1963 Ankara Antlaşması'nda Türkiye'nin AB'ne alınmayacağının kesinleştiğini iddia eden Prof. Arslan; "Yeni Türkiye"nin gelecek yıllardaki en büyük probleminin ise bugün gündemde olan IŞİD gibi konular değil, Avrupa Birliği serüveninde 95 yılında ikinci kez kabul edilen ve bugün hala uygulanmakta olan Gümrük Birliği anlaşması olduğunu söyledi.
Seminerine II. Dünya Savaşı sonrası dünyadaki güç dengelerinin değişmesiyle adımları atılan Avrupa Birliği'nin kuruluş sürecini anlatarak başlayan Prof. Arslan, II. Dünya Savaşı'na lider olarak giren ülkenin İngiltere olduğu halde savaştan lider olarak Amerika'nın çıktığına dikkat çekti. AB'nin güçlenen Amerika'ya tepki olarak kurulmuş bir birlik olduğunu ifade eden Prof. Arslan, Türkiye'nin 1959 yılında AB'ne yaptığı başvuruyu şu sözlerle yorumladı.
AB'ye asla üye olamayacağımızı kendi ellerimizle imzalamışız
Avrupa Birliği Rusya ve Amerika'ya karşı bir tepkidir. Biz bugün Amerika'nın desteğini alırsak AB'ye gireceğimizi sanıyoruz. AB Amerikan gücüne karşı kurulmuş bir birliktir. Türkiye başvurusunda 'bizim ekonomik yapımız size eşit olmadığı için eşit bir şekilde üye olalım, gümrük birliğini hemen açmayalım, bize süre tanıyın' diyor. Aynı günlerde Hollanda'da bir gazetede Türkiye'nin hiçbir zaman birliğe üye olamayacağı, ortak bir kültürün olmadığı fakat işbirliği yapılabilecek bir ülke pozisyonunda olduğu yazılıyor. Bir süre sonra bize AB'den gelen cevap da aynı minvalde oluyor. Daha sonra 1963 yılında tarihimizin en kötü antlaşması Ankara Antlaşması yapılıyor. Bu antlaşmada Türkiye AB ülkesi değildirden, sadece Avrupa dışı ülkelerle yapılan 238. maddeye göre düzenlenmiş tuhaf maddeler var. Bize Afrika ülkeleriyle aynı maddeleri imzalatıyorlar. Bu antlaşmada AB'ye asla üye olamayacağımızı kendi ellerimizle imzalamışız.
Türkiye'nin AB serüveninde 95 yılında Ankara Antlaşması maddelerine göre meclisten onay alınmadan Gümrük Birliği şartlarının uygulamaya konulduğunun altını çizen Prof. Dr. Arslan, 2004'ten beri başlayan müzakerelerin de birliğe üye olmak konusunda bir fayda sağlamayacağı görüşünü savundu ve Türkiye'nin önündeki en büyük problemin gümrük birliği olduğu iddiasında bulundu.
Yeni Türkiye'nin en büyük problemi IŞİD değil
"Gümrük Birliği'ne göre Avrupa buraya her şeyi istediği gibi geçiriyor. Biz ise sınırlanmış bir alandayız. Hala vize bekliyoruz. Avrupalılar vizesiz ülkemize giriyor. Biz üye olmadan AB'ne tapumuzu vermiş durumdayız. Bu muameleyi gören tek ülkeyiz. Yeni Türkiye'nin en büyük problemi IŞİD değil bu olacak. Türkiye Avrupa Birliği'ne bir medeniyet gözüyle bakmaktan ziyade Türkiyeyi sömürge haline getirmeye çalışan bu yapıyı görmeli ve eşitleme talebinde bulunmalıdır. AB bize ne hak veriyorsa, biz de onlara aynılarını vermeliyiz. Şu anki statü Türkiye'ye yakışmıyor."
Son Dakika › Güncel › Yeni Türkiye'nin Problemi Işid Değil Gümrük Birliği'dir - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?