Başbakan Ahmet Davutoğlu, son 48 saat içinde bazı illerde yaşanan çok yoğun şiddet olaylarının tam bir vandalizme ve örgütlü suç niteliğindeki faaliyetlere dönüştüğünü belirterek, "Maalesef 19 vatandaşımızı kaybettik, 145 vatandaşımız yaralı, şu an itibarıyla 368 kişi de değişik vilayetlerimizde, değişik suçlar sebebiyle gözaltına alınmış durumdadır" dedi.
Davutoğlu, Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleştirilen güvenlik toplantısı sonrasında basın toplantısı düzenledi.
Türkiye'nin bir bütünlük içerisinde, barış ve huzur ortamında mübarek Kurban Bayramını idrak ettiğini hatırlatan Davutoğlu, "Malesef Kobani'deki olayları bahane eden bir parti HDP yaptığı çağrı sonrasında ve maalesef yine ana muhalefet partisinin bir genel başkan yardımcısının provokatif tweetlerini müteakiben son 48 saat içinde bazı illerimizde çok yoğun şiddet olayları yaşanmış, bu şiddet olayları tam bir vandalizme ve örgütlü suç niteliğindeki faaliyetlere dönüşmüştür. Bu çerçevede maalesef 19 vatandaşımızı kaybettik, 145 vatandaşımız yaralı, şu an itibarıyla 368 kişi de değişik vilayetlerimizde, değişik suçlar sebebiyle gözaltına alınmış durumdadır. Öncelikle vefat eden vatandaşlarımıza rahmet diliyorum" diye konuştu.
Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olduğunu ve demokratik özgürlüklere saygı ölçüsünde herkesin sorumluluk sahibi olduğu bir siyasi ortam içinde bulunduğunu dile getiren Davutoğlu, "Dolayısıyla demokratik haklarını kullanmak iddiasıyla kurulan bir partinin, son derece antidemokratik ve halkın malına, mülküne, canına kasteden faaliyetlere öncülük ederek çağrı yapması, dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun en temel demokratik ilkelere dahi aykırıdır. Demokrasiye saygı gösteren herkesin, bu partiye ve bu partinin yaptığı çağrıya neredeyse paralel şekilde mesajlar yollayan diğer bazı parti mensuplarına en net bir tepki göstermesi demokratik bir vecibedir" dedi.
"Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir" ifadesini kullanan Başbakan Davutoğlu, "Kimse hukuk dışında ve hukuk üstünde değildir. Bunun da böyle bilinmesi bütün taraflar için elzemdir ve ülkemizin her bir santimetrekaresinde hukuku korumak, hukuk düzenini muhafaza etmek hem devlet birimlerimizin hem hükümetimizin hem de demokratik hayata inanmış bütün siyasi partilerin öncelikli görevidir" diye konuştu.
"Mağdur olmuş kardeşlerimize kucağımızı açtık, bağrımızı açtık"
Yurt dışında çok acı olayların yaşandığına dikkati çeken Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
" Suriye'de son 3.5 yıl içinde, Irak'ta son neredeyse 30 yıl içinde büyük acılı olaylar yaşandı ve bu acılı olaylara en insani tepkiyi her zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti verdi. Ancak kimse yurt dışında yaşanan bu acılı olaylar dolayısıyla bunları Türkiye'nin içinde bir meseleymiş gibi yansıtarak, Türkiye'deki halkın huzurunu bozma ve halkı doğrudan tehdit etme hakkına sahip değildir ve cüretini de gösteremez. Kobani'de yaşanan olaylar hepimiz defaatlerce, her düzeyde vurguladığımız gibi yüreğimizi sızlatmıştır ve her zaman biz Kobani'de yaşanan olaylara sahip çıktık. Bu olaylardan mağdur olmuş kardeşlerimize kucağımızı açtık, bağrımızı açtık. Son iki hafta içinde 200 bine yakın kardeşimiz bize sığındı. Türkiye'ye sığındılar, bu vandalizmi yapan şiddet meraklılarına sığınmadılar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin düzenine ve merhametine sığındılar. Eğer son günlerdeki bu şiddet olaylarıyla Türkiye'de de bir kargaşa yaratmak isteyenlerin istediği olmuş olsa ki hiçbir zaman olmayacak bundan herkes emin olsun, bu kardeşlerimiz Türkiye'ye sığınamazlardı. Son üç yıl içinde Suriye rejimiyle işbirliği halinde oradaki, Suriye'deki Araplar'ın, Türkmenler'in, kendilerine tabi olmamış Kürtler'in katledilmesine gözyumanlar bilsinler ki Kobani'den kaçan kardeşlerimiz Suriye rejiminin kontrolündeki bölgelere kaçmadılar Türkiye Cumhuriyeti Devletinin merhametine, milletimizin aziz şefkatine sığındılar."
"Sığınacakları yer Türkiye Cumhuriyeti Devletinin gölgesidir"
"Şimdi herkesin muhabese etmesi vaktidir" şeklinde konuşan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Herkesin de bilmesi gerekir ki biz bu devleti ve bu hukuk düzenini hiçbir şeye feda etmeyiz. Eğer böyle bir kargaşa ortamı yaratılmak isteniyorsa ki birileri böyle bir çaba içindelerse onlar da bilmeliler ki kendi başları daraldığında bile sığınacakları yer Türkiye Cumhuriyeti Devletinin gölgesidir. O gölge altında huzur bulabilirler. Etrafımızda bir çok devlet, komşu devlette büyük kargaşalar yaşanırken, eğer bu aziz topraklar 1,5 milyonu aşkın, 1 milyon 600 bini aşan kardeşimize ana kucağı olmuşsa, bu topraklardaki kamu düzeni dolayısıyladır, herkesin bunu bilmesi lazım. Ayrıca ikiyüzlülüğü de herkesin bırakması lazım. Biz ülkesinde her etnik kimliğe sahip vatandaşı olan Türkiye Cumhuriyeti olarak gerektiğinde Boşnaklar'a sahip çıktık 90'lı yıllarda, gerektiğinde Irak'ta kaçan Kürtler'e sahip çıktık, Arnavutlar'a sahip çıktık, Suriye savaşının başından itibaren de hiçkimsenin etnik ve mezhebi kimliğine bakmadan kim Türkiye'ye yönünü dönmüşse ona da sahip çıktık. Fakat Humus'ta binlerce Türkmen, Arap, Kürt katledilirken, Halep varil bombalarıyla vurulurken, Telabyad IŞİD'in eline düştüğü zaman, oradaki Araplar, Kürtler katledilirken, Çobanbey kasabası IŞİD'in eline düştüğünde Türkmenler can havliyle Türkiye'ye sığınırken ve orada Türkmenler katledilirken susanların, şimdi bir vicdan çağrısında bulunmaları ikiyüzlülüktür."
- Ankara
Son Dakika › Politika › 'Kimse Bu Şiddet Olaylarından Sonra Hesap Sorulmayacağını Düşünmesin' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?