Uygur Türklerinin Var Olma Mücadelesi - Son Dakika
Güncel

Uygur Türklerinin Var Olma Mücadelesi

Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümetinin Başbakanı Cengiz: “Olayların temel sebebi, Doğu Türkistan’ın zengin bir bölge olması”

27.06.2013 11:26

ERKAN AVCI - Çin'in kuzeybatısında, petrol ve mineral zenginliği dolayısıyla Pekin yönetiminin ilgi odaklarından biri olan Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri var olma mücadelesi veriyor.

Türkiye haricinde, Türk soydaşların yoğun olarak yaşadığı bölgelerin başında Hazar Denizi'nin doğusu geliyor. Yüzyıllardır Uygur Türklerine ev sahipliği yapan Sincan Uygur Özerk Bölgesi, dünyada Doğu Türkistan olarak biliniyor. Kökleri Göktürk devletine dayanan Uygur Türkleri, tarih içerisinde farklı devletlerin egemenliğinde kalsa da genelde Çin hakimiyeti altında yaşam sürdü. Ruslarla bu bölgede büyük bir yarış içerisinde olan Çin İmparatorluğu, Rusya'dan topraklarına kattığı bu bölgede 1884'te Sincan eyaletini kurdu. 1930'da bağımsızlık hareketini başlatan Uygur Türkleri, üç yıl sonra Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti'ni kursa da bu devletin ömrü kısa sürdü, topraklar Çinliler tarafından yeniden ele geçirildi. Sovyetler Birliği'nin desteğiyle 1944'te ikinci bir devlet kuran Uygur Türkleri, bu kez beş yıl sonra Çin'in işgaline maruz kaldı. Yıllardır Çin Halk Cumhuriyeti'nden bağımsızlık talebinde bulunan Uygur Türkleri, son dönemde Çin'in başka bölgelerine göçe zorlanmalarıyla ve topraklarına Han Çinlilerinin yerleştirilmesiyle gündeme geliyor. Bu da bölgede çatışmaların çıkmasına neden oluyor.

Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi Urumçi'de 2009'de çıkan çatışmada 200 kişi hayatını kaybetmişti. Yer yer çatışmaların yaşandığı bölgede, bu yılın nisan ayında da şiddet olayları alevlenmiş, onlarca kişi yaşamını yitirmişti. Uygur Türkleri ile Han Çinlileri arasındaki tansiyon 27 kişinin hayatını kaybettiği dünkü saldırıyla yeniden yükseldi.

Bölgedeki değerli doğal kaynaklar

Çin Halk Cumhuriyeti'nin Batı'ya açılan kapısı da olan Sincan Uygur Özerk Bölgesi, birçok mineral zenginliğinin yanı sıra önemli petrol, doğalgaz ve uranyum kaynaklarına sahip. Nüfusun yarısına yakınını Uygur Türklerinin oluşturduğu bölgede son yıllarda çatışma çıkmasının ardında, bu zenginliklerin yattığı sık sık dile getiriliyor.

"Olayların temel sebebi, Doğu Türkistan'ın zengin bir bölge olması" diyen Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümetinin Başbakanı İsmail Cengiz, bölgede petrol, doğalgaz ve nükleer denemelerde kullanılan tungsten gibi stratejik madenlerin bulunduğu bilgisini verdi.

Doğu Türkistan'ın gelecek yüzyılın en zengin bölgelerinden biri olacağını belirten Cengiz, bölgede, açılmamış petrol yataklarıyla Çin'in tümünü besleyebilecek kapasitede yeraltı zenginliklerinin bulunduğuna dikkati çekti. ABD'nin karşısında küresel liderliğe oynayan Çin'in, bölgeye tamamen hakim olmak istediğini öne süren Cengiz, Pekin yönetiminin bu bölgedeki Uygur ve Kazakları engel olarak gördüğünü savundu.

