Pop kültürün yaratıcılarından Andy Warhol’un ve onun filmlerinde rol alıp, meşhur Fabrika’sının süper starı olduktan kendini kaybedenler kulübünde bulan Edie Sedgwick’in trajik hikayesi. Andy Warhol, Edie Sedgwick, şan, şöhret hakkında çok şey söyleyen, göz boyayan ışıltılı dünyaların farklı boyutlarını gözler önüne seren Edie, defalarca, sıkılmadan izlenebilecek filmlerden. Edie’yi canlandıran Sienna Miller’a hayran kalacaksınız.
EDIE FACTORY GIRL
EDIE: FABRİKA KIZI
Yön: George Hickenlooper
Oyuncular: Guy Pearce, Sienna Miller, Hayden Christensen, Jimmy Fallon
Tür: Biyografi-Dram
Süre: 90 dk.
Pop kültürün vazgeçilmez ikonlarından olan, “her şey poptur, pop her şeydir” diyen Andy Warhol ve şöhrete kavuşturduktan sonra bir kenara atarak hayatını mahvettiği Edie Sedgwick
George Hickenlooper imzalı Edie: Fabrika Kızı, hem Warhol’un hem de Edie Sedgwick’in hikayesini anlatıyor.
Köklü ve varlıklı bir aileden gelen ve kendi halinde bir kızken, aykırılıklarıyla tanınan Andy Warhol’la ve şöhretle tanışan Edie’nin trajik hikayesinde aklımdan çıkmayan pek çok sahne var aslında.
Ama bunlardan bir tanesi bence filmin özeti gibi.
SEKS OBJESİ OLARAK GÖRÜLEN ATA ÖPÜCÜK
Andy Warhol’un her türlü şeyi denemekten kaçınmadığı çalışma mekanı Fabrika’sının içinde bir at.
Etrafına üşüşmüş birkaç oyuncu.
Adamlar ata sakinleştirici vermekten söz ediyorlar.
İçim o anda bir tuhaf oluyor zaten.
Warhol, “motor” diyor.
“Ata cinsel anlamda yaklaşın” komutu geliyor ardından.
Hayvan huysuzlanıyor.
Ve araya tüm olanları baştan beri izlemekte olan Edie giriyor.
Ata yaklaşıyor.
Kamera ikisini yan plandan almış.
Yüzleri birbirine değmek üzere.
Nefesleri birbirine karışıyor.
Ve Edie atın burnuna bir öpücük konduruyor.
Filmin başlarında yer alan bu sahne Edie’yi sevmeme, ona sempati duymama, Andy Warhol’dan ise nefret etmeme neden olmuştu.
Filmin devamında hislerim hiç değişmedi zaten.
Kendi yarattığı plastik, yapma bir dünyanın kralı olmaya çalışan Warhol’a kızdım, öfke duydum, masumiyetin simgesi olarak gördüğüm kırılgan Edie’yi ise sevdim, kendimi ona yakın hissettim ve onun için üzüldüm.
ANDY WARHOL’UN FABRİKASI
Sienna Miller değil greçek Edie Sedgwick
Varlıklı bir ailenin kızı olan Edie Sedgwick, 1960’larda Andy Warhol’la tanışmış, onun filmlerinde rol almış ve kısa sürede hem Warhol’un hem de Warhol’un her türlü yeniliğe, yaratıcılığa ve deneylere açık olan Fabrika’sının bir numaralı yıldızı ve gözdesi olmuştu.
Daha küçükken babasının tacizlerine maruz kalan, eşcinsel erkek kardeşinin intiharı ile dünyası yıkılan Edie’ye göre bir dünya değildi belki Fabrika. Ama Andy Warhol’un dostluğu, ona gösterdiği yakınlık etkilemişti genç kadını.
O şirin ve sempatik tavırlarıyla Paris’e gitmek istiyorum diyordu. Çok geçmeden Eiffel Kulesi’nin altında görüyorduk Warhol ve çok sevdiği Edie’sini.
İçinde cinsellik barındırmayan, dostluğa ve hayranlığa dayalı bu birliktelik Edie’nin anne ve babasının karşı çıkmalarına rağmen devam edecekti.
Edie, Warhol’un filmlerinin ve de kalbinin yıldızı olmuştu ne de olsa. Koca küpeler, gözlükler, peruklarla değişen Edie, her gittiği yerde Andy Warhol’a (ki Warhol’un her gece partilediği, sosyete partilerinin vazgeçilmez ismi olduğu biliniyor) eşlik eden bir escort kızıydı, pek çok moda dergisine kapak olan bilinen bir yüzdü.
Ama şöhret herkese göre değildi. Hele Edie gibi masum, iyi kalpli ve kırılganlara göre hiç değildi.
Ünlü bir müzisyene aşık olan Edie’nin (filmde Billy Quinn olarak geçen bu kişi gerçek hayatta Bob Dylan’dı) bu aşkı yakın dostu Andy Warhol’dan uzaklaşmasına neden olacak, Edie’nin Warhol, ailesi ve sevgilisinden aldığı darbelerle sarsılmaya başlaması gecikmeyecekti.
EDIE VE BOB DYLAN AŞKI
Daha önce pek çok farklı oyuncunun canlandırdığı Andy Warhol’a bu filmde Guy Pearce hayat vermiş ve bence son derece gerçekçi ve başarılı bir portre çizmiş.
Keza Siena Miller de Edie rolünde gönlümüzde taht kurmayı başarıyor. Bunda Edie’nin gerçekte sempatik ve özdeşleşmesi kolay bir karakter olmasının etkisi vardır elbette ama ne olursa olsun Miller’ın bu filmle kariyerinin zirvesine çıktığını söyleyebiliriz. En azından artık adı sadece Jude Law’la anılmayacaktır!
Yıldız Savaşları’nın yakışıklısı Hayden Christensen, filmde Edie’nin aşık olduğu müzisyen Billy Quinn rolünde çıkıyor karşımıza. Quinn’in gerçek hayattaki karşılığı ise Edie’ye aşık olan ve ona şarkılar yazdığı söylenen Bob Dylan’dan başkası değil.
ŞÖHRETİ TEK BİR CÜMLEYLE ANLATIYOR
Andy Warhol ve Edie Sedgwick
Andy Warhol’la, yakıp, yıktığı Edie’nin hayatını beyazperdeye taşıyan Edie: Fabrika Kızı’nı, Andy Warhol’u kötü gösterdiğini söyleyerek eleştirenler olduğunu belirtmem lazım.
Perdede gördüğüm kadarıyla gerçekten de çok hoş bir Andy Warhol portresi yok karşımızda. Öyle ki Andy Warhol’dan hoşlanmayanlar, ona ucube gözüyle bakanlar bu filmden sonra ondan daha da nefret edebilirler.
İnsanları kullanan, işine gelmediği, öfkelendiği zaman ise kağıt mendil gibi çöpe atan, bencil ve yaramaz bir adamla karşı karşıya bırakıldığımız doğru.
Ama Warhol’un bu filmdekinden çok da farklı olmadığını, Edie’nin hayatını mahveden kişi olduğu da tüm kaynaklarda açıkça belirtiliyor.
Ama Warhol kadar kolay gelen, hazmedilemeyen ve bir anda ortadan kaybolan şöhretin de etkisi var Edie’nin çöküşünde.
Şöhretin uzaktan durduğu kadar parıltılı bir şey olmadığını, zamanı geldiğinde ne kadar yakıcı ve yıkıcı olabileceğini anlatan film ne demek istediğini içinde geçen tek bir cümleyle anlatıyor aslında.
Andy Warhol “herkes bir gün 15 dakikalığına şöhret olacak” demişti.
Edie’nin annesi ise kızını şöhret yapan Warhol’a aynen şöyle diyor: “Kızım için daha güzel hayallerim vardı!”
Son Dakika › Kültür Sanat › Şöhretin Ardından Gelen Düşüş - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?