(TBMM) - Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Mehmet Emin Ekmen, TBMM Genel Kurulu'ndaki bütçe görüşmelerinde, "Kendinde özel bir güç vehmedip toplumun tamamını karşısına alıp hak, hukuk, adaleti bırakınız, kanunlarla tanımlanmış temel güvenceleri dahi yok sayan yargı mensupları bir geriye dönüp baksınlar. Ortada 2 ihtimal var; ya İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı işgüzarlık yapıyor ve HSK buna göz yumuyor, siyasi irade sırtını sıvazlıyor ya da bu diğer bütün başsavcılıklar görevini yapmıyor, hepsini görevden alın. Bu çelişkinin bir şekilde ortadan kaldırılması lazım" dedi.
TBMM Başkanvekili Tekin Bingöl'ün başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurul'nda TBMM Başkanlığı, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçeleri görüşülüyor. Bakanların bütçe sunumlarının ardından TBMM Başkanvekili Bingöl, grup başkanvekillerine söz verdi.
Yeni Yol Partisi Grup Başkanı Mehmet Emin Ekmen, toplumda tepkiye yol açan yargı kararlarının "Terörsüz Türkiye" süreciyle bağdaşmadığını belirterek şunları söyledi:
"Geçen yıl ekim ayında başlayan yeni süreçle birlikte toplumun tamamında Türkiye'nin yeni bir yola girdiği ve bu yolda daha fazla hukuk, adalet, demokrasi, özgürlük ve özellikle çok seslilik içerisinde kendi kronik sorunlarına çözüm aradığına dair bir kanaat vardı ama bu süre içerisinde sadece son bir yılda yaşadığımız olaylar, kayyum atamaları, İBB soruşturmalarının usulleri, özellikle cezaevi nakilleri, hasta hükümlü-tutuklular, gözaltı tutuklamalar ve bunların bir cezalandırma aracına dönüştürülmesi, Ayşe Barım, Fatih Altaylı, Murat Çalık gibi tutukluların sağlık durumu ve maruz kaldıkları yargılama usulleri, Kent Uzlaşısı'nda yaşananlar, Hüseyin Kocabıyık'ın Ankara'da gözaltına alınıp tutuklanması, akademisyen Emrah Gülsunar, Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ve emekli asker Orkun Özeller'in tutuklanmasına son olarak Furkan Bölükbaşı olayı eklendi.
Bütün bunlara baktığımızda şunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz ki: Sürecin ve dönemin ruhuna aykırı bu işlemler tek bir merkezden, tek bir yargı çevresinden, tek bir başsavcılıktan yürütülmektedir. Biz, kendinde özel bir misyon gören birtakım başsavcılıkların, birtakım mahkeme başkanlarının ya da özel güçlerle donatılan ya da yol verilen kişilerin başına sonra hangi itibarsızlık durumunun geldiğini çok iyi biliyoruz. Bu arkadaşlarımıza Nusret Demiral'ı, Zekeriya Öz'ü, Salim Başol'u, Sabih Kanadoğlu'nu hatırlatıyorum. Bunların hiçbirini bugün toplum hayırla anmıyor. Bunların hiçbiri yarın cenazesi kaldırılacak olsa arkasından Fatiha okuyacak doğru dürüst insan bulamayabilir. Kendinde özel bir güç vehmedip toplumun tamamını karşısına alıp hak, hukuk, adaleti bırakınız, kanunlarla tanımlanmış temel güvenceleri dahi yok sayan yargı mensupları bir geriye dönüp baksınlar. Bu saydığım bütün soruşturmalar İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve yargı çevresinde yürütülüyor. Ankara'da Cumhuriyet Başsavcılığı yok mu? İzmir'de yok mu? Konya'da yok mu? Bu soruşturmaların bir benzerinin neredeyse hiçbiri buralarda yürütülüyor mu? Ortada 2 ihtimal var; ya İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı işgüzarlık yapıyor ve HSK buna göz yumuyor, siyasi irade sırtını sıvazlıyor ya da bu diğer bütün başsavcılıklar görevini yapmıyor, hepsini görevden alın. Bu çelişkinin bir şekilde ortadan kaldırılması lazım."
"HSK'nın yapmış olduğu atamalarla siyasetin yargıya açıkça müdahale etmiş olduğunu ifşa ettiniz"
Cezasızlık algısına dikkat çeken İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu da siyasetin yargıya müdahale etmesine tepki göstererek şöyle konuştu:
"Dün bir polisimiz şehit oldu; Emre Albayrak. Suç kaydına girdiğinizde, en az 10 kere suç işlemiş, girmiş çıkmış, girmiş çıkmış. Türkiye'de infaz edilmek için cezaevlerine girmiş suçluların neredeyse yarısı çıktıktan sonra tekrar suç işliyor. Hiç öyle rakamlara, endekslere bakmanıza gerek yok; tekil olaylar üzerinde durmuyorum, sistematik ve kronik olarak adaletin bir problemi olduğu çok açık, net, ortada. Suç örgütleri her tarafı sarmış durumda. Farklı uygulamalar, çifte standartlar, hızlı soruşturma ve tutuklamalar, takipsizlik, yavaşlama, bunlarla alakalı çok ciddi soru işaretleri var. Tutuklamalar cezaya dönmüş durumda, adeta fiili cezalandırmalara dönmüş durumda. Geç hazırlanan iddianameler, sulh ceza hakimliğinin hızlı tutuklama kararları da bir başka tezadı teşkil ediyor.
Tayfun Kahraman'ı Silivri'de ziyaret ettim. Bakın, Anayasa Mahkemesi bir karar aldı, çok açık, net diyor ki Anayasa Mahkemesi: 'Burada hiçbir somut delil yok.' Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayan 13. ve 14. Ağır Ceza Mahkemeleriyle ilgili HSK'nin kurumsal olarak sorumluluğu var, HSK'deki üyelerin de bireysel olarak sorumluluğu var burada bu uygulamanın yapılması anlamında. Ekrem İmamoğlu konusu defalarca gündeme getirildi; ya, iki kelam cümle kurun bununla alakalı. Bakın, yargılanır, her şey sorulur ama ben normal bir vatandaş olarak şu hakkı sizden istiyorum... O tutuklamanın, bu yargılamaların sonucu ne olur bugünden bilmemiz mümkün değil ama bugünden neyi söyleyebiliriz biliyor musunuz net olarak? Bu konuyla ilgili bir şaibe yarattınız, ceza alsa da bir şaibe yarattınız, ceza almasa da bir şaibe yarattınız çünkü HSK'nın yapmış olduğu atamalarla siyasetin yargıya açıkça müdahale etmiş olduğunu ifşa ettiniz ve biz Adalet Bakanından bu konuyla ilgili tek bir cümle duymadık."
"Meşruiyeti dışarıda arayarak mı bu memlekette iktidar kalabileceksiniz"
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın da Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a "Yılmaz Bey, Adalet Bakanlığınız bir gün bitecek, yalnızca bu sözle hatırlanacaksınız, bu sizi hiç üzmüyor mu" diye sordu. Günaydın şunları söyledi:
"İstanbul seçimlerinde 'Binali Yıldırım'a mı oy vereceksiniz, Sisi'ye mi oy vereceksiniz' diyordunuz; gittiniz tıpış tıpış Mısır'a, Sisi'nin ayağına, el sıkıştınız, değil mi? Bu mu kararlı politika? Rus uçağının düşürülmesinden sonra 'Uçağı kim düşürdü' diye önce birbirinizle yarıştınız; bir haftalık hamaset süresi bitince tıpış tıpış Putin'in ayağına gittiniz, Rus televizyonunun canlı yayınında dakikalarca ayakta bekletildiniz. Bu mudur saygın politika? 'Bu can bu bedende durdukça Rahip Brunson'ı benden kimse alamaz' diyordunuz; Trump telefon etti, Brunson kanatlandı. Rahip bir din adamıysa niye tutukladınız, Rahip bir casussa niye serbest bıraktınız? Trump sizi karşısına aldı, hepiniz önünüze bakarak dizi dizi oturdunuz, Trump size bunu hatırlattığında hiç yüzünüz kızarmadı mı ya? Bu mudur saygın politika?
7 Ekim 2023'te İsrail'in soykırımcı ve katliamcı politikaları başladı. 2,3 milyar dolarlık ihracat yaptınız Mısır'a, İsrail'e ve katliamda kullanılan malzemelerin bir kısmı da o ihracatla beraber gitti. Ancak 9 Nisan tarihinde 54 kalem için yasaklama yapabildiniz, 2 Mayıs 2024 tarihinde tamamını ancak yasaklayabildiniz. Gazze'de ölen o 70 bin çocuk rüyalarınıza girmiyor mu? Bu mudur dış politikanız? Tom Barrack size 'Trump zekice bir hamle yaptı, Erdoğan'ın en çok ihtiyaç duyduğu şeyi verdi, bu bir meşruiyettir' dedi. Meşruiyeti dışarıda arayarak mı bu memlekette iktidar kalabileceksiniz? 220 Boeing'i, 2,5 katı daha pahalı doğal gazı, nadir toprak elementlerini, Amerika'ya karşı gümrük vergilerini indirmeyi, iki buçuk saatlik bir toplantıda verip geri geldiniz. Osmanlı'nın son dönemindeki o utanç verici anlaşmalardan birini imzaladınız. Bu gerçekten sizi hiç utandırmıyor mu? Dış politika açısından en önemli 2 tane söz var, bunlardan bir tanesini NTV muhabiri söyledi. O içeride iki buçuk saatte ne olduğunu NTV muhabiri gayet güzel özetledi. Sizin de hakkınızı yemeyelim, siz de Washington'da 'KAAN uçağının motoru yoktur' diyerek dış politika ve Dışişleri Bakanlığı sırasında en samimi açıklamanızı yaptınız.
"HSK'nın Başkanısınız, niye kılınız kıpırdamıyor"
Her hukuk skandalından sonra vatandaş saatine bakıyor, diyor ki: 'En geç bir saat içerisinde nasıl olsa Yılmaz Tunç çıkacak 'Türkiye bir hukuk devletidir. Yargı tarafsızdır ve bağımsızdır.' diyecek.' Yılmaz Bey, Adalet Bakanlığınız bir gün bitecek, yalnızca bu sözle hatırlanacaksınız, bu sizi hiç üzmüyor mu be kardeşim? Anayasa'nın 90'ıncı maddesi burada, AİHM kararları uygulanmıyor. Anayasa'nın 153'üncü maddesi burada, AYM kararları uygulanmıyor. Anayasa'nın 140'ıncı maddesinde 'Hakim ve savcı olup da adalet hizmetindeki idari görevlerde çalışanlar hakimler ve savcılar hakkındaki hükümlere tabidir' diyorlar. HSK'nın Başkanısınız, niye kılınız kıpırdamıyor? Bununla mı siz tarafsız ve bağımsız yargıyı tesis edeceksiniz? Türkiye'de bugünler geçecek, Türkiye'de insanların ahlakla çalışacağı, liyakatle iş bulacağı ve Türkiye'nin bir adalet düzenine kavuşacağı bir dönem gelecek; bunu hep beraber kuracağız."
Son Dakika › Güncel › 2026 Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda. - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?