"İstanbul Mimarisinin Müziği" Final Konseri - Son Dakika
Kültür Sanat

"İstanbul Mimarisinin Müziği" Final Konseri

"İstanbul Mimarisinin Müziği" Final Konseri

"Başlıklı Final Konseri, Taksim'deki Ermeni Katolik Kilisesi'nde 7 Aralık Salı Akşamı Gerçekleşti.

08.12.2010 13:29

İçinden geçilen zamanda o dönemin sanat hassasiyetleri mimariye, müziğe ve diğer sanatlara aynı mührü vuruyor. Dolayısıyla, bir müzik eseri ait olduğu dönemin mimari ses atmosferinde seslendirilip dinlenince, o bütünlüğü izleyebilmek kolaylaşıyor.

2010 yılı boyunca, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Klasik Türk Müziği Yönetmenliği ve Türk Musikisi Vakfı'nın işbirliğiyle, İstanbul'un siluetinde vazgeçilmez çizgileriyle var olan dokuz mekanda, Şef Fatih Salgar yönetimindeki İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu'nun dokuz konserinden oluşan projenin son konseri, 7 Aralık 2010 akşamı Ermeni Katolik Kilisesi'nde gerçekleşti.

İstanbul'un Ermeni Bestekarları'nın Eserleri Taksim'deki Ermeni Katolik Kilisesi'nde Seslendirildi.

Şimdiye kadar gerçekleştirilen sekiz konserde olduğu gibi, kalabalık bir dinleyici kitlesinin ilgi ile izlediği final konserinde de eserler mekanıyla bütünleşti ve İstanbul Devlet Korosu, uzun süre hafızalardan silinmeyecek bir konser sundu. İstanbul kültürünün vazgeçilmez önemdeki bir sayfasını oluşturan Ermeni bestekarların eserleri, Taksim'deki Surp Ohan Vosgeperan Ermeni Katolik Kilisesi'nde yeniden hayat buldu.

Konserde, Türk Müziği tarihinde önemli eserler vermiş olan "Ermeni bestekârlarımız", Bimen Şen, Kemanî Tatyos Efendi, Nigoğos Ağa, Kemanî Sarkis Efendi, Artaki Candan, Udî Âfet Efendi, Udî Arşak Efendi ve Asdik Ağa gibi Ermeni bestekârlarımızın, içinde yaşamak suretiyle hem ruh verdikleri ve hem de ruhlarındaki etkileri büyük olan bir mimari atmosferde verilecek olan konser, zaman tünelinde bir yolculuk gibiydi.

Mimarinin Müziğini Keşif Yolculuğu Tamamlandı

İstanbul Mimarisinin Müziği projesinin bir yıllık serüvenini değerlendiren İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Klasik Türk Müziği Yönetmeni Mehmet Güntekin düşüncelerini şu cümlelerle ifade etti: "İstanbul'da "Mimarinin müziğini keşfetmek" gibi bir amaç, aslında arka planında kültür kavramının ne olduğunu özümsemiş bir bakış açısına işaret ediyordu. Proje bizi zaten bu yönüyle çok heyecanlandırmıştı. Mimari ile müziğin ilk bakışta kolay fark edilemeyen, ama alabildiğine iç içe geçmiş olan iki farklı sanat alanı oluşu, bu projeye ilgimizi çekti diyebilirim. Doğrusu kültür açısından son derece hayati olan bu keşfi, Klasik Türk Müziği ile İstanbul'un kendine özgü mimarisi bağlamında düşünüp bir proje halinde tasarlayan Türk Musikisi Vakfı'nın bu önemli duyarlılığına ilgisiz kalmamız mümkün değildi. Geride kalan dokuz konserin başarısı ve gördüğü ilgi, proje sahibi olan Türk Musikisi Vakfı ve uygulama ekibi olan İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu'nun çizgi üstü kurumsal ciddiyetlerini ve sorumluluk bilinçlerini de ifade ediyor. Kendilerine şükran borçluyuz."

