GELİŞME GRAMERİNDE BİR TASHİH: TÜRK MODERNLEŞMESİ
“Türk Toplumu ve Gelişme Teorisi” başlığıyla çalışmamızın bu kısmı, gelişme söylemi etrafında Türk toplumunun öznelerinin ne ölçüde değiştiğini/değişebileceğini soruyor. Burada gelişme kavramını ölçülebilir teknik ilerlemeye bağlı olmaksızın kendini ifade edebilmesi ve insanın bütün ilişkilerinde özgürleşmesi anlamında kullanıyoruz. Gelişme teorisini maddî gelişmişlikle sınırlamayıp kültürel ve zihinsel faaliyetlerin de hesaba katılmasının gerekliliğini vurguluyoruz.
Konuya Cumhuriyet seçkinlerinin modernleştirme projesinden bakıldığında hem yavan bir zihinsel tavrın, hem de eklemlenme süreçleri hariç temel öznelerin kalıplaştığı görülecektir. ‘Değişmeyen özne’, yalın anlamıyla günümüze uzanan geçmişin refleksleridir. Zamanı çarpıtan ve kendini tarihsel bir kopuş olarak sınıflandıran kadroların değişmeyen özneleri geleneksel sabitelerdir. Birçok örnekte, kurucu ögelerin belleklerinde devraldıkları dönemin arkeolojisini görmek mümkün... Tanzimat bürokrasisindeki yapısal unsurların Cumhuriyet’e mirası... Ya da Osmanlı ricali devletinde “beka” kaygısının, Türk modernleştiricilerinin elinde “ilerleme” sorunu olarak tashih edilmesi gibi...
Bir yenilgi duygusunu hep içinde barındırmış olan son dönemdeki tarihsel romantizmimizin taşıyıcıları, her dönemde toplumda organik bir ağ oluşturma adına yeni güç ve prestij imkânları aramışlardır. Geniş çapta toplumsal değişimi arzulayan bu prestij imkânları devlet eliyle halk için, ‘merkez’in ‘çevre’ye sunduğu ideallerdir. Çağdaşlaşma, modernleşme, kalkınma gibi gelişme literatürünün yan anlamları seküler bir bilinçle beslenemediğinden bu tür idealleştirmeler, hep bir yüceltme veya reddiye düzeyinde kalmıştır. Merkez ile çevre arasında bir bütünleşme yaşanmamıştır. Kuşkuyla birbirini gözetleyen iki farklı dünya oluşmuştur. Cumhuriyet’in bir başka temel sıkıntısı dünyevî işaretleri (kalkınma, modernleşme gibi) yaşama dönük alternatif bir etikle donatamamasıydı. Reddedilen tebaa düzenine rağmen devlet merkezli kültürün verileriyle beslenmek, en sıradan sosyolojik gözlemimiz haline gelmişti.
Gelişme yazını çerçevesinde yer yer üçüncü dünya popülizmini anımsatan söylemlere de dikkat çekmek istiyoruz. Modernleşme süreci gerçekleri tersyüz eden popülist bir karakter çizmeye eğilimli olduğu gibi, otoritenin rasyonelleşmesi, cemaat demokrasisi ve devletin referans boşluklarını sembollerle doldurmaya çalışması da söz konusu tehlikenin başlangıcıdır.
Konuya bir başka açıdan bakıldığında, modernleşme projesi içinde başka alternatifler de beklemek de pek gerçekçi olmayacaktır. Kalkınma ve gelişme süreci içindeki bir toplum bazı bedelleri ödemeye daima hazır olmalıdır. Sözü edilen tüm aksaklıklar ve sakatlıklar modernleşmenin bu projesine dahildir.
Gelişme grameri bütünlüklü bir denklem... İkilemleriyle birlikte Aydınlanma döneminden günümüze tedricen kurulmuş uzun bir cümle... Türk modernleşmesi bu yapının ‘özne’sini çözümlemiş midir?... Bu sayıda Türk modernleşmesinin kimi tuhaflıklarına işaret etmek istiyoruz...
Yazar: Kolektif
Yayınevi: Doğu Batı Dergileri
ISBN: S00101-08-099
Boyut: 16x24
Basım Yılı: 2014
Basım Yeri: Ankara
Cilt Durumu: Karton Kapak
Kağıt Türü: 2. Hamur
Dil: Türkçe
Son Dakika › Kültür Sanat › Doğu Batı Düşünce Dergisi Sayı: 08 Türk Toplumu ve Gelişme Teorisi Kitabı - Son Dakika
Sizin düşünceleriniz neler ?