Oyun Kültürümüzde Hep Var - Son Dakika
Güncel

Oyun Kültürümüzde Hep Var

Oyun Kültürümüzde Hep Var

Yeşim Kunter; vizyoner, yenilikçi, sıradışı bir girişimci, "gelişmek için oyun"konsepti ile kurduğu şirketi ile uluslararası çalışmalar gerçekleştiriyor.

28.02.2014 16:01
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Oyun bizim içimizde hep var. Çünkü biz, tavla, okey oynayıp, kahve falı bakan bir kültüre sahip, esprileri çok olan, gülmeyi seven, yemekleri renkli, müzikleri acılı bile olsa, eğlenceli ve dans eden bir kültürüz.

Yeşim Kunter; vizyoner, yenilikçi, sıradışı bir girişimci, "gelişmek için oyun"konsepti ile kurduğu şirketi ile uluslararası çalışmalar gerçekleştiriyor. KadınlarArası olarak kendisiyle gerçekleştirdiğimiz röportajda biz yetişkinler için oyun hakkında çok çarpıcı gerçekleri paylaştı.

Oyun oynamanın sadece çocukluk dönemine ait bir aktivite olmadığını belirten Kunter, "Bernard Shaw'un sözü; "We don't stop playing because we grow old; we grow old because we stop playing." "Yaş aldığımız için oynamayı bırakmayız, oyun oynamayı bırakınca yaşlanırız". O kadar güzel bir söz ki… Bence biz kültür olarak aslında o kadar da oyun oynamayan bir kültür değiliz ama çocukluk kavramına verilmesi gereken önemi henüz verememiş bir kültürüz. Bunu üzülerek söylüyorum, çünkü çocuklarla konuşmayı, diyalog kurmayı sadece anaç bir bakış açısıyla görüyoruz. Çocukları bir şeyler yapabilmeleri için henüz yetersizlermiş gibi değerlendiriyoruz. Ve Oyun kavramı da bu şekilde eşleşiyor.

Tavla, okey oynayıp, kahve falı bakan bir kültüre sahip, esprileri çok olan, gülmeyi seven, yemekleri renkli, müzikleri acılı bile olsa, eğlenceli ve dans eden bir kültürüz. Dolayısıyla Oyun bizim içimizde hep var. Sadece çocuksu bakış açısı olarak görülmek istenmiyor. Ama Oyun oynamayan bir kültür çarpıktır, kopuktur, iletişimde zorlanır. Direktif verir ve diyaloğu yoktur. O yüzden Oyun'u yeniden görmeye başlama ve kabul etme zamanıdır" dedi.

Oyun farkında olmadan kişinin kendi isteğiyle, kendi değişim ve gelişimini ortaya çıkardığı bir yaşam kesitidir…

Oyunun kişinin değişim ve gelişimini ortaya çıkardığı bir yaşam kesiti olduğunu vurglayan Kunter,""Oyun Oynamak" sadece oyuncak veya yaratıcılığı geliştiren oyun anlamına gelmiyor. Çok daha geniş bir kavramı kapsıyor. Bunu anlatabilmek için Play Pattern'larına bakabiliriz; 5 farklı Oyun tipi bulunuyor. Obje ile Oyun, Sosyal Oyunlar, Semantik Oyunlar (Dil gelişimi, müzik, resim, literatür..), Game (Türkçe'de Oyun olarak geçiyor yine), Aktif Oyunlar (koşmak (gross motor skills) den tutun, fine motor skills'e kadar gider (legolarla oynamak veya dikiş dikmek gibi). Kısacası, nasıl farklı spor dalları farklı kaslarımızın gelişimini sağlıyorsa, Oyun kavramı da aynı şekilde beynimizdeki nöronların birbirleri arasındaki iletişimini farklı şekillerde güçlendiriyor. Sonuç olarak Oyun farkında olmadan kişinin kendi isteğiyle, kendi değişim ve gelişimini ortaya çıkardığı bir yaşam kesitidir" dedi.

Teknolojiyi iyi kullanabiliyor olmaları çocukların çok zeki olduğunu göstermiyor, sadece bu dönemin çocukları olduğunu gösteriyor…

Günümüzdeki çocuklar için yeni oyun platformları açıldığını, bunların en önemlisinin dijital dünya olduğuna ve çocukların dijital ortama çekilmelerinin oyun anlayışını değiştirdiğine dikkat çeken Yeşim Kunter, "Çocuklar eskisi gibi dışarıda kendi aralarında sosyalleşerek özgür bir şekilde oynamıyorlar. Ağaçların üstünde, sokakta top oynayan ya da ip atlayan çocuk görmeniz çok zorlaştı. Bunun nedeni dijital dünyaya çekildiler deyip geçmemiz kolay ancak bence asıl nedeni ailelerin üzerindeki korku. Çoğu aile artık dışarıda kendi başına oynayan bir çocuğun tehlike içinde olacağını düşünüyor. Oyun parklarının dışındaki mekanlarda yalnız çocuklarla sosyalleşerek oynayan çocukları görmeniz nerdeyse imkansız. Kısacası aslında çocuklar eskisinden çok daha özgürlüklerinden mahrum, eğitimli ailelerin kontrolünde büyüyen ve çok hijyenik ortamlarda gelişiyorlar. Dolayısıyla, dijital dünya onların tek kaçamağı. Sosyalleşebildikleri, arkadaşlarıyla birbirleri arasında iletişim kurdukları yeni bir mekan haline gelmiş durumda. Ve bu (flat worlds) iki boyutlu dünyada bazı yönleri (hızlı düşünme, sorgulama, dikkat toplama, hızlı algılama, bilgilenme gibi konularda) gelişirken, diğer taraftan fiziksel, birebir sosyalleşmede çabuk sıkılmaya başladıklarını gözlemliyoruz.

Zaman kavramları şimdi ile sınırlanmış, dışarıda gerçek dünya ile etkileşimleri inanılmaz sınırlanmış ve çok steril bir bakış açısından gelişiyorlar. Bazı yönlerden eskiye göre tabii ki de çok daha her şeyin farkındalar. Dünyada neler olup bittiğini her an her yerden duyuyorlar, bugünün teknolojisi onların tek gerçeği. Teknolojiyi iyi kullanabiliyor olmaları onların çok zeki olduğunu göstermiyor, sadece bu dönemin çocukları olduğunu gösteriyor.

Bir çok araştırmacı bu dönemin gelecekte nasıl bir etki yaratacağını tahmin ediyor. Benim gözlemimde ise çocukların yetiştirilme şeklinin değişmesindeki en önemli iki faktör; ailelerin (özellikle eğitim seviyesi yüksek olanlar) çocuklar üzerinde çok fazla karar mercii olmaları ve çocukların çok fazla steril bir şekilde büyütülmeleri. Çocukların karar verme konusunda, yaratıcı düşünmekten yoksunlaşmaya başladığını görüyorum ve çocukların büyüdüklerinde daha doğru riskler ve atılımlar yapabilmeleri için, fazla korumacı veya kontrolcü olmaktan vazgeçilmesi gerektiğini düşünüyorum . Çünkü oyunsuzluk, kişiyi dünya ile olan iletişiminde bir nevi yabancılaştırmaya iter" dedi.

Kaynak: Bültenler

Son Dakika Güncel Oyun Kültürümüzde Hep Var - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement