milletimizin potansiyeline, gücüne, azmine inandık ve hamdolsun başardık. Önce kendi aklımıza ve kendi kaynaklarımıza yöneldik. Dışarıdan dayatılan formülleri de bedeli kurşun gibi ağır olan borçlanma yöntemlerini de bir kenara bıraktık, hepsinden önce IMF anlaşmaları bunlardan sadece biridir. 23.5 milyar dolar IMF'ye borçla devraldık. Nereden? İşte CHP'si şusu busu onlardan aldık ve 2013 yılında IMF'ye olan bu borcu sıfırladık şu anda bizim IMF ile bu noktada herhangi bir ilişkimiz kalmadı, bitti o dönem. Biz ülkemize güvendik, güvendikçe milletimize ram oldukça başarıların yağmur olup Türkiye'nin üzerine yağdığını gördük."
Önlerine çıkartılmaya çalışılan ve geçmişte hep neticeler veren engellerin, Türkiye büyüdükçe küçük birer tümseğe dönüştüğünü anlatan Erdoğan, vesayetten, darbe girişimine, ekonomik ve silahlı teröre kadar her türlü imtihanı, sınamayı milletle yürek yüreğe, kol kola vererek aştıklarını vurguladı. Erdoğan, Türkiye'nin kendine güvendikçe özellikle de iş dünyasının önünü açtıkça bölgesinde ve dünyada itibarı artan bir ülke haline geldiğini ifade etti.
"Ekim ayında 7 bin 160 yeni şirket faaliyete geçti"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş adamı için sözün önemli, ancak rakamın daha da önemli olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bunun için söylediklerimizi esasında sizlerin de yakından bildiğine, takip ettiğine inandığım rakamlarla desteklemek istiyorum. Mesela geçtiğimiz 16 yılda Türkiye ortalama yüzde 5,7 büyüdü. Ülkemize gelen uluslararası yatırımların tutarı 201 milyar doları geçti. Ülke milli gelirimiz 850 milyar doları aştı. Kişi başına düşen milli gelirimiz 11 bin doları buldu. Bugün satın alma paritesine göre dünyanın 13. büyük ekonomisi haline gelmiş durumdayız. Geçtiğimiz aylarda yaşanan kur, faiz enflasyon, merkezli dalgalanmayı birileri milletimizin moralini bozma, umudunu kırma vesilesine dönüştürmeye çalışıyor. Halbuki sadece ekim ayında açılan ve kapanan şirket sayısına baktığımızda önceki yıllardan çok daha olumlu bir orana ulaştığını görüyoruz. Tabii bunu özellikle birilerinin dinlemesini lazım. Ekim ayında 7 bin 160 yeni şirket faaliyete geçerken bin 235 şirket de faaliyetini sonlandırmıştır. Tablo budur. İhracat rakamları zaten sizin işiniz. Gelişmeler 2018 sonu itibarıyla yıllık 170 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşılacağını gösteriyor. Buraya nereden geldik? 36 milyar dolardan geldik. 36 milyar dolar nere 170 milyar dolar nere...Oradan buraya geldik. Tabii bu gerçeği görmek istemeyenler yok mu? Var. Göz var ama görmüyor, dil var ama hakikati konuşmuyor."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Türkiye'nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı Ödül Töreni - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?