Cengiz, şöyle konuştu:

"Çin, öncelikle buradaki Han Çinlisi olmayan etnik unsurlara yönelik asimilasyon politikası güdüyor. Türk etnik unsurunun yaşadığı köy, kasaba, şehirleri abluka altına alarak sindirme politikası uyguluyor, Çinli göçmenleri bu topraklara yerleştiriyor. Genç kızlarımızı ailelerinden alıp Çin'in içlerine götürüyorlar, beyinlerini yıkayarak yeniden topluma kazandırma çalışması yapıyorlar. Kızlarımızı Çinlilerle Çin kültürü içinde yaşamaya mecbur bırakarak, onları kendi örf adetlerinden uzak bir yaşam sürdürmeye çalışıyorlar."

Çin'in küresel güç olması için mutlaka bölgeye sahip olması gerektiği görüşünü savunan Cengiz, "Doğu Türkistan, Sincan Uygur Özerk Bölgesi adıyla Çin'in beş özerk bölgesinden biri. Çin'in buraya tamamen hakim olabilmesi için halkı sindirmesi gerekiyor. Çünkü asimile etmeden o bölgede ayakta kalması mümkün değil. Çin'in Batı'ya açılan tek kapısı da Doğu Türkistan. Siz Doğu Türkistan'ı üs yapıp Batı'ya açıldığınızda, geride sağlam bir cephe bırakmanız gerekiyor. Onun için de aşırı uç olarak gördüğü Müslüman toplumunu mutlaka asimile etmesi gerekiyor. Yaşananların nedeni bunlar" dedi.

Cengiz, Çin'in küresel güç olmasını engellemek isteyenlerin de olduğuna işaret eder, bunların başında ABD'nin geldiğini söyledi. Cengiz, "Çin'in yumuşak karnı Doğu Türkistan ve Tibet. Tibet'i denediler ama çok fazla bir toplumsal reaksiyon göremediler. Ancak Müslüman bir halk olarak Doğu Türkistan halkını kaşıyabileceklerini, Çin devletine karşı kışkırtabileceklerini gördüler. 5 Temmuz 2009'da, 200 kişinin hayatını kaybettiği olayların perde arkasında da yurt dışı güçlerin parmağı olduğuna inanıyorum" ifadesini kullandı.

Tek haber kaynağı

Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşananların Çin'in resmi haber ajansı Şinhua tarafından aktarıldığına işaret eden Cengiz, tek taraflı yayın yapıldığını savundu. 10 yıl öncesine kadar Uygur Türklerinin yaşadığı dramları ancak bir hafta sonra öğrenebildiklerini söyleyen Cengiz, internetin gelişmesiyle yaşananlardan daha çabuk haberdar olduklarını kaydetti.

"Çinlilerin sayısının bu kadar yükselmesi rahatsız edici"

Doğu Türkistan Maarif Derneği Başkanı Hidayet Oğuzhan da Çinli yoğunluğunun bölgede hissedilmeye başladığını kaydetti. Oğuzhan, şöyle konuştu:

"Çinlilerin oradaki sayısı yüzde 40'lara gidiyor. Bizimle aralarında yüzde 5'lik bir fark kaldı. 1949'da burada asker ve memurlardan oluşan 300 bin Çinli vardı. O zaman bizim sayımız 6 milyon civarındaydı. 64 yıllık sürede Çinlilerin sayısının bu kadar yükselmesi bile rahatsız edici bir şey. Onun için Çinlilerin yoğun bir şekilde, bizi azınlık hale getirmek için yaptığı uygulamalar var. Şimdi de dini baskılar çok yoğunlaştı. Ramazan ayı geliyor, geçen ramazanda teravihleri yasakladılar, öğrencileri, insanları oruçlarını bozmaya zorladılar. İnsanların yaşam tarzına müdahaleler vardı. Bu da gençlerde öfke üretti. Bundan dolayı çatışmalar çok yoğun hal aldı." - Ankara

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Uygur Türklerinin Var Olma Mücadelesi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement