Uluslararası Yatırımcılarla Yüksek Düzeyli Ekonomi Toplantısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, "Bu olay sadece içeride planlanan tezgahlanan bir olay değildir. Ben açık sözlüyüm, bu olay içeride aktörleri olan ama senaryosu dışarıda yazılan bir darbe hareketidir." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "Uluslararası Yatırımcılarla Yüksek Düzeyli Ekonomi Toplantısı"nda bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin küresel sermayeye yönelik attığı adımların ortada bulunduğunu, küresel sermayenin, 2003-2013 yılında ne konumda olduğunun bu ülkede yaşayanlar tarafından iyi bilindiğini belirtti.

Türkiye'nin, özellikle ekonomide en güvenilir ülkelerden biri olduğuna işaret eden Erdoğan, "Bize karşı yapılan bu darbe hareketinin arkasında da Türkiye'nin zaten bu yükselişini hazmedemeyen mihrakların olduğunu çok açık ve net söylemek durumundayım. Bu olay sadece içeride planlanan, tezgahlanan bir olay değildir. Ben açık sözlüyüm, bu olay içeride aktörleri olan ama senaryosu dışarıda yazılan bir darbe hareketidir. Bunları sizler de az çok biliyorsunuz." diye konuştu.

"Hangi vicdan böyle bir vahşeti işleyebilir?"

"Dışarıdaki ve içerideki bu ortak darbe hareketinin aktörleri bir şeyi hesap edemediler. O şuydu, bu milletin kendisini hesap edemediler." diyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bu milletin evlatlarının, tankların altına yatabileceğini bunlar hissedemediler. Bunu planlayamadılar. Bakın şu anda yanı başımızda bizim kongre merkezimiz var, aynı zamanda opera binası olarak da orayı yaptık ve burayı bombaladıkları zaman 5 şehidimiz var ve bir bayan kardeşimin ne yazık ki başı koparak oranın çatısından onu aldık. Şimdi soruyorum, bu darbe hareketini yapanlar, bu insanlara bombaları yağdırırken, acaba hangi düşünceyle bunu yaptılar? Hangi vicdan, hangi insani bir anlayış, bir yapı kalkıp da kendi halkına uçaktan bombalar yağdırarak, tanklarla halkının üzerine giderek, böyle bir vahşeti işleyebilir? Bu olacak bir şey mi? Ama ne yazık ki bu ülke, darbeler tarihi içerisinde çok farklı bir darbeyi yaşadı. 238 şehit verdik şu ana kadar ve 2 bin 200'e yakın şu anda hastanelerde yaralılarımız var."

"Reisim sen iyi misin, bana onu söyle"

Darbe girişimi sırasında yaralanarak hastanelerde tedavi altına alınanlar ile dün gece telefonla görüştüğünü aktaran Erdoğan, şunları söyledi:

"Hele bir tanesi, genç Sabri, 34 yaşında yazılımcı, hava savunma sistemlerini çok seven bir gencimiz ve bu genç, tankların paletleri arasına atlayarak birinci tanktan kurtulan, ondan sonra ikinci tankın da paletleri arasına atlayıp, orada bir kolunu, şu anda yapılan müdahalelerle inşallah kaybetmeyecek böyle bir noktada olan bir gencimiz. Telefonda konuşurken sanki Sabri'ye hiçbir şey olmamış, öyle konuşuyor. 'Reisim sen iyi misin, bana onu söyle, ben iyiyim' diyor. 'Doktorlar bize iyi bakıyor, hemşireler bize iyi bakıyor' diyor.

Şimdi bu inanç, bu azim oldukça evelallah bu millete darbeler hiçbir şey yapamayacaktır. Bir tane albayım ile konuşuyorum, bu albayım da 7 mermi almış, parmaklarına, koluna, vücudunun belden yukarı, belden aşağı mermiler almış, Albayım bakıyorum hala bizi düşünüyor. 'Bu FETÖ'nün takımı buralarda hala eksik değildir, aman Cumhurbaşkanım dikkatli olun' diye hala bunu söylüyor. 'Biz tedbirleri alıyoruz Davut Albayım, sen önce şöyle kendine bak, şöyle bir an önce aramıza katıl' diye kendisine nasihatte bulundum. Değerli kardeşlerim tabi buradaki yaptığımız yeni binamızdaki o hem açılış hem şehitlerimizi anma gecesinde gelen gazilerimizin her biri ile yaptığımız görüşmede, o havayı gördüğümüzde zaten bu milletin hakikaten ne denli güçlü olduğunu, bu milletle ne kadar iftihar etsek azdır, bunu gördüm, bunu yaşadım."

"Ülkemize karşı adeta bir savaş yürütüyorlar"

"Bu millet, büyük millet. Evelallah bu millet yoluna durmadan kararlılıkla yürüyecektir, bundan hiç şüphem yok." ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 1980'li yılların ortasından beri silahlı terör örgütlerinin saldırısına hep maruz kalan bir ülke olduğuna işaret ederek, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

" PKK, DHKP/C, son yıllarda DAİŞ denilen terör örgütleri, suikastlar, silahlı saldırıları, intihar bombacıları ile ülkemize karşı adeta bir savaş yürütüyorlar. İşte şimdi de yine aynı şekilde bunu yapıyorlar. Zaman zaman yaşadığımız sosyal, siyasi, ekonomi taarruzların da bunlardan bağımsız olmadığını gayet iyi biliyoruz. Tabi az önce Bosch Ceo'sunu dinlerken, yani Türkiye'ye gelecek olan misafirlerimiz vesaire bunlarla ilgili ifadeleri, hep soru işaretidir ama tabi geldikleri ülkelerde bir dezenformasyonun olduğunu görüyorum. Onlara şunu söylemek lazım, bu ülkeden endişelenmeyin. Bu ülke güvenli bir ülke ve bu istisnalar dışında eğer biz bu hassasiyetleri gösterirsek, bir yerde terör mü var, çekinmeden, ürkmeden üzerine gitmeliyiz."

Erdoğan, "Teröre karşı, bu tür darbelere karşı eğer uluslararası camia bir mutabakat ortaya koyamıyorsa, kusura bakmayın bir bumerang gibi döner, bir gün de o ülkeleri vurur. Biz bütün terör eylemlerinde, hatta biz Belçika'ya teröristlerin adlarını verdik ama biz adını verdik onlar hayır terörist değil diye saldılar ve ondan sonra gitti havalimanında onlar biliyorsunuz kendilerini patlattılar." diye konuştu.

"Video konferansla bağlanmamı hazmedemediler"

Almanya Şansölyesi'ne, teröristlerle ilgili 4 bin dosya verdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Artık isim konuşuyorum. 4 bin dosya verdim, teröristlerle ilgili dosya verdim, derneklerle ilgili dosya verdim. Bunların hiçbirisi bize dönmedi. Fakat pazar günü, Almanya'daki vatandaşlarımızın oluşturduğu STK'lar, bunlar Alman vatandaşı aynı zamanda, orada 'Darbelere hayır, demokrasiye evet' diye bir miting düzenledi, Köln'de. Bu mitingde Türkiye'den oraya video konferansla benim bağlanmamı hazmedemediler. Belediye her türlü aksiliği yaptı, yerel mahkeme 'hayır' dedi ve Alman mahkemeleri çok hızlı çalışıyor maşallah. Anında Anayasa Mahkemesi de 'hayır' kararı verdi. ya 4 bin terörist, Şansölye geldiğinde, '4 bin 500 oldu' dedi, 500 dosya daha eklendi buna, 'geciken adalet adalet değildir, Sayın Şansölye' dediğimde, 'haklısınız' dedi. Peki niye çalışmıyor yargınız? Ama burada hemen 2 saatte karar veriyor, Anayasa Mahkemeniz. Verdiği karar, Erdoğan orada video konferansla konuşmasın."

(Sürecek)