İstanbul'un Farklı Mimari Yapıları, Farklı Dönemler, Farklı Bestekarlar

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Klasik Türk Müziği Yönetmenliği ve Türk Musiki Vakfı işbirliği ile hayata geçirilen ve İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu'nun uygulayıcı ekip olarak yer aldığı konserler dizisi, İstanbul'un siluetini oluşturan mimariye paralel müziği İstanbullularla 2010 yılı boyunca dokuz farklı mekanda hayata geçirildi.

Türkiye'de resmi anlamda kurulan ilk Klasik Türk Müziği icra kurumu olan ve 2010 yılında 35'inci kuruluş yıldönümünü kutlayan İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu'nun yetkin ve üst çizgideki icrasıyla her biri müzikal bir şölene dönüşen tüm konserler, Klasik Türk Müziğine gönül vermiş İstanbullularca büyük bir ilgiyle izlendi.

2010 yılı boyunca, İstanbul'un siluetinde vazgeçilmez çizgileriyle var olan dokuz mekânında, İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu'nun seslendirdiği konserlerden oluşan "İstanbul Mimarisinin Müziği" projesinin ilk adımı, "İstanbul Radyosu ve Cumhuriyet Dönemi Bestekârları" başlıklı konserin icrasıyla atıldı. Cumhuriyet dönemi mimarimizin anıtsal yapılarından biri olan İstanbul Radyosu'ndaki konserde, Mesut Cemil, Münir Nurettin Selçuk, Refik Fersan, Yesari Asım Arsoy, Nuri Halil Poyraz, Sadi Işılay, Cevdet Çağla ve Emin Ongan gibi müzisyenlerin eserleri seslendirildi.

İkinci etkinlik, "Dolmabahçe Sarayı ve Hacı Arif Bey" başlığını taşıyordu ve ünlü bestekâr, içinde yaşadığı mekânda eserleriyle adeta yeniden hayat buldu.

İstanbul Mimarisinin Müziği konserlerinin üçüncüsü, Eyüp Feshane Tarihi İdari Binası'nda verildi. "Eyüp ve Zekâi Dede" başlığını taşıyan konserde, klasik müziğimizin büyük ustası Zekâi Dede'nin eserleri, henüz 14 yaşında genç bir musiki öğrencisi olduğu günlerde inşasına tanık olduğu bir mekânda seslendirilmiş oldu.

Türk Musikisi Vakfı'nın projesinin dördüncü konseri "Topkapı Sarayı ve III. Selim" başlığıyla, Sirkeci'deki Sepetçiler Kasrı'nda yapıldı.

Projenin "Kültür Başkentlerinin Şarkıları" adlı beşinci konserinde ise, İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu'yla Arkeoloji Müzesi'nde buluşan Amarcord Ensemble topluluğu, önceki yıllarda Avrupa Kültür Başkenti seçilmiş şehirlerin müziklerinden örnekler seslendirdi. Ayrıca her iki koro beraberce İstanbul ezgilerini okudular.

"İstanbul Mimarisinin Müziği" projesi ile zamanının mekanlarında, zamanının müziklerini İstanbullulara sunan konserler dizisinin altıncısı, "Tamburi Cemil Bey"in zaman zaman bulunduğu ve müzik yaptığı Yıldız Sarayı'nın atmosferinde, Şale Köşkü Manej binasında gerçekleştirildi.

Projenin yedinci konseri, Klasik Türk Müziği'nin en büyük bestekârı olarak kabul edilen Itrî merkez alınmak üzere, Itrî'nin yaşadığı dönemde inşa edilen Ataköy Tarihi İspirtohane Binası'nda 300 yıl sonra seslendirildi.

"Yenikapı Mevlevihanesi ve Dede Efendi" başlıklı sekizinci konserle, Dede Efendi'nin hayatında çok önemli bir yeri olan mekânda, 200 yıl kadar aradan sonra bir kez daha Dede Efendi'nin müziği yankılandı.

Kaynak: Bültenler

Son Dakika Kültür Sanat 'İstanbul Mimarisinin Müziği' Final Konseri - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement