İngiliz yönetmen Joe Wright, geçtiğimiz haftalarda vizyona giren 'Anna Karenina'da Leo Tolstoy'un ünlü eserini beyaz perdeye taşıyor. Wright, bir 19. yüzyıl Rus aristokratının trajik hikayesini anlattığı filmin başrolünü, üçüncü kez birlikte çalıştığı Keira Knightley'e emanet eti. Ünlü yönetmen, Toronto Film Festivali'nde Sinema dergisinden Nando Silva'nın sorularını yanıtladı.
SÖZLÜ BALE GÖSTERİSİ
Filmde her şey bir dans gösterisi gibi tasarlanmışa benziyor. Dramatik açıdan hedefiniz neydi?
'Anna Karenina'yı sözlü bir bale gösterisi gibi düşündüm aslında. Bir dans gösterisiyle, sahnedeki oyuncuların hareketleri arasındaki sınırları keşfetmek istedim.
En baştaki niyetiniz hikayeyi klasik bir anlatım şeklinde uyarlamaktı, öyle değil mi?
Evet, senaryo öyle yazılmıştı. Birçok mekan dolaştım, Rusya'da ve İngiltere'de doğru mekanları bulmaya çalıştım ama sonra birden başkaları tarafından defalarca yürünmüş bir yoldan gittiğimi hissettim. Rusya'da türlü türlü mekan dolaşıp tüm bütçemizi seyahate ve konaklamaya harcarken, bir gün kendi kendime "Boşver gitsin!" dedim. Filmin çoğunu tiyatro sahnesinde çekmeye karar verdim.
Yaklaşımınızın değişmesi çekimleri nasıl etkiledi?
Çok ürkütücü bir süreçti. Öyle ki; kendimi rahat hissettiğim tek bir gün bile olmadı! Fakat bunu seviyorum galiba. "Kendime meydan okumanın zamanı geldi" diye düşündüm. Yapabilirsem harika olacaktı, yapamazsam başka bir meslek bulmam gerekecekti. Tek mekanda çekim yapmanın sınırlarına alıştıktan sonra uçabildiğimi ve hayal gücümün çok yükseldiğini hissettim.
Tolstoy'un romanı zamanımızda ne ifade ediyor sizce?
Öncelikle kişisel bir bağ kurdum romanla. 40 yaşına basmak üzereyim. Evlenip çocuk yapmayı düşünüyordum. Tolstoy da benim gibi aşk, sadakat gibi konularla mücadele içindeydi. Sosyal ya da politik açıdan günümüzle bir bağ kurulabilir mi emin değilim.
Oyuncularınızı seçerken nasıl bir yol izlediniz?
Bir oyuncuda en önem verdiğim şey; yüksek hayalgücü. Bu filmde hayalgücü çok önemliydi çünkü gerçek olmayan mekanlarda çalışırken oyuncuların etraflarındaki dünyayı yansıtabilmek için hayalgüçlerini kullanmaları gerekti.
KEIRA TARTIŞMALI ROLERİ SEVİYOR
Size göre Keira Knightley'nin bir aktris olarak en önemli özelliği nedir?
Keira çok korkusuz biri. Oyuncu olmak, güvenlikten çok uzak bir durum. Birçok oyuncu, insanların seveceği karakterleri oynamak zorunda hissediyor kendini. Böylece, seyirci hem o karakteri, hem de o oyuncuyu sevecek. Onları bir filmde görmek için tekrar para ödeyecek ve bu da gişede iyi sonuç verecek... Keira ise tam tersine seyirciyi o anlamda hiç küçümsemiyor. Seyircinin, karakterle oyuncu arasındaki ayrımı yapabileceğini düşünüyor. O nedenle de iddialı ve ahlaki açıdan tartışmalı rolleri oynamayı tercih ediyor. 'Anna Karenina' da tam böyle bir karakter. Tolstoy'un kitabında iyiler ya da kötüler yok, kusurlu insanlar var sadece. Keira da, ben de bunu seviyoruz işte...
Sabah : http://www.sabah.com.tr
Son Dakika › Magazin › Bu Filmle Kendime Meydan Okudum - